TEOG kalktı, artık bu yıldan itibaren yok!
Peki, yeni sistem ne olacak?
Bu konuda çalışmalar devam ediyor. Önümüzdeki 3-4 haftalık süreçte yeni sistem belli olur.
‘TEOG iyi miydi, kötü müydü’ tartışmasına girmenin artık bir önemi yok, bu konuyu kapatmakta yarar var. TEOG da, diğer modeller gibi eğitim tarihindeki yerini aldı.
Önümüze bakalım, ‘yeni sistem ne olacak ya da ne olmalı’ sorusunun yanıtını aramaya çalışalım.
Söylentiler birkaç sistem üzerinde yoğunlaşıyor:
- Her okul kendi sınavını yapacak
- Adrese dayalı sistem
- Not ortalamasına göre geçiş
- Sanat ve spora göre yerleştirme
Her bir sistemin artı yönleri de var, eksik kalan tarafları da var. Tek tek her bir maddenin avantajı veya olumsuz yanlarını da tartışmayacağım. Malum, son madde hariç diğerleri süreç içinde az veya çok denendi, bunların ne menem şeyler olduklarını biliyoruz. Korkum, zaman baskısını üzerinde hisseden komisyonun alelacele bir karara varması. Bu yıl TEOG’un olmayacağı, bu sistemin kaldırıldığı açıklandı. En azından artık önümüzü görebiliyoruz, onun için zaman baskısını üzerimizde hissetmeyelim. Sakin olalım!
Aynen yeni müfredat çalışmasında olduğu gibi, MEB’in geniş katılımlı bir kamuoyu yoklaması yapmasında yarar var. Olayın paydaşlarıyla; öğrenciler, veliler, öğretmenler, özel okul temsilcileri, sivil toplum kuruluşları vb. görüşülmeli, onların fikirleri alınmalı.
Aynı hatayı üniversite sınavında da yapıyoruz; sonucu tek bir sınava ya da tek bir yönteme indirgiyoruz. Sınav ya da başka bir şey…
Neden ‘çoklu değerlendirme’ sistemini görmezden geliyoruz, neden dar boğazda sıkışıp kalıyoruz. İşte, yanlış uygulamalar neticesinde, her 4 yılda bir sistemi değiştiriyoruz. Sonra ‘yok, eskisi daha iyiydi’ deyip, yine gerisin geriye dönüyoruz.
Komisyona hem uyarım hem de önerim var; yukarıda sıralanan maddeler arasında sıkışıp kalmayın, daha geniş düşünün. Çok boyu tlu bir çalışma ile paydaşların mutabakatını sağlayın, fırsat eşitl iği ilkesini göz ardı etmeyin…
Yukarıdaki maddelerin herhangi biri uygulanırsa, ya fırsat eşitliğini görmezden geleceksiniz ya da mutabakatı sağlayamayacaksınız.
İyisi mi, siz benim dediğime bir kulak kabartın!
Sadık Hoca Yöntemi
- Okul başarısı, okul derslerindeki başarı esas olmalı; buna kimsenin bir itirazı yok. Önemli, ama yetmez! Toplam puana belirli bir oranda katılmalı…
- Bitirme sınavı ya da olgunluk sınavı olmalı… Bu sınav, tek belirleyici olmamalı, toplam puana belli bir oranda katkı sağlamalı…
- Genel bir sınav da olmalı… Sınavın adı, her ne olursa olsun, genel bir sınav mutlaka olmalı. Bu sınav neticesinde elde edilen puan, toplam puana belirli bir oranda katılmalı…
- Mülakat da yapılmalı, ama tek belirleyici olmamalı ya da son sözü söyleyen unsur olmamalı! Toplam puana belirli bir oranda katılmalı…
- Sanatta veya sporda başarılı olan, uluslararası yarışmalarda derece alan ya da bilimsel yarışmalarda derece yapan öğrencilere, toplam puana katkı sağlayacak katsayı eklenmeli…
Günlerdir izledim, dinledim; bir Allahın kulu böyle bir sistemden söz etmedi, varsa yoksa yukarıdaki maddelerden hangisi olsun tartışması…
Bu ‘çoklu değerlendirme’ modelinde, kimse ne hormonlu notlardan, ne adam kayırmadan, ne adres sahtekarlığından, ne eşitsizlikten, ne yarış atı benzetmesinden ne de sınav kaygısından söz edebilir.
Komisyona saygıyla arz olunur!