Görevinden istifa eden ÖSYM Başkanı, şu ifadeleri kullanmıştı: “ÖSYM’nin kurum olarak tartışılmasının önüne geçmek amacıyla görevden ayrılma talebimi ilgili makama sunmuş bu lunuyorum...”
Başkan, bir de şöyle demişti: “Bu kuruma sahip çıkmalıyız. Bu kurum hepimizin haklarını elde etmesinde rol oynayan bir kurumdur. Buna sahip çıkmak, buradan ayrılmayı gerekiyorsa ayrılmalıyız; bulunmayı gerektiriyorsa, bulunmalıyız. Bunun özellikle vurgulanması için görevden ayrılma talebimi ilettim .”
Bunları dedi mi?
Dedi...
Peki, bunları diyenler, aşağıda dile getirilen sorun için ne diyecekler?
Bu işin başındaki sorumluların dedikleriyle, yaptıkları neden örtüşmüyor?
İşler şöyle mi yürüyor:
Hatayı düzelt, özür dile, düzeltebildiğin kadar düzelt, olmadı ya görevden alsınlar ya da istifa et!
Gelen mektubu okuyalım...
Sayın Sadık Bey,
Yazılarınızı her gün ilgiyle ve keyifle okumaktayım. Eğitimin ne kadar önemli olduğunu bildiğimiz halde, gerekli önlemleri alamadığımız şu günlerde, çok doğru saptamalar yaptığınızı düşünüyorum. Başarılarınızın devamını diliyorum.
Kendimi tanıtayım:
28 yaşındayım, ... Tıp Fakültesi Kardiyoloji bölümünde asistan olarak çalışıyorum.
Bir ‘test çocuğu’ olarak yetiştim.
2003’te ÖGS ve LGS’ye girdim...
2008’de ÖSS ve YDS’ye girdim...
2014’te TUS’a girdim...
Her sınavdan önceki 1-2 sene boyunca da hayattan koptum, ki ‘iyi bir yerlere gelebilmek için’.
Şükürler olsun, hiçbirinde bir mağduriyet yaşamadım. Ancak TUS ile ilgili bazı noktaları vurgulamak için e-posta atma ihtiyacı duydum. Özellikle son videoda ‘ÖSYM’nin başka sınavlarda da benzer hataları var mı?’ cümlenizden sonra bu e-postayı atmak zorunda hissettim.
Ben, 2014-TUS’a girdim. ÖSYM, iki üç hafta gibi kısa bir sürede sonuçları açıklandı. Sınav sonucunda 4-5 soru iptal oldu diye hatırlıyorum. Ancak sınavdan 1 yıl sonra bir haber çıkıyor, yani meslekte az ya da çok bir aşama kaydettikten sonra: ‘Eylül 2014-TUS’ta hatalı soru saptandı. Sonuçlar tekrar açıklandı. İsteyenler tekrar tercih yapabilir.’
İnsan gerçekten ne yapacağını bilemiyor; kalmalı mı, gitmeli mi, acaba başka bölüm mü seçmeli?
Bu arada bölümünüzden ne kadar mutlu olursanız olun, insanın aklı yine de karışıyor.
‘Peki’ dedik, tercih yapmadık.
Sınavdan 2 sene sonra, tekrar bir haber: ‘Eylül 2014-TUS tekrar açıklandı!’
Yine aynı his, yine aynı durumlar.
Sorun, sadece bizim sınavla da sınırlı kalmadı.
Nisan 2014, Eylül 2016...
Devamlı bir asistan sirkülasyonu mevcut. Gelenler, gidenler..
Arada bir normal sınavla gelenler; gelip, iki hafta sonra ‘tekrar açıklandı, ben gidiyorum’ diyenler...
TUS’a katılan sayısı belki LYS’deki 2 milyon 200 bin kadar değil, ancak bu kadar okumuşsunuz, çalışmışsınız, bu arada TUS’a çalışmak insanı gerçekten hayattan soğutan bir şey, bu hatalı sorular ve yeniden açıklanmalarla boğuşmak... İnanın, insan her şeyden tiksiniyor.
Bu emeğin hakkı objektif, tek seferde açıklanan, hatalı soru barındırmayan bir sınav olmalı.
Şimdiden ilginiz için çok teşekkür ederim. Umarım durumun vahametini anlatabilmişimdir.
İyi günler dilerim...
Hadi, hep birlikte kuruma sahip çıkalım!
N’olur, ‘hangi kuruma?’ diye sormayın...