Fransa’da adalet bakanlarının resmi adı “Adalet Bakanı ve Künyeler Muhafızı (Garde des Sceaux)” olarak geçer. Tüm resmi mühürler bu bakanlıkta muhafaza edilir.
Bir metnin altına vurulduğu zaman tüm devleti bağlayan Fransa Cumhuriyeti’nin künye ve mühürleri 10 aydır 12 çocuklu, Mağripli, göçmen, Müslüman, varoşlardan çıkma bir ailenin kızı, 43 yaşındaki Rachida Dati’ye teslim edilmiş durumda. Üstelik söz konusu 12 çocuktan ikisi uyuşturucu kaçakçılığından sabıkalı ve davaları da devam ediyor.
Adalet Bakanlığı binasının girişi Cartier, Chaumet, Alexander Reza, Van Cleef gibi ünlü mücevhercilerinin bulunduğu Vendome Meydanı’na bakıyor. Bakanlık, Muhammed El Fayed’in (Galler Prensesi Diana’nın son sevgilisi Dodi’nin babası) sahibi olduğu Ritz Oteli’nin de kapı komşusu. Öyle ki bakan Dati her gün giriş çıkışlarında milyoner yolcularını bekleyen limuzinler ya da Rolls-Royce’larla karşı karşıya artık.
Adalet Bakanlığı yürütme-yargı ilişkisinin karmaşıklığı dolayısıyla Fransız anayasal sisteminde ülkenin kilit koltuklarından biri durumunda. Nitekim Rachida Dati dünyanın şaşkın bakışları arasında bu göreve geldiği 18 Mayıs 2007’den beri kaçak göç, göçmen çocuklarına DNA testi uygulaması, sabıkalı çocukların yeniden suç işlemesi, adliye haritasının yenilenmesi gibi fırtına koparan polemiklerin merkezine yerleşti.
Bakan Dati son olarak, Nicolas Sarkozy’nin seçim vaatlerine uygun şekilde, önümüzdeki ay “basın mensuplarının bilgi kaynaklarını korumasına” yönelik yeni bir yasa tasarısını meclise sevk edecek.
Bir yandan da giyim kuşamıyla kendinden söz ettiriyor. Magazin dergilerinde yayımlanan fotoğraflarıyla, başta Christian Dior olmak üzere büyük moda evlerinin tuvaletleri, kapkara gözleri ve doğulu tebessümüyle çok az kimsenin ilgisiz kalabildiği Dati, Fransız politik yaşamının demirbaşları arasına girmiş görünüyor.
Eski first lady Cecilia’nın gözdesi olmakla suçlandı
Oysa Rachida Dati’nin bakanlıktaki ilk günleri hayli zor oldu. Çoğunluğu yüksek yargı mensuplarından oluşan bakanlık mensupları, kendileri gibi değil de daha çok mahkemede sorguya çektikleri gençlerin üslubuna benzer bir dil kullanan yeni bakanın “yetersiz” olduğunu ilan ettil.
Üç hafta bile dolmadan önce bakanlık müsteşarı, birkaç gün sonra da üst düzey üç yetkili istifalarını sundu. Paris Başsavcısı Yardımcısı Philippe Bilger kaleme aldığı bir makalede “Adalet Bakanı, cumhurbaşkanı tarafından şahsi yeteneklerinden ötürü değil de, cumhurbaşkanlığı çiftinin gözdesi olduğu için bu koltuğa oturtuldu” diye yazdı.
Bu makale kamuoyunda büyük gürültüye yol açtı. Dati’nin diplomalarının sahte olduğu bile yazıldı, bir anda bütün dünya medyasına yayılan bu iddia kanıtlanamadı.
Gerçekten de Rachida Dati, Cecilia Sarkozy’nin “yakini” sayılıyordu. Birçok kişi kariyerini Cecilia’ya borçlu olduğunu söyleyip duruyordu. Daha sonra cumhurbaşkanından boşanan ve geçen hafta New York’ta Richard Attias’la yeniden evlenen Sarkozy’nin eski karısı, Rachida’yi kastederek “O benim arkadaşım değil, kardeşimdir. Rachida’yi hiçbir zaman terk etmeyeceğim” diye konuşmuştu.
Arkasında ona destek olacak akrabası olmayan, ailesinden hiçbir eğitim mirası devralmayan Dati, yükselmek için hayatı boyunca hep önemli birinin desteğini aramıştı. İlk tanıştığı şahsiyet, eski Adalet Bakanı Albin Chalandon oldu. Cezayir Büyükelçiliği’ndeki bir davete Chalandon’un da katılacağını duyunca zor bela kendini davet ettirerek onunla tanıştı.
Onun sayesinde Elf petrol şirketine stajyer muhasebe elemanı olarak girdi. 1990’da Fransa’nın en zenginlerinden sanayici Jean- Luc Lagardere ile tanıştı. Üç yıl geçmeden Mitterrand’ın eski baş danışmanı Jacques Attali ile ilişkiye geçti. Avrupa Yeniden İnşa ve Kalkınma Bankası’nın (EBRD) Londra’daki merkezinde Attali müdürlüğü yürütürken yanında göreve girdi.
Kendi damgasını vurdu
Eski Avrupa Parlamentosu Başkanı Simone Veil ile kurduğu kişisel ilişkinin katkısıyla Yargıçlık Yüksek Okulu’na kabul edildi. 2003’te dönemin İçişleri Bakanı Nicolas Sarkozy’nin güvenini kazanarak bakanlığın hukuk işleri danışmanı oldu.
Nicolas Sarkozy ve özellikle Cecilia ile olan dostluğunun yükselişinde belirleyici olduğunu kendi de kabul ediyor. Ama artık Rachida Dati, imzasını taşıyan birçok yasa ve uygulamayla damgasını vurmuş sayılıyor. Bu ay yapılan son belediye seçiminde, 30 bin nüfuslu bir belediyede, liste başı olarak seçim kazanan tek göçmen kökenli aday sıfatıyla elde ettiği başarıyla da politik yaşamda varlığını iyice kanıtlamış durumda.
Cumhurbaşkanı Sarkozy hem ateşli taraftarlara hem de öfkeli muhaliflere sahip bir isim. 10 aydır süren başkanlık döneminde, başardığından kimsenin kuşku duymadığı bir tek olgu var ki, o da, cumhurbaşkanlığı makamının kutsallığını yerle bir etmiş olması. Fransızların yarıdan fazlası, daha düne kadar bu torpilleme misyonunu sempatiyle izledi. Ama Sarkozy kendi elleriyle yıktığı bir tabunun altında kalma tehlikesiyle karşı karşıya.
Elysee’ye yerleştiğinden beri hareketli bir özel hayat yaşayan Sarkozy, Cecilia’dan boşandı, Carla Bruni ile evlendi. Yeni Sarkozy, şimdi “Eleştiriyi anladım” diyor. Ve provokatör rolünden uzaklaşmayı vaat ediyor. Şu soru akla geliyor tabi: “Yeni Sarkozy, bugünkü aklıyla Dati’yi Adalet Bakanı ve Künyeler Muhafızı yapar mıydı?”