Hükümetin AB Bakanı Volkan Bozkır, önceki gün Ankara’ya gelen üst düzey AB Komisyon üyeleriyle düzenlenen ortak basın toplantısında, Avrupa Birliği’ne ilginç bir çağrıda bulundu. Bakan AB’nin özellikle dış meselelerin görüşüldüğü toplantılara Türkiye’yi davet etmesini istedi ve bu şekilde AB’nin “aile fotoğrafında” yer alması sayesinde Ankara’nın Birlik ile diyaloğunun görülür ve hissedilir hale geleceğini belirtti...
Kuşkusuz bu istek sembolik bir anlam taşıyor. Aslında Türkiye’nin arzusu, AB ile şu uzun üyelik müzakereleri sürecinde Avrupalı ortaklarla özellikle dış meseleler üzerinde görüşlerini paylaşmak ve Birlik içinde daha aktif bir rol oynamaktır.
Bir bakıma verilmek istenen mesaj şudur: Müzakereler 9 yıldır sürüyor. Daha ne kadar süreceği de belli değil. Bari gelin sizi de yakından ilgilendiren dış meseleleri dışişleri bakanları veya liderler düzeyinde görüşelim. Böyle bir olay resimlendiği zaman bizim de aynı “aileden” sayıldığımız belli olur...
AB yöneticilerinin buna ne diyeceğini bilmiyoruz; ama Ankara’nın böyle bir arzu duyması, her şeye rağmen AB perspektifini koruduğunun açık bir işaretidir.
Yeni işbirliği alanı
AB heyetinin Ankara ziyareti aslında Birliğin de Türkiye ile diyaloğu ve katılım sürecini canlı tutmak konusundaki kararlılığını gösterdi.
AB Komisyonu’ndaki 3 yeni üyenin (bu arada Dışişleri Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini’nin) göreve geldikten sonra ilk dış ziyaretlerini Türkiye’ye yapmış olması da Birliğin Brüksel merkezinde Türkiye’ye atfedilen önemi ortaya koyuyor.
Şu bir gerçek ki bölgemizdeki olaylar Türkiye’ye -özellikle AB Komisyon çevrelerinde- verilen değerin derecesini yükseltmiştir. Nitekim tam bu ziyaretin arifesinde Komisyon yetkililerinin medyaya yaptıkları açıklamalardan, bu “değer artıran” konuların ne olduğu açıkça anlaşılıyor.
Bunların başında IŞİD sorunu geliyor. Avrupa ülkeleri kendi vatandaşları olan “cihatçılar”ın IŞİD’e katılmak için Türkiye yolunu kullanmalarından çok rahatsız. (İngiltere Başbakanı Cameron’un dün başlayan Ankara ziyaretinin de başlıca amacı bu konuyu görüşmektir)...
AB heyetinin Ankara’daki görüşmelerde, bu alanda taraflar arasında daha sıkı bir koordinasyon ve işbirliği üzerinde mutabık kalındığı anlaşılıyor. Pratikte bunun nasıl gelişeceği zamanla görülecek tabii. Ama böylece Türkiye ile AB arasında (bu kez daha çok AB’nin ihtiyaç duyduğu) bir “ortaklık” oluşuyor...
Diyaloğa devam
AB’nin Türkiye’yi önemsemesinde Türkiye’nin Suriye gibi bölgesel meselelerdeki rolü dışında, son olarak Rusya ile yakınlaşmasının da payı var.
Rusya’nın Türkiye’yi “Güney Akım” enerji hattına alternatif olarak seçmesi Batı’yı kaygılandırdı. Ayrıca Türk hükümetinin Rusya’ya karşı Ukrayna krizi nedeniyle yaptırımlara katılmak istememesi de AB’yi rahatsız ediyor.
Bunlar AB heyeti tarafından Ankara’da da dile getirildi. Ancak anlaşılan bu konuda görüş ayrılıkları devam ediyor.
Bununla beraber taraflar diyaloğu sürdürmeye kararlı. Kim bilir belki Bakan Bozkır’ın dediği gibi bunun bir “aile fotoğrafı” ile tespiti yararlı olur!