AB geçen cuma günü mülteci meselesinde vardığı anlaşmayla, en çetrefil sorunlarda dahi uzlaşma hünerini bir kez daha sergiledi.
Hem AB içinde üye ülkeler arasında, hem de Türkiye ile yapılan çetin pazarlıklar sonucunda gerçekleşen anlaşmadan taraflar memnun. Ama tek memnun olmayan, bizzat mülteciler...
Türkiye’nin ve ilgili AB ülkelerinin memnun olmalarının kendilerine göre çeşitli sebepleri var.
Türkiye’den başlayalım: Göçmen akınını durdurması için Almanya başta olmak üzere AB’nin baskılarına karşılık Ankara diplomatik bir hamleyle karşılık verdi ve bir plan taslağı ortaya koydu. AB’de pazarlıklar bu taslakta yer alan şartlar ve talepler üzerinde cereyan etti. Sonuçta varılan mutabakat bu koşulları önemli ölçüde karşılıyor. Örneğin, Türkiye’den Yunanistan’a geçen sığınmacılar (20 Mart tarihinden itibaren) Türkiye’ye iade edilecek, buna karşılık Türk topraklarında misafir edilen Suriyeliler de “bire bir” esası üzerinde Avrupa’ya sevk edilecek.
Türkiye’nin bu katkıya karşılık kazanımı, vize muafiyetinin haziran ayından itibaren yürürlüğe girmesi, AB ile üyelik müzakerelerinin hızlandırılması ve toplam 6 milyar euro’luk bir mali desteğin sağlanması olacak...
Kolay değil
Kuşkusuz Türkiye açısından bu sonuç madalyonun pozitif yüzünü oluşturuyor. Ancak detaya inilince, bunun birtakım ciddi sıkıntılar içerdiği görülüyor.
Her şeyden önce Yunanistan’a geçmeye devam eden kaçak göçmenlerin Türkiye’ye iadesi, hayatlarını riske atan bu insanların direnişi nedeniyle, büyük zorluklar ve yeni dramlar yaratacağa benziyor. Nitekim Yunanistan’a hafta sonu geçen Suriyeliler TV kameraları önünde “Bizi zorla Türkiye’ye geri gönderemezsiniz” diye bağırdılar...
Anlaşmadan memnun görünen Almanya ve Yunanistan şimdi bunun uygulanmasının hiç de kolay olmayacağını kabul ediyor.
Üstelik “bire bir” takası, hukuki ve insani yönleri açısından şimdiden çok eleştiriliyor.
Garantisi yok
Anlaşmanın Türkiye’ye sağlayacağı AB ile ilgili avantajlara gelince, vize konusundaki mutabakat önemli bir gelişme, ama önce Türkiye’nin şart koşulan kriterleri mayıs ayına kadar Meclis kararıyla benimsemesi gerek. Bu da kolay değil, ayrıca bunun tam olarak uygulanacağı da garanti değil...
Üyelik müzakereleri için sadece Fransa’nın bloke ettiği bir faslın açılmasına karar verildi. Buna karşılık Kıbrıs Rus yönetimi 5 faslı bloke etmeyi sürdürüyor. AB’deki pazarlıklarda Anastasiadis dik durdu ve bu konuda geri adım atmadı. O da bu bakımdan anlaşmadan memnun...