Üniversite tercihlerinde adayların, ilgi duyduğu alanları önem ve öncelik sırasına göre dizmesi gerekiyor. Sevmediği bir bölümü sırf puanı tutuyor diye yazmaması gerekir. Tercihlerde mükemmeliyeti yakalamak mümkün değil. İstek sırası burada devreye girmeli
Meslek seçiminde anahtar bir soru var; ‘hem mutlu hem de başarılı olabileceğim alan hangisi?’ Bunun üzerinde önemle düşünülmelidir. Tercihlerde, sadece sınav başarısı yetmiyor. Tercih döneminde, adaylarda ve velilerde kaç net yaptığından veya sınavdan kaç puan aldığından ziyade tercihlerde hata yapıp yapmamasıyla ilgili tedirginlik yaşanıyor. Dolayısıyla ‘hata yapma korkusu’ ortaya çıkıyor. Adayların, ilgi duyduğu alanları önem ve öncelik sırasına göre dizmesi gerekiyor. Sevmediği, istemediği bir bölümü sırf puanı tutuyor diye yazmaması gerekir. Tercihlerde yüzde yüz başarıyı yakalamak zor, mükemmeliyeti yakalamak mümkün değil. İstek sırası burada devreye girmeli. İstek orantılamasında yüzde 50’nin altındakiler yazılmamalı. Bazı mükemmeliyetçi öğrenciler var 2-3 tercih yapıp riske ediyorlar. Sonrasında da yerleşemiyorlar.
Puan türlerini karşılaştırmak
Adayın hem SAY hem de EA tercihleri yaptığını varsayalım. Aday, önüne iki boş A4 kağıdı alacak. Bunlardan birine SAY tercihlerini, diğerine de EA tercihlerini yazacak ve her ikisinin toplamı 24’ü aşmayacak şekilde düzenlenecek. Her bir tercih listesi, kendi arasında küçük sıradan büyük sıraya doğru veya makul ölçüde istek-sıra dengesi göz önünde tutularak sıralanacak. Sonra başka bir boş kağıda bunları şu üç şekilde aktarabilir:
- Aday şöyle diyebilir: Ben önce SAY bölümleri, daha sonra da EA bölümleri istiyorum. Bu durumda aday, önce SAY listesindeki tercihleri olduğu gibi bu kağıda aktarır, sonra bunun altına EA listesindeki tercihlerini sıralayabilir.
- Aynı aday şöyle de diyebilir: Ben önce EA bölümleri istiyorum, bunlar olmazsa o zaman SAY tercihlerini istiyorum. O zaman önce EA listesindeki tercihler buraya aktarılacak, daha sonra da SAY tercihleri yazılacak.
- Aday isterse bu şekilde de davranabilir: İlk tercihim, SAY listesinin ilk sırasındaki yer olmalı, 2’nci tercih olarak yine SAY listesinde bulunan 2’nci sıradaki yeri istiyorum. 3’üncü sırada, EA listesinin ilk sırasında bulunan yeri, 4’üncü sıraya SAY listesindeki 3’üncü tercihi yazmak istiyorum. Ve bu işlem bu şekilde sürüp gider. Bu üç şekil de doğru, ama adayın olaya yaklaşım tarzı farklı. İşte bunun nasıl olması gerektiğine adayın kendisinin karar vermesi gerekir.
‘Ölü tercih’ nedir?
Yazdıklarınızdan pişman olmayacaksanız doldurun, 24’üncü tercihiniz bile okuyacağınız tercihse, doldurmakta sakınca yok! ‘Hele bir yazalım, sonra bakarız’ demeyin, son pişmanlık fayda etmiyor, bedeli de ağır oluyor... Örneğin, tercihlerimizden birinin sırası 150.616 olsun. Kalkıp da bunun altına 120.387’nci sıradaki bir yeri yazarsak, işte bu ölü tercih olur! Neden mi? Şöyle açıklayayım: 150.616’ncı tercihe giremeyen bir aday, ondan daha yukarı sırada bulunan 120.387’nci sıraya yerleşebilir mi? Bu mümkün değil, işte ‘ölü tercih’ bu demektir. Böyle yaptığınız taktirde, fazladan yer işgal eden bir tercih yapmış olursunuz.
Bu yıl kontenjanlar azaldı!
Üniversiteler, az tercih edilen bölümlerde kontenjan azaltma yöntemine gitti. Geçen yıla oranla linas ve ön lisansta toplam 66 bin kontenjan azaldı. İktisat ve işletmede daralma yüzde 25 civarında olurken uluslararası ticaret ve finansda ise kontenjan artması dikkat çekti. Bu yıl açıköğretim ve uzaktan öğretim dahil toplam 1 milyon 43 bin 177 kontenjan adayları bekliyor. Geçen yıla göre lisansta 6 bin, önlisansta ise 60 binlik bir azalma söz konusu. Kontenjanını en çok artan bölüm, uluslararası ticaret ve finans. Gözde alanlardan işletme ve iktisat ise yüzde 25 dolayında küçüldü. Bu yıl devlet ve vakıf üniversitelerinde önlisans, lisans, açıköğretim ve uzaktan öğretim de dahil toplam kontenjan, 1 milyon 43 bin 177’yi buldu. Geçen yıla göre lisansta yaklaşık 6 bin, önlisansta ise 60 bin kontenjan azaldı. Şimdi kontenjan değişikliğinin alanlarını teker teker inceleyelim:
İktisat ve işletme
Bu yıl ilk kez uygulanan YKS’nin ardından en çok tercih edilen programların kontenjanında geçen yıla göre daralmalar oldu. Cazibesini yitiren bölümlerin kontenjanları büyük oranda azaldı. 2018’de en dikkat çeken küçülmelerden biri, iktisadi ve idari bilimler alanında, bilhassa iktisat ve işletme bölümlerinde ortaya çıktı. İki bölümde daralma ortalama yüzde 25’i buldu. İşletme, iktisat, siyaset bilimi ve kamu yönetimi öğrencilerini ilk yıl ortak derslerle ilgili bölümlere hazırlamayı hedefleyen EA programları ise; yüzde 79.4 ile en çok daralan bölüm oldu. Geçen yıl 452 olan kontenjan, 2018’de 93’e geriledi. Onu, yüzde 71.1 ile bilgisayar ve öğretim teknolojileri öğretmenliği; yüzde 66.7 ile bilgisayar-enformatik ile psikolojik danışmanlık ve rehberlik bölümü izledi.
İşletme bölümünün kontenjanı çok fazla. 16 bin 794 kontenjan işletmeye ait. Geçen yıla kıyasla yüzde 25’lik bir düşüş söz konusu. Hukuk 16 bin 662 kontenjanla ülke genelindeki en yüksek ikinci kontenjana sahip ve geçen seneye oranla yüzde 6’lık bir artış var. Üçüncü en büyük kontenjan ilahiyat, ardından hemşirelik, ondan sonra da iktisat geliyor, İktisatta da ge çen yıla göre yüzde 20’lik azalma var. En büyük mühendislik kontenjanı inşaat mühendisliğinde. Diş hekimliği 6 bin 100 ile kontenjanlarında yüzde 32’lik artış var. Eczacılık kontenjanı da yüzde 29’luk bir kontenjan artışı ile 3 bin 366’ya yükseldi.
Tıpta bin yeni kontenjan
Tıpta kontenjanlar yüzde 7 arttı. 2018’de tıpta bin yeni adaya daha yer açıldı. Böylelikle 14 bin 375 aday için kontenjan oluştu. Makine mühendisliğinde artış yüzde 7’yi, psikolojide ise yüzde 16.9’u buldu. Hukukta kontenjanlar yüzde 5.8 yükseldi. 917 yeni sıra eklendi, 2018’de 16 bin 420 aday hukuk eğitimi alacak.
2017 yerleştirmede rekor boşluk
2017’de üniversitelerdeki ilk yerleştirmelerin ardından lisans ve önlisans programlarındaki 910 bin 671 kontenjandan 696 bin 241’i doldu, 214 bin 430’u ise boş kaldı. 2016’da bu sayı sadece 60 bindi.
‘Yüzde 50 indirimli’ bölümler
ÖSYM’nin yayınladığı ‘2018 Yükseköğretim Kurumları Sınavı Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu ’nda bir şey dikkatimi, bilmem siz de farkına vardınız mı? Vakıf üniversitelerinin bazı bölümlerinde ‘indirimli’ ifadesi geçiyor!
Daha önceki yıllarda kılavuzda böyle bir ifade geçmiyordu; ‘burslu’ ya da ‘yüzde 50 burslu’ vb. İfadeler olurdu. Açıkçası bana tuhaf geldi. Akademik bir kılavuzda, market raflarını aratmayan bir ifadeyle karşılaşacağım hiç aklıma gelmezdi. Bazı bölümlerin karşısında ‘burslu’ yazıyor, bu ifade değişmemiş; ‘yüzde bilmem kaç burslu’ olanlar değişmiş. Zaten yıllardır burs kavramını yanlış kullanıyoruz ve tabiri uygunsa, işi sulandırmış durumdayız. Burs, başarıya ve başarı devam ettiği sürece verilir. Bizde başarı, tek bir kritere ‘puan’a bağlı. Yeterli puanı aldın mı, bursu kaptın demektir. Bursu elde etmek ve devamını sağlamak için pek fazla bir şey istenmiyor. Başarısız olsanız, derslerden kalsanız bile 7 yıl süresince bursunuza kimse dokunmuyor. Üniversiteler, bursu kesmiyoruz diye neredeyse yemin edecekler. Bizde burs kavramının içi boşaltıldı, hiçbir anlam ve önemi kalmadı; sadece keseye, aile bütçesine destek amacını taşıyor.
Yüzde 25, yüzde 50 burslu programların taban puanlarına baktığınızda, puanların yerlerde süründüğünü görürsünüz. Yüzde 25 bursun yüzüne kimse bakmaz oldu, neredeyse bursun alt limiti yüzde 50’lerden başlıyor. Hatta çoğu vakıf üniversitesinde yüzde 50 burslu programlar bile dolmamaya başladı. İşte, böyle böyle burs kavramının içi boşaltıldı. Vakıf üniversitelerinin bölümlerinin karşısında yazan ‘indirimli’ ifadesi, burs kavramında geldiğimiz son noktadır.
Sanırım yakında ‘burada pazarlıksız satış yapılır’ ifadesi de kullanılır!