Prof. Dr. Nuran Yıldız

Prof. Dr. Nuran Yıldız

nuran@nuranyildiz.com

Tüm Yazıları

Önceki hafta Oxford Sözlüğü, yılın sözcüğü olarak aklı devreden çıkaran, “tekrarlarsak olur” anlamına gelen “manifest”i seçti.

Geçen hafta ODTÜ’den emekli profesörü, “MİT mensubuyuz” yalanıyla dolandırdılar.

Bu hafta Cambridge, yılın sözcüğü olarak akıllı cihazların beyni çürütmesine vurgu yaptı, “brain rot/ beyin çürümesi”ni seçti. Platon da 25 yüzyıl önce “yazı”yı aynı kavramla eleştirmişti: “Yazı, belleği çürütür. Çünkü yazıya alışan unutkan olur.” Tarih ve tekerrür.

“Mağara”dan çıkıyor muyuz, “mağara”ya giriyor muyuz?

Haberin Devamı

Gerbner’in “acımasız dış dünya sendromu”, özellikle yoğun televizyon izleyenlerin dış dünyanın korkutucu, güvensiz, suçlularla dolu olduğu düşüncesine dayanır.

Acımasız dünyadan kaçan bireyler, beyni çürüten akıllı cihazlarla dijital dünyaya yönelir ve daha tekin olmayan bir ortama girmiş olur. Suç korkusu da tekinsiz ortam hissinden doğan, suç unsurlarına karşı geliştirilen bir tür hayatta kalma stratejisidir.

Beyin çürüyünce insanı, korkuları yönetir. Daha karamsar, edilgin, ürkek, suça, dolandırılmaya açık bireyler ortaya çıkar.

Öyleyse, “güven” mesajını öne çıkarmaya, MSB, Dışişleri, İçişleri gibi kurumların, bilgi kirliliğini giderecek açıklamalar yapmaya, medyada yorum ve bilgi arasındaki farkın altının çizilmesine, çürük akla karmaşık cümleler kurmamaya önem vermek gerek.

Kaosun panzehri

Süper güçler çevrelerinde sorunsuz, uzaklarda ise sorunlu ülkeler isterler. Zelensky gibi yönetilebilir isimleri yönetime getirmeye odaklanırlar. Onları sevimli göstermek için düşünce kuruluşlarını, medyayı, üniversiteleri kullanırlar.

Onlardan kurtulmaya karar verdiklerinde de, yine aynı mekanizmalarla onları alaşağı ederler.

Kaddafi’ye büyük lider algısı oluşturmak için Harvard, LSE gibi üniversitelere aktarılan, itibarı yüksek (!) siyaset bilimcilere yapılan ödemeler skandalını hatırlayan var mı?

Kaddafi’nin linç edilmesine giden süreç de benzer aktörlerle döşendi. Saddam’ın idamına giden süreç de öyle.

Sıra Esad’a gelmiş görünüyor. Esad yok edilirse, Suriye daha huzurlu bir yer olmayacak. Kaos oyununu bozmak için Esad’ın, başta Türkiye olmak üzere, çevre ülkelerle geç olmadan masaya oturması gerek. Kötü senaryoları sadece çözümcü diyalog bozar.

Haberin Devamı

İki güzel durum

Birincisi, okullarda serbest kıyafet uygulamasının kaldırılması son yıllarda duyduğum en sevindirici haberdi. Fransa benzer uygulamaya geçince, bizde neden yok diye hayıflanmıştım.

Özgürlüğü okul kıyafetine indirgeyen anlayışla başlayan serbest kıyafet, eşitlik algısını bozmuştu. Çocukları dersten çok “ne giysem” telaşına düşürmüştü. Aileler, sürekli yeni kıyafet baskısı altındaydı.

Şimdi mesele, okul yönetimlerinin velileri zorunlu tutacak, piyasa iş birliklerini önlemek. Veli şikâyeti esas olmalı.

İkincisi, Kuçuradi’nin Aydın Doğan ödülüne değer bulunmasıydı.

“Yüzünü gördüğümden beri / gözlerinin içine girmeye çabalıyorum” dizelerinin şairi, felsefeci İonna Kuçuradi’nin, insan hakkı temelli düşünce biçiminin ödüle değer görülmesi, bilime saygı duruşu oldu.

Eylemin yüceltilip, aklın çöpe atıldığı zamanlarda, düşünmenin ödüllendirilmesi alkışlık bir tezat. Düşünmek kadar yaşamayı da önemseyen Kuçuradi’nin saptamasıyla bitireyim:

Haberin Devamı

“Can sıkıntısının insanlara yaptıramadığı şey yoktur. İnsanlar gibi birbirlerini bu kadar az seven varlıkların, birbirlerini bu kadar çok aramalarına sebep olur.”

AKLIMDA KALAN

Test kuşağından beklenen beceriler: İlk ve orta öğrenimde sınavları test yöntemiyle yapmak, bilgiyi de kategorik öğrenmeyi getiriyor. Öğrenci analitik düşünme becerisi yerine, çoktan seçmeli düşünce yapısının ürünü oluyor. Önüne seçeneksiz sorunlar geldiğinde bocalıyor. Kariyer.net’in açıkladığı verilere göre beyaz yaka pozisyonlarında en çok talep gören beceriler arasında iletişim becerisi, analitik düşünme ve İngilizce var. Beceri, seçenek değil yapabilirlik ister. Maalesef hayat, çoktan seçmeli değil.