Yabancı dil testini İngilizce yanıtlayan öğrencilerle, Almanca ve Fransızca yanıtlayan öğrenciler arasında 8-9 puanlık (haksız) fark ortaya çıkıyor. Puanlamanın yeniden yapılıp, ortadaki haksızlığa neden olan bu sorunun giderilmesi gerekiyor
Pakkan Okulları Matematik Bölüm Başkanı A. Sevgül Toğaç Özer, çok güzel ve doğru bir araştırma yapmış. LGS’de yabancı dilden sınavına giren öğrencilerin durumu ile ilgili bu araştırma, birçok öğrencinin puanını ve yüzdelik dilimini yerinden oynatır. Bu yönteme göre değerlendirme yapıldığında, sınav sonuçları ilan edilenden çok farklı çıkıyor. Yabancı dil testini İngilizce yanıtlayan öğrencilerle, Almanca ve Fransızca yanıtlayan öğrenciler arasında 8-9 puanlık (haksız) fark ortaya çıkıyor. Puanlamanın yeniden yapılıp, ortadaki haksızlığa neden olan bu sorunun giderilmesi gerekiyor!
Bu araştırmada dikkati çeken başka bir özellik var: Özer Hoca, ‘ben sadece sınıfa girer dersimi anlatırım’ demiyor. Ders anlatmanın, öğretmenliğin dışında başka bir işe el atıyor. Öğretmenliği sadece sınıfta yapmıyor, sınıf duvarlarının dışına taşıyor. Matematik bilgisini sınavın değerlendirilmesinde, dil puan türünün hatalı hesaplanmasında kullanıyor, matematik bilgisini güncel olaya entegre ediyor.
Bize gereken de işte bu!
Eğitim sisteminin, eğitmenin ve öğrencinin de böyle olması gerekiyor, çünkü devir artık şunu istiyor: Bilgiyi yorumlayacaksın, olaylar arasında bağıntı kuracaksın ve bilgini güncel problemlerin çözümüne uyarlayabileceksin.
MEB’in ve ÖSYM’nin yaptığı son sınavlar, tamamen bu mantık üzerine inşaa edilmiş. Sınavların formatı, mantığı tamamen değişti. Soruları çözebilmek için sadece bilgi yetmiyor; bileceksin, bu şart! Bir şey daha yapacaksın, bilgini kullanacak, yorumlayacaksın. Öğrencileri ve öğretmenleri bundan sonra sıkıntılı bir süreç bekliyor. Sınavlar, ezber bozdu; kalıpların dışına çıktı. Bu duruma uyum sağlamak gerekiyor. Bunun çok kolay olacağını sanmıyorum.
PISA’da bizim çocuklar neden başarısız? Tek bir açıklaması var: Bilgilerini olaylara adapte edemedikleri için. Biz, yüzme prensiplerini kitapla öğreten bir model uyguluyoruz. Çocukları havuza attığımızda, işin rengi değişiyor…
Şimdi Özer Hoca’nın incelemesine göz atalım…
Yabancı dil hesaplaması yanlış
“Bu yıl ilk defa ders bazında standart puan hesaplaması ile 8.sınıf öğrencilerinin LGS puanları hesaplandı. Bu hesaplama yapılırken her ders için ayrı ayrı ortalamalar bulundu, bu ortalamalara göre her dersin katsayısı belirlendi. Öğrenciler, ortalaması düşük olan dersten daha fazla puan aldı. Böylelikle matematiğin katsayısı 4 puandan yaklaşık 7.5 puana yükseldi, Türkçe 4 puandan 4.3 puana çıktı. Bu katsayılar, Türkiye ortalamasına göre hesaplanarak, bulunan toplam ağırlıklı standart puanların en küçüğü 100 en büyüğü 500 olacak şekilde bir puan dağılımına dönüştürülmesi ile bulundu. Herkesin aynı soruları yapacağı bir sınav için gayet uygun olan bu yöntem, yabancı dil sınavlarının ayrı ayrı ortalamalarının hesaplanması nedeniyle bazı haksızlıklarla neden oldu. Yani t emelde sorunumuz İngilizce, Fransızca ve Almanca ortalamalarının farklı hesaplanması. Almanca ve Fransızca derslerinin ortalamaları, İngilizce’den sınava giren öğrencilerin ortalamalarına göre yüksek çıktı. Not dönüşümü esnasında Fransızca ya da Almanca derslerinin katsayıları düşük olduğundan, bu derslerden sınava giren öğrencilerin diğer derslerinin katsayıları yükselmiş oldu. Bu durum İngilizce’den sınava giren bir öğrencinin puanı ile aynı netlere sahip Fransızca’dan sınava giren bir öğrencinin puanı arasında en az 6 puanlık bir farka neden olurken, Alman cadan sınava giren bir öğrencinin puanı arasınd a en az 8.5 puanlık bir farka neden ol du, çünkü Almanca ortalamaları Fransızca ortalamalarından daha yüksek çıkmıştı.
Sıralama değişir
Bu puanlar öğrencilerin yüzdelik dilimlerini, sıralamalarını ve tabi ki girecekleri okulları etkileyeceği için en kısa zamanda bütün yabancı dil sınavlarının sonuçları (Fransızca, Almanca ve İngilizce ayrı ayrı hesaplanmadan) bir arada hesaplanarak bu yanlıştan ve haksızlıktan dönülebilir. Bu, üç yabancı dil sınavının zorluk seviyelerinin aynı olması gerekliliği bunu geçerli bir çözüm olarak karşımıza çıkarmaktadır. Ayrıca puan hesabı ile ilgili kılavuzda bu derslerin ayrı hesaplanacağına dair bir bilgi yok, kılavuzda sadece yabancı dil puanı olarak söz ediliyor.
Yaptığımız hesaplar sonunda İngilizceden sınava giren bir öğrencinin derslerden aldığı katsayılara yaklaşık olarak ulaştım. Standart sapma hesaplanmadan önce Türkçe, matematik ve fen bilimleri derslerinin katsayıları 4; T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük, din kültürü ve ahlak bilgisi ve İngilizce derslerinin katsayıları 1 iken, standart sapma hesaplandıktan sonra aşağıdaki katsayılara yaklaşık değerler bulunmuş ve öğrencilerin her dersten aldıkları netler bu katsayılarla çarpılarak, sınav sonucu elde edilmiştir.
Türkçe: 4,35
Matematik: 7,635
Fen Bilimleri: 4,814
T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük: 1,974
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi: 2,145
İngilizce: 1,742
Yukarıdaki katsayılar kullanılarak yabancı dili İngilizce olan ve matematik testinden 2 yanlış 3 boş , fen bilimleri testinden 2 yanlış 2 boş yapan bir öğrenci, 443,9116417 puan almalıdır.
Bu şekilde netleri olan bir öğrencinin sınav puanı 443,9115 geldi. Aşağıda sınav sonucu görülüyor.
Bu durum, yaptığım hesabın hassaslığını gösteriyor.
Aynı sonuçlara sahip yabancı dil sınavında Fransızca çözen bir öğrencinin sınav sonucu da aşağıdadır:
Aldığı puan 437,0497. Alması gereken puan ile arasındaki fark 6.8618.
Yabancı dili Almanca olan bir öğrenci matematikten 5, fen bilimlerinden 2 ve İnkilap tarinden 1 yanlış yaptığında benim hesaplarıma göre 433,6033 puan almalıyken, 425,169
6 puan alyor. Aşağıda bu öğrencinin karnesi bulunuyor:
İngilizce için yaptığım bu çalışmaları, Fransızca ve Almanca’dan sınava giren öğrenciler için de yaptığımda, katsayılarda tutarsızlıkla karşılaşıyorum. Bunların tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyorum.