Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Son günlerde içte ve dıştaki sıcak gelişmeler mülteci krizini geri plana itti. Oysa bu dram devam ediyor. Ve bunun en önemli odak noktalarından biri de Ege denizi...

Kış yaklaştıkça, Türkiye’den Yunanistan’a denizden Suriyeli göçmen akını hızlanmış durumda. Hafta sonunda bu yoldan Yunan adalarına ulaşan sığınmacıların sayısı 15 bini buldu.

Bunlar botlar veya köhne teknelerle Yunan topraklarına salimen ayak basabilenler. Ama son zamanlarda ne yazık ki devrilen botlardan denize dökülen pek çok insan boğulup gitti.

Haberin Devamı

Ölüm riskine rağmen, bu zavallı insanlar, aynı kaçış yolunu denemekte ısrar ediyorlar. Oysa denizi aşıp karaya ulaştıkları zaman dramatik serüvenleri daha bitmiyor: Bu kez Balkan ve Orta Avrupa ülkelerinin kurduğu tel örgü bariyerlerini aşma mücadelesini veriyorlar.

Engellemek zor

Almanya ve Kuzey Avrupa ülkeleri yönündeki göç akınının başlıca güzergâhı Türkiye-Yunanistan hattından başlıyor. Türkiye’de sayısı 2 milyonu geçen mülteci, büyük bir göç potansiyeli oluşturuyor.

Bu yılın başından beri Türkiye’den Yunanistan’a Ege’den göç edenler yarım milyonun üstünde. Dört yıl önce Suriye’den kaçanlara “açık kapı” politikasıyla barındıran Türkiye, şimdi ülkemizi terk etmek isteyenlere Yunanistan’la kara sınırını “kapalı” tutuyor. Ama Ege Denizi yolunu tam kontrol edemiyor. Dolayısıyla Türkiye’den Yunanistan’a geçiş kaçak olarak hep bu denizden oluyor.

Çipras’ın isteği

Bu yoldan göçü özendirenler ve destekleyenler var. Açıkçası, kaçakçılar devrede. Bu faaliyetin yan sektörleri de bundan yararlanıyor.

Bu göç akını, ekonomisi zaten perişan olan Yunanistan’ı daha da zor duruma düşürüyor. Gerçekten Yunanlıların bu kadar çok sayıdaki mülteciyi, geçici olarak dahi olsa, barındıracak hali yok.

Atina bu yüzden bir yandan AB ortaklarına, diğer yandan da komşusu Türkiye’ye adeta bir “imdat” işareti gönderiyor.

Başbakan Çipras önümüzdeki hafta Türkiye’de bekleniyor. Amacı Türkiye’nin Ege’den Yunanistan’a mülteci akınını durdurmasını sağlamak. Kuşkusuz Türkiye’nin bu isteği tamamen karşılamasının birçok zorlukları var. Daha sıkı kontrol mekanizmalarının kurulması dahi, göçü tamamen engelleyemez; ama tabii azaltabilir.

Haberin Devamı

Bu sorun mülteci krizinin ilgili çok uluslu, kapsamlı önlemler çerçevesinde halledilebilir. AB ile Türkiye arası da “Eylem Planı” konusunda varılan prensip mutabakatının hayata geçirilmesi bunun bir unsuru. Yani bu sorumluluğu Avrupa’nın paylaşması gerek.

O zaman Ege Denizi, mülteci krizinin çözümüne yönelik yeni bir işbirliği alanına dönüşebilir.