Yeni sistemde puan türleri 18’den 5’e indirildi. İki büyük sıkıntıyla karşılaşacağız ve bu iki sıkıntı, epey can yakacak. Birincisi, tercihleri yaparken büyük kargaşa olacak. Pek çok aday yanlış tercih yapacak, önünü göremeyecek. Geçen yılı bir hatırlayın; sınavsız geçişin kaldırılması ve ek katsayı uygulamasını anlayamadıkların dolayı, meslek liseli adayların çoğu sıkıntı çekti, hatta mağdur oldu. MYO’lar, bu hatalı tercihlerden dolayı boş kaldı. Geçen yıl 322 bin kontenjan boş kaldı. Boş kalan bu kontenjanın büyük çoğunluğunu MYO programları oluşturdu. Karşılaşacağımız ikinci sıkıntı şu: Puan türlerinin bu derece azaltılması, sağlıklı ve bilinçli seçime büyük darbe indirecek. Puan türleri, durduk yere bu derece çeşitlenmedi, bir ihtiyaçtan dolayı bu çeşitlilik ortaya çıktı. Şimdi, SAY diye bir puan türü yaratıldı. SAY puan türü, hem mühendislik programlarına, hem de sağlık programlarına öğrenci seçecek. Ancak unutulmaması gereken önemli bir nokta var, iki programın istediği öğrenci profili birbirinden faklı; biri matematik ağırlıklı öğrenci istiyor, fen bilimleri ağırlıklı öğrenci istiyor. Halbuki bu değişiklik ne yapıyor, herkese istediğini değil de, ne bulursa onu gönderiyor. Ortada tek bir puan türü olduğundan, sağlık programlarına daha fazla matematik çözerek de gidebilirsiniz; mühendislik programlarına matematik sorularından daha fazla fen bilimleri sorusu çözerek de girebilirsiniz. İşte, böylesi sakıncalı bir uygulamayla karşı karşıyayız. Bir müddet sonra üniversiteler yakınmaya başlayacak, ‘bize istediğimiz nitelikte öğrenci gelmiyor’ diye... Puan türlerinin alt açılımlarına ihtiyaç var, en azından her puan türünün iki alt açılımı olmalı...
Yığılmalar olacak
Soru sayısının azaltılması çok büyük sıkıntılara neden olacak, puanlarda büyük yığılmalar oluşacak. ÖSYM Başkanı, her ne kadar eleyici sorulara ağırlık vereceğiz dese de, bu bana çok mantıklı gelmedi. Sorun, sınavı uygulayanda değil; asıl sorun, soru sayılarını kısıytlayanlarda. Yalın, sade, basit bir sistem yaptık diyenler, 23-24 Haziran’da, büyük sorunlarla karşılaşacaklar. Birbirine çok yakın puanlarla kaşılşacağız, virgülden sonraki basamaklar önem kazanacak, OBP’nin önemi artacak. Ufak ayrıntılar, dengeyi bozan en önemli unsur haline gelecek! Fen Bilimlerinde 150 konu var, oysa bu testte sorulacak soru sayısı 40. Fizik dersinde 50’ye yakın konu var. Koskoca fizik dersinden çıkacak soru sayısı sadece 14. Aynı sıkıntı Sosyal Bilimler-1 sınavındaki Coğrafya-1 testi için de geçerli. Coğrafya’dan sadece 6 soru var. Çok dengesiz bir dağılım. Soru sayısı az, konu çok olunca, belki de bir soru, 3-4 konuyu kapsayacak. Adaylar için sıkıntılı bir durum…
YÖK-Atlas revize edilmeli
Puan türlerinin azaltılması tercihlerde sıkıntı yaratacak. Acilen YÖK-Atlas’ın gözden geçirilmesi, revize edilmesi gerekiyor. Sadeleştirilen 5 puan türü ile eski sistemdeki 18 puan türünün korelasyonunun yapılması gerekiyor. Yeni sistemdeki puan türleri, eski sistemde neye karşılık geliyor, bu simülasyonun yapılmasında yarar var. Tam bir eşleşme olmasa da, en azından adaylar için yol gösterici olur. Böylelikle tercih sürecinde daha az sıkıntı yaşanır.