Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ankara’daki menfur terör saldırısı hakkında Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu’nun dün yaptıkları açıklamalar olayın dış boyutunu gündeme getirdi.
Bu açıklamalardan çıkan sonuçlar kısaca şöyle:
- Ankara’nın göbeğinde askeri personel taşıyan otobüsleri hedef alan bombalı saldırı, PKK tarafından düzenlendi. Bu olayın PYD ile bağlantılı olduğu tespit edildi ve bunun failinin kimliği de (kendi adıyla ve Suriye’den geldiği yerin ismiyle) açıklandı.
- PKK ve PYD’nin bir “piyon” olarak hareket ettiği, bunun arkasında bazı dış güçlerin bulunduğu bu kez ülke ismi de verilerek belirtildi. Başbakan bu bağlamda PYD ile bağlantısı olan Suriye rejiminden ve Rusya’dan açıkça söz etti. Ayrıca Batılı müttefiklerin de bu terör örgütüne verdiği desteği hatırlattı.
- Türk hükümeti bu saldırının sorumlularına karşı en sert şekilde karşılık vermeye kararlı. Bunun şekli ve zamanı planlanmış durumda ama şimdilik bu saklı tutuluyor.
Etkisi ne olacak?
Saldırının faillerinin bu kadar hızlı bir şekilde belirlenmesi ve özellikle bunun “dış bağlantıları”na ilişkin bilgilerin “dostlarla paylaşılacağı”nın bildirilmesi çok kimseyi şaşırttı.
YPG’nin siyasi kanadı olan PYD’nin başı Salih Müslim’in kendi örgütünün bu olayla hiçbir ilgisinin olmadığını söylemesine rağmen, Türk yetkililer yaptıkları açıklamada ısrar ediyorlar. Dün uluslararası medya bu çelişkili haberler üzerinde kuşku ve tereddüt ifade etti.
Bu bakımdan hükümetin dün akşam Ankara saldırısıyla ilgili YPG’nin bağlantısını ortaya koyan bilgi ve belgeleri ABD ve Rusya dahil önemli ülkelerle paylaşmış olması isabetli oldu. Bunun etkisinin ne olacağı şimdi merak konusu...
Nasıl müttefik?
PYD/YPG’nin Esad rejiminin yanı sıra, bölgede “vekâlet savaşını” sürdüren iki küresel gücün, Rusya ile ABD’nin desteğini sağlamış olduğu biliniyor. Rusya PYD’ye aktif siyasi ve askeri yardımda bulunuyor. ABD, YPG’yi terör örgütü olarak görmediği gibi, onu IŞİD’e karşı savaşta adeta bir müttefik sayıyor.
Şu da bir gerçek ki, son açıklamalarda belirtildiği gibi, PYD/YPG geniş bir uluslararası destek sağlamış durumda. Bu da Türkiye’nin PKK’nın uzantısı saydığı bu örgütle mücadelesini zorlaştıran bir faktör.
Nitekim Türkiye’nin PYD’nin Kuzey Suriye’deki ilerleyişini tek başına durdurmaya çalıştığı, bunu yaparken de BM Güvenlik Konseyi’nin de muhalefetiyle karşılaştığı görülüyor.
Bu zorluklara rağmen, özellikle Ankara saldırısından sonra, hükümet YPG’ye karşı cephesini içte ve dışta genişletmeye kararlı.
Bir bakıma PYD/YPG’nin bu son terör saldırısıyla ilintisinin inandırıcı bir şekilde ortaya çıkması, Ankara’ya bu örgüte karşı planladığı sert ve kapsamlı müdahalelerde bulunmak fırsatını vermiş olacaktır...