ABD istihbaratının marifetleri hakkında akla çok şey gelir, ama “dost ve müttefik” bir ülkenin liderlerinin şahsi cep telefonunu dinleyeceği hiç tahmin edilmezdi doğrusu...
Almanya Başbakanı Angela Merkel -ve tabii Alman halkı- çok kızgın. Şansölye, kendi istihbarat servislerinin olayı tespit etmeleri üzerine, açtı telefonu Başkan Obama’ya, yumdu gözünü, bunun nasıl bir iş olduğunu sordu kendisine.
Beyaz Saray sözcüsünün açıklamasına göre, Obama ABD’nin Merkel’i “dinlemekte olmadığı ve bundan sonra da dinlemeyeceği” konusunda teminat vermiş. Oysa bu, “daha önceleri dinlemediği” anlamına gelmiyor.
Kaldı ki bunun Almanya’da evveliyatı da başka ülkelerde -farklı şekillerde de olsa- emsali var.
“Der Spiegel” dergisi geçen haziranda, Almanya’da haberleşme sisteminin ABD istihbaratı tarafından izlendiğini bildirmiş, bunun için de kaynak olarak eski Ulusal Güvenlik Dairesi’nden Edward Snowden’in sızdırdığı gizli belgeleri göstermişti.
Şimdi daha o olay unutulmadan, Merkel’in cep telefonunun ABD “telekulağı”na takıldığının ortaya çıkması, etrafı daha da kızıştırdı.
Olaylar dizisi
Obama’nın Şansölye’yi ne kadar yatıştırdığını ve ikna ettiğini bilmiyoruz, ama Merkel’in Beyaz Saray’a böyle bir şikâyet için Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’dan sadece 2 gün sonra telefon etmiş olması, işin ciddiyetini gözlerin önüne seriyor.
Fransa’da “Le Monde” gazetesi geçen hafta sonu ABD istihbarat servislerinin bir ay içinde 70 milyon Fransız’ın telefonlarını “izlediğini” bildirdi. Bunlara diplomatlar da dahil.
Bu haber üzerine Cumhurbaşkanı Hollande, Obama’yı telefonla aradı ve içini döktü. Fransa’da bu olayın çalkantıları devam ediyor.
Hepsi bu kadar değil. Daha önce ABD’nin Avrupa Birliği misyonlarına elektronik kulağını uzattığı bildirilmişti. Ekonomik birçok mahrem bilgi böylece Washington’un eline geçiyordu.
Geçen ay Brezilya‘da da Amerikalıların üst düzey yetkililerle milli petrol şirketi arasındaki konuşma ve yazışmaları tespit ettiği anlaşılmış, bunun üzerine Başkan Dilma Rousseff, ABD’ye yapacağı ziyareti iptal etmişti.
Benzer bir dinleme olayının Meksika‘nın eski Cumhurbaşkanı Felipe Calderon’un başına geldiği ve bunun iki ülke arasında bir soğukluk yarattığı da biliniyor...
Fazla ileri gitti
Hasılı Amerikan telekulak servisi, yakın veya uzak, dost veya düşman, her tarafta faaliyette. Merkel olayının özelliği, bu telekulağın kişisel cep telefonuna kadar uzandığını ortaya koymasıdır.
“Her ülke, kendi çıkarları için, istihbaratını yürütür” denebilir. Ama bu kadarı da kabul edilebilir cinsten değil.
Aslında Amerikalıların bu marifetleri, fazlasıyla şeffaf davranmaları ve Edward Snowden gibi eski “casuslar”ın gizli dosyaları dünya medyasına iletmesi sayesinde açığa vuruluyor.
Fakat sonuçta bu tür skandalların ortaya çıkması, ABD’ye karşı, en dost ülkelerde bile, derin bir güvensizlik yaratıyor. Bu o kadar ciddi bir sorun ki, şimdi Avrupa Birliği zirvesinin de gündeminde.
Kimse telekulaktan hoşlanmıyor. Bu bir dosta ait olsa dahi...