Bireylerin dünyaya geldikleri andan itibaren etkileşimde bulundukları ilk kişiler anne ve babalarıdır ve bu durum bireyin hayatı boyunca devam etmektedir. Anne baba ile etkileşimi bireyin kişilik yapısının oluşması için çok önemlidir. Anne babası ile sağlıklı ve tutarlı bir etkileşimi olan çocuk, hayatına bağımsız bir birey olarak devam edecektir. Bireyler alışkanlıklarını, kültürel değerlerini ve gelişim görevlerini aile içerisinde öğrenmektedirler.
Anne babalarıyla sağlıklı etkileşimleri sonucunda bireyler yeterlilik duygusu kazanmakta ve olumlu benlik tasarımları oluşturmaktadırlar. Olumsuz anne baba tutumları etkisinde yetişen bireyler ise daha kaygılı, tükenmiş, problem çözme becerisi, özerklik gelişimi, atılganlık seviyesi, benlik saygısı hatta okul başarıları dahi daha düşük olan bireylerdir.
Doğum anından itibaren anne ve babanın çocuğa yönelik tüm davranışları çocuk tarafından kaydedilmektedir. Kişilik gelişimi yaşam boyunca devam etmektedir. Fakat kişiliğin gelişmesine ve yapılanmasına dair temel çocukluk döneminde atılmaktadır. Anne babaları ile sağlıklı ilişkiler kurabilen çocuklar kendilerini daha olumlu algılarlar ve aileleri ile kurdukları bağ daha güçlüdür.
Yalan bir hatayı saklamak amacıyla başkalarını yanıltacak biçimde gerçeği saptırma durumudur. Her insan yalan söylemenin yanlış olduğunu ve toplum tarafından hoş karşılanmayacağının farkındadır. Buna rağmen hepimiz zaman zaman bize göre(!) çok küçük ve gerekli olan yalanları söylemekten kendimizi alamayız.
Aslında çocukların yalanları yetişkinlerin yalanlarına oranla son derece masum sayılabilir. Çünkü çocukların söylediği yalanların altında genellikle arkadaşlarından geri kalmamak, övülmek, cezalandırılmaktan korkmak gibi basit nedenler yatar. Aynı zamanda çocuklar, gerçekleri değerlendirme yetisine yetişkinler kadar sahip olmamaları nedeniyle zaman zaman gerçekleri çarpıtabilirler. Özellikle 3-5 yaşlarında hayal güçlerinde canlandırdıkları bir olayı ve rüyalarını gerçekle karıştırabilirler.
Çocuklarda gerçeklik ilkesi zamanla oluşmakta ve tamamlanması neredeyse 7 yaşına kadar sürmektedir. Fakat bu durumlar anne babalar tarafından genellikle çocuğun yalan söylediği şeklinde değerlendirmektedir. Oysaki bu yalanlar gerçek yalan olarak değil sözde yalan olarak değerlendirilmelidir. Çocuğun söylediği sözde yalanların ortaya çıkarılması için çaba gösterilmesi, bu yalanlar nedeniyle