Lise seçimi, bir bakıma üniversite seçimi anlamına geliyor. Tabii ki tek amaç üniversite sınavı değil, zaten lisenin amacı bu değil ya da sadece bu olmamalı. Lise (ekol), kişiyi hayata, bir üst kademeye hazırlar. Sanat, kültür, spor, yabancı dil, iyi insan olmak vb. olmazsa olmazlar, lisenin kişiye kazandırması gereken en önemli temel değerlerdir. Lise seçerken, olayı sadece puana, olayı sadece üniversite başarısına indirgememek gerekir.
Şimdi, gelin seçeceğimiz okul türlerine yakından bir bakalım ve onları genel anlamda değerlendirelim:
FEN LİSELERİ
Fen liseleri, üniversiteye girişte en başarılı okullar; hem özel, hem de devlet fen liseleri üniversite girişte en başarılı okullar. 2016 ÖSYM Sayısal Verileri’ne göre, bu okul türü 500 puan üzerinden 360 puana sahip. Bu puan, fen liselerinin Türkiye ortalaması. Devlet ve özel fen liselerinin puanları hemen hemen birbirine çok yakın. Kendisine en yakın Anadolu liselerine neredeyse 140 puanlık fark atmışlar. Fen liseleri, bilhassa iyi üniversitelerin en çok tercih edilen bölümlerini hedefleyen öğrencilerin tercih ettiği bir okul türü. Daha çok, tıp ve mühendisliği düşünenler için en doğru adres. Sınav başarıları yüksek, ancak sosyal bilimlere ve sosyal hayata biraz uzaklar; ama ‘ille de üniversite’ diyenler için ilk sırada düşünülmesi gereken okulların en başında geliyor. İngilizce hazırlık sınıfı konulması da bu okullara olan ilgiyi oldukça artırdı.
ANADOLU LİSELERİ
2016 verilerine göre MF’deki ortalama puanları 222, TM’deki puanları da 245. 500 puan üzerinden değerlendirildiğinde, vasati bir puana sahipler. İlk başlarda yabancı dille eğitim yapıyor diye tercih ediliyordu, ancak sonradan işin rengi değişti. Bu tür okulların neredeyse yüzde 99’unda yabancı dille eğitime son verildi. Normal liselerin de Anadolu lisesi dönüştürülmesi neticesinde, tabela Anadolu liselerinin sayısı o kadar çok arttı ki, okul seçerken çok dikkatli olmak gerekiyor. Bu tür okulları 3-4 kategoriye ayırmakta yarar var, zaten bütün yarış köklü olan ve ilk kategoride bulunan okullar arasında geçiyor. Bir de bunlara alternatif olan okullar var, gerisinde sıkıntı var…
KOLEJLER
Kolej enflasyonu yaşanıyor. Dershanelerin liseye dönüşmesiyle sayıları oldukça arttı, ama aynı oranda kalite arttı mı? İşte, irdelenmesi gereken en büyük sorun bu! Çok azı dışında kontenjanlarını dolduran hemen hemen yok gibi. İşini ciddi şekilde yapanlar kontenjan sorunu yaşamıyor. Genelde ücretler yüksek ve veliler, ödedikleri paranın karşılığını aldığına inanmıyor. Başarı oranları okuldan okula değişiyor.
YABANCI KOLEJLER
Yabancı dil öğretme konusunda en iddialı olan onlar. Üniversite başarısı okuldan okula değişiyor ve abartıldığı kadar çok yüksek değil; ama yine de üniversite başarıları Anadolu liselerinden yüksek. Çoğunun hedefinde yurtdışı üniversiteler var. Çok fazla öğrenci almıyorlar. Parası ve yurtdışı hedefi olanlar için düşünülmesi gereken alternatiflerin başında geliyor.
TEMEL LİSELER
Bugün varlar, ama yarın ne olacakları belli değil. Dershane mi, lise mi belli değil! Karar verirken artılarıyla birlikte, eksilerini de düşünmekte yarar var.
MESLEK LİSELERİ
Bir an önce hayata atılmak ve bir mesleğim olsun diyenler için cazibe merkezi. Artık istedikleri yere katsayı sorunu yaşamadan girebiliyorlar, ama sınav soruları onlara göre değil, fen ve Anadolu liselerine göre hazırlanıyor. Bu yüzden üniversite şansları yüksek değil. İki yıllık önlisansı tamamlayanlar, Dikey Geçiş Sınavı (DGS) ile yollarına devam ediyor, ancak orada da onları bir başka sorun bekliyor. DGS kolay olmasına rağmen, devlette ayrılan kontenjan az, vakıflarda kontenjan sıkıntısı yok, ancak orada da bu kez ücret devreye giriyor.
İMAM HATİP LİSELERİ
Yatırım oldukça fazla, ancak bir başka sorun var; sayıları o kadar çok arttı ki, kaliteleri sorgulanmaya başladı. Katsayı nedeniyle azalan talep, artma eğilimi gösterse de, üniversite başarılarının sorgulanır olması, iddialı öğrencilere diğer okulları da düşündürüyor...