İsrail ile Hamas arasında havadan yürütülen 8 günlük Gazze savaşının ateşkes anlaşmasıyla noktalanmasının ardından, şimdi iki taraf da kendilerini bu kanlı raundun galibi sayıyor.
Gerek Hamas, gerekse İsrail liderlerinin, çatışmaların bilançosunu çıkarırken, olayın dramatik insancıl tarafını bir yana bırakıp daha çok askeri ve siyasal kazanımları üzerinde durmalarına şaşmamalı. Tarih boyunca savaşlardan sonra hep böyle yapılmadı mı?
İki tarafın bu çatışmadaki kazanımlar listesine neleri kaydettiklerine bakalım:
- İsrail’in Gazze’ye karşı saldırısının başlıca amacı, kendisine karşı büyük bir tehdit olarak gördüğü roket bataryalarını ve askeri tesisleri imha etmekti. Çok yoğun hava bombardımanı ile bu hedefe geniş ölçüde ulaşıldı. Sonuçta Hamas elindeki silahların ve personelin önemli bir kısmını kaybetti.
Buna ilaveten gene askeri alanda İsrail geliştirdiği “Demir Kubbe” füzesavar sisteminin başarısını (özellikle Telaviv ve Kudüs bölgelerini de koruyarak) tescil etti...
Siyasi alanda ise Başbakan Netanyahu seçimlere iki ay kala, İsrail halkının önemli bir kesiminin desteğini sağladığı gibi, ABD seçimlerinden yeni çıkan Başkan Obama’yı (ve Batı’yı) da yanına almayı başardı...
En kazançlı kim?
- Hamas’a gelince onun askeri alandaki başlıca başarısı, İran’ın yardımıyla ürettiği füzeleri ilk kez Telaviv ve Kudüs’e kadar fırlatmasıdır. Ayrıca her ne kadar İsrail birçok roket bataryasını imha ettiyse de, Hamas bu tür kısa menzilli silahları (ki sayısı 12 bin kadar tahmin ediliyor) ateşkes anına kadar kullanabilmiştir.
Ancak Hamas’ın esas kazancı siyasi alandadır. Bu kez Mısır başta olmak üzere Arap ülkeleri ve de Türkiye Hamas’ın meşruluğunu teyit eden, aktif bir destek sergilediler. Bu destek Gazze’deki rejimi tanımayanlara ve özellikle İsrail’e karşı siyasi durumunu güçlendiriyor. Ayrıca bu durum, Hamas’ın Mahmut Abbas liderliğindeki Filistin yönetiminin de önüne geçmesini sağlamıştır.
Bu bilançoda aslında en kazançlı çıkan ülkeyi de görmek lazım. O da Mısır’dır. Gazze’ye tam destek vermekle beraber Cumhurbaşkanı Mursi, özellikle ABD ve İsrail ile dengeyi iyi tutturmasını bilmiş, giriştiği arabuluculuktaki başarısıyla da uluslararası sahnede önemli bir aktör olarak ortaya çıkmıştır.
Ateşkesten barışa
Bu Gazze’de varılan ilk ateşkes anlaşması değildi... Daha öncekilerin kısa ömürlü olmalarının nedeni, tarafların silahların susmasını sırf yeniden toparlanmak ve yeni bir raunda hazırlanmak için bir fırsat saymalarıdır.
Oysa bu ateşkes, bir uzlaşma ve normalleşme süreci için bir fırsat olarak kullanılmalıdır.
Bu kez öyle olabilecek mi?
İmzalanan ateşkes anlaşmasında doldurulması gereken çok boşluk var. Gizli silah trafiğinin önlenmesinden, ablukanın kaldırılmasına varıncaya kadar...
Taraflar bunların ileride müzakere edileceğini prensip olarak kabul ettiler.
İki tarafın asıl zafer ilan etmeleri gereken gün, sorunun özünü oluşturan uyuşmazlıkları çözüm yoluna soktukları an olmalıdır...