Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Çin’in Şincan Uygur Özerk Bölgesi’nde yaşayan Türk ve Müslüman kökenli halkın etnik ve dinsel ayrımcılığa ve baskılara maruz kaldıkları gerekçesiyle Türkiye’de düzenlenen protestoların yarardan çok zarar getirdiği görülüyor.
Bir kere sokaklara dökülenlerin giriştikleri eylemler tam bir rezillik. Çinli sanıp Koreli turistleri tartaklamak, sahibi Türk olan Çin lokantasına saldırmak, fahri Konsolosu Türk olan Tayland’ın İstanbul’daki konsolosluğu basmak gibi...
Bu saçmalığın bedeli şu: Çinli ve Koreli turist bu şartlarda Türkiye’ye gelmez... Ekonomik ilişkiler bundan zarar görür... Türkiye’nin dış itibarı sarsılır...
Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu ay sonunda Çin’e yapması beklenen ziyaret öncesinde bu eylemler, bu ülke ile önemsenen ilişkileri de gölgeliyor. Böyle bir ortamda Cumhurbaşkanının ziyareti arzulandığı kadar rahat gerçekleşmeyebilir.
Oysa Ankara Çin’le işbirliğine, askeri alanda dahil, stratejik bir boyut kazandırmak arzusunda... Şimdi durup dururken Türkiye’de “Uygur sorunu”nun gündeme getirilmesi ve şiddete varan protestoların düzenlenmesi, zamanlama olarak da çok ters...

Şincan’da durum
Türk halkının Çin’deki soydaşlarının durumu ile ilgilenmesi tarihi ve kültürel bağlan nedeniyle, doğal.
Doğu Türkistan olarak da bilinen Şincan’da 1.6 milyon km. karelik, 22 milyon nüfuslu bir bölge. Nüfusun yüzde 45’i etnik Uygur, yüzde 41’i de Çinli Han. Çin devleti bu bölgeye idari bir özerklik verdi. Yönetimde Uygurlar da önemli mevkilerde bulunuyorlar.
Ancak Uygur halkı içinde son yıllarda güçlü milliyetçi ve dinci eğilimler baş gösterdi, ayrılıkçı unsurlar ortaya çıktı ve şiddet eylemleri de başladı. Rejim bunları sert bir şekilde bastırdı ve epey kan döktü. Bununla beraber Uygurların büyük kısmı Çin’in özerklik içinde asimilasyon politikasına uymuş durumda.

Ankara’nın tutumu
Yarı resmi Anadolu Ajansı’nın tam şu sırada Şincan’a gidip, Uygurların rahat bir hayat sürdüklerini ve örneğin Ramazan’da oruç tutmak konusunda herhangi bir baskı altında bulunmadıklarını belirtmesi- oldukça anlamlı.
Protestocular bu görüşü paylaşmıyor tabii. Ne var ki, giriştikleri eylemlerin pratik bir yararı yok: Çin hükümeti bundan etkilenmez. Olsa olsa bu tutum, Ankara’nın “Uygur sorunu”nu Çin makamlarıyla görüşmeler sırasında ele alma şansını zedeler; ayrıca ikili ilişkileri ve yaratılmak istenen havayı bozar...
Şu sırada birçok ülke ile ilişkileri zaten kötü olan Türkiye’nin hiç istemeyeceği şey de, Çin başta olma üzere Uzakdoğu ülkeleriyle de bozuşmaktır.