Ayıklamak, insanlık tarihinde “deşirici” ilkel topluluk günlerinden itibaren, insanı hayatta tutan eylemdi, modernleşme sürecinde unuttuk.
Arkadaşımın evindeydim. Pencereden önümüzde uzanan vadiye bakarken camın önüne dizilmiş objelere takıldı gözüm. Deniz kabukları, eski bakır, gümüş, cam bir sürü minik şey.
“Neden bunları ayıklamıyorsun” dedim, “Anıları var” dedi.
Bir süredir ayıklama dönemindeyim, işime yaramayan, bana bir şey katmayan şeyleri hayatımda tutmuyorum. Karmaşanın arttığı dünyada, sadeleşme insanı rahatlattır.
“Hadi” dedim, “bu objeler üzerine konuşalım. İyi şeyler hatırlatanları tutalım, diğerlerini atalım.” “Anısı var” dediği objelerin bir kısmının, anısını bile hatırlamadı. Üzücü bir deneyimdi.
Yılbaşı arifesi. Hayatımızın da pencere önündeki şeyler gibi, bir yığın ıvır zıvırla dolu olduğunu itiraf ettik birbirimize. “Her yıl sonu, hayatın köşe bucağını temizlemek gerek” dedim.
Her türlü ilişkide ayıklamak, insanı yalnızca rahatlatmıyor, odaklıyor, görüş alanını genişletiyor. Aradığını bulmayı kolaylaştırıyor.
Siyasal, ticari ilişkilerde de durum aynı. “Hepsinden olsun”, “hepsi de olsun” dedikçe esas olması gerekenlere yeterli dikkat sarf edilemiyor. Sürekli olup bitişlerin içinden geçerken yaşanan karmaşada “insan” kayboluyor.
Karmaşa ayıklansa, geriye “insan”ın bizatihi kendisi kalır. Türkiye’yi de, Suriye’yi de konuşurken “insan ne hissediyor” sorusu atlanamaz. İnsan, kalabalıktan bağımsız bir yalnızlık hissediyor. Güvensizlik, belirsizlik ve korku hissediyor. Hangi kurum/ kişi bu dört hisse cevap üretirse, 2025 onun yılı olur.
İletişim notu
Türk Dil Kurumu, Ankara Üniversitesi İletişim Araştırmaları ve Uygulama Merkezi (İLAUM) ile yılın kelimesi/ kavramı olarak “kalabalık yalnızlık”ı açıkladı. Merkezimizin gerçekleştirdiği bu projeyle iş hedeflerimize ulaştık;
Dilimize ve TDK’nın kurumsal kimliğine dikkat çekmek istedik, başardık.
İyi yapılan işin her zaman olumlu karşılık göreceğine inanıyorduk, öyle oldu, en muhaliften en iktidar yanlısına, sokaktaki insandan akademisyene kadar ilgi gördü.
Büyük olumlu getirisi olan iletişim işleri için mutlaka çok para harcanması gerekmediğini savunuyorduk, sıfıra yakın maliyetle bunu kanıtladık.
Projelerde üniversite iş birliklerinin öneminin altını çiziyorduk, örneğini göstermiş olduk. Yanlış ve pahalı işler yapan iletişim sektörüne, İLAUM olarak doğru bir alternatif sunduk. Yeni yıla keyifli giriyoruz o nedenle.
AKLIMDA KALAN
İmralı- DEM görüşmesi: İki DEM milletvekilinin Öcalan’la görüşmesi iletişim süreci işaretidir. 10 yıl önceki “çözüm süreci”nde dikkate alınmayan iletişim yönetimi, umarım bu kez öncelikli konu olur. Zira, İmralı’daki görüşme sonuçlarının şehit yakınlarına, ülke kamuoyuna, DEM Parti içi gruplara nasıl anlatılacağının iletişim haritasının çıkarılması sonucu belirleyecek en önemli konudur.
Özay Şendir
2025’te olacaklara dair…
29 Aralık 2024
Abbas Güçlü
“İTÜ aradığı Yıldızı buldu”
29 Aralık 2024
Zeynep Aktaş
Faizde düşüş trendi yatırımda rotayı değiştiriyor
29 Aralık 2024
Ali Eyüboğlu
Dijital kanalların seyirciyle bağı yok
29 Aralık 2024
Güldener Sonumut
Avrupa’da söylemle eylemin 50 tonu ve 2025
29 Aralık 2024