Ve nihayet Hollywood galip geldi. Haftalarca tartışılan ve ABD ile Kuzey Kore arasında gerginliğe yol açan “The Interview” (Söyleşi) filmi sinemalarda ve de internette vizyona girdi.
Noel tatili ABD’de yüz binlerce kişinin “komedi” kategorisindeki bu filmi keyifle seyretmesine imkân sağladı.
Filmin yarattığı ve bütün dünyanın da heyecanla izlediği olaylar dizisini kısaca hatırlatalım.
Filmin konusuyla başlayalım: İki Amerikalı gazeteci “kapalı kutu” diye bilinen Kuzey Kore’nin “Yüce Lideri” Kim Jong-un’dan bir söyleşi için söz almayı başarıyorlar. Ancak istihbarat örgütü CIA devreye girip bu gazetecilere tehlikeli bir görev veriyor: Koreli lideri zehirleyerek öldürmek... O ana kadar komedi olarak görünen serüven, daha sonra heyecanlı sahnelerle devam ediyor...
Bir başka dizi
Kuzey Kore Hollywood’dan böyle bir filmin yapıldığını öğrenince kıyameti kopardı. ABD adeta putlaştırılmış olan “Yüce Lider”i küçük düşüren, onunla dalga geçen ve de onun hayatına kastedilişi yansıtan bir filmin gösterilmesine nasıl izin verir?
Kuzey Kore başkenti Pyongyang’dan çok sert tepkilerle beraber tehditler de yağmaya başladı. Amerikalılara 11 Eylül saldırısı hatırlatıldı; yani Kuzey Kore’nin intikamını ağır bir şekilde alabileceği ima edildi.
Bu arada filmin yapımcısı “Sony Pictures” şirketinin iletişim sistemi bir “siber saldırı”ya uğradı ve bunun Kuzey Korelilerin işi olduğu öne sürüldü. Buna karşılık Kuzey Kore’nin internet iletişimi bir süre kesiliverdi. Bunun da ABD’nin bir mukabelesi olabileceği söylendi...
“The End” mi?
Gerginlik bu şekilde tırmanırken bir ara Sony’nin filmi vizyona sokmayı erteleyeceği haberleri çıktı. Buna da Beyaz Saray’dan ve bizzat Başkan Obama’dan tepki geldi: ABD “ifade özgürlüğü” ilkesinden vazgeçemez, bir diktatörden gelen tehditlere boyun eğemez dendi...
Bu yönde güçlü bir kamuoyu eğilimi oluştuktan sonra, Sony şirketi son kararını verdi: Film ABD’deki sinemalarda ve internette gösterilecek...
Ve böylece “The Interview” filmiyle ilgili olaylar dizisi sona erdi... Ama acaba bu gerçekten “The End” mi, yoksa Kuzey Kore’den bir misilleme, belki de şiddet eylemleri gelebilir mi?
ABD’de resmi ağızlar buna pek ihtimal vermiyorlar ama gene de tedbir alınmasında yarar görüyorlar. Örneğin bazı sinemalar şimdi koruma altındalar.
Farklı zihniyet
Bu Hollywood’un yerli veya yabancı liderlerle dalga geçen ilk filmi değil tabii. Yıllardan beri komedi veya polisiye kategorisinde benzer pek çok film yapıldı ve bütün dünyaya dağıtıldı. Bunların bir kısmı ABD başkanları, CIA ve hatta orduyla, bir kısmı da yabancı diktatörlerle (Hitler’den İdi Amin’e kadar) dalga geçen filmler...
Amerikan toplumunun hoşgörülü mizacı ve mantalitesi buna müsait. Bu tavır, Obama’nın da vurguladığı gibi, ABD’nin önemsediği “değerler”in başında gelen “ifade özgürlüğü”nün bir gereği sayılıyor.
Tabii Kuzey Kore gibi son derece güdümlü ve otoriter bir ülkenin bunu anlaması mümkün değil. Ancak hangi yabancı ülke ismiyle cismiyle liderine bir suikastı hedef gösteren bir filme (bu komedi de olsa) müsamaha gösterebilir?