Milli Güvenlik Kuru- lu’nun önceki günkü açıklaması ve Irak Kürdistan Bölgesi Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani’nin Ankara’daki temaslarından sonra verilen demeçler, Türkiye’nin Irak politikasını bu ülkedeki son değişikliklere rağmen, aynı “ilkesel çizgi”de sürdürdüğünü gösteriyor.
Bu politikanın temelindeki ilkelerden biri, Irak’ın “toprak bütünlüğünün ve siyasal birliğinin” korunmasıdır. Bunun sağlanması için Ankara Irak’ta toplumun çeşitli kesimlerini temsil eden bir Milli Mutabakat Hükümeti’nin kurulmasını istiyor.
Türkiye’nin öteden beri savunduğu bu “ilkesel tutum” IŞİD’in yarattığı yeni şartlarda dahi, Irak’ın bölünmemesi gerektiği anlamına geliyor. Bu da Türk Hükümeti Kuzey Irak’taki yönetimin “bağımsız bir Kürdistan” ilan etmesine karşı çıkıyor demektir.
Ankara’nın bu pozisyonunu, IŞİD’in son iki haftada Irak’ta ele geçirdiği topraklarda Sünni kökenli bir İslam Devleti kurmakta olduğu, Kürt lideri Mesud Barzani’nin de “artık Kürdistan’ın bağımsızlığını ilan etme vakti geldi” dediği bir sırada açıklaması, anlamlıdır. Bu bir bakıma ayrılıkçı niyet ve beyanlara verilen bir karşılıktır.
Bağımsız davranışlar
Türkiye’nin Irak Kürdistanı’na karşı tutumunda son zamanlarda çok büyük değişikliğin gerçekleştiği, ilişkilerin baş döndürücü bir hızla geliştiği malum. Bunun son örneği de, Türkiye’nin Kürdistan’ın petrolünü, ABD’nin ve Bağdat’ın bütün engellemelerine rağmen, dış piyasalara (başta İsrail’e) satmayı üstlenmesidir.
Bu da şunu gösteriyor: Türkiye Irak Kürdistanı’nın bağımsızlığını ilan etmesini istemiyor; ama Barzani yönetimi kurduğu ileri özerklik statüsü ile (Bağdat’tan kopuk olarak) bağımsız hareket etmesine de karşı çıkmıyor...
Ankara ile Erbil arasında böyle bir anlayış hâkim. Bu iki tarafın da yararına oluyor. Türkiye Kürdistan yönetimi ile kurduğu ekonomik ve siyasal bağların sağladığı avantajların bilincinde. Bunun sadece dış politikada değil, iç siyasette de -Kürt sorunundaki barış sürecinde- faydaları görülüyor. Kaldı ki yeni Irak realitesinde Kürdistan artık Türkiye’nin direkt komşusu...
Buna rağmen Ankara bağımsız bir Kürdistan fikrine karşı eski tutumunu sürdürüyor. Bunun bir nedeni, Irak’ın bölünmesinin bölgede büyük istikrarsızlık yaratacağı varsayımıdır. Diğer önemli bir neden de, bunun Türkiye’deki Kürt hareketi üzerindeki etkisinin ulusal birlik ve güvenlik açısından tehlikeli sonuçlar yaratabileceği endişesidir.
Yeni Irak gerçeği
Bu arada K. Irak’taki Türkmenlerin durumu ve Kerkük’ün statüsü de, Kürdistan’a karşı ciddi bir güvensizliğin duyulmasına neden olmaktadır.
Ne var ki, son olaylar yeni bir Irak gerçeği de yaratıyor. IŞİD’in ele geçirdiği bölgede hâkimiyet kurması, mezhepsel çatışmaların kızışması, Irak’ın toprak bütünlüğünün korunması ve Milli Mutabakat Hükümeti’nin oluşturulması şansını azaltıyor.
Bunun Kürdistan dahil, Irak’ın geleceğini nasıl şekillendireceği ve bu durumda nasıl politikalar geliştirilmesi gerektiği konusu, artık Türkiye’nin öncelikli gündeminde yer alıyor.