Türkiye’nin büyüklüğü ve İnsan Hakları İzleme Örgütü
7 Ekim’den bu yana İsrail’in Gazze’yi bombardımanı devam ediyor.
Bu süre zarfında 2360’ı çocuk toplam 5 bin 791 kişi öldü, 5 bin 364’ü çocuk 16 bin 297 kişi yaralandı.
Toplam 17 günlük bu bilançoyla ilgili, insan hakları örgütleri dahil kimseden yüksek bir ses çıkmadı.
Katliama tepki gösteren açıklamalar gördüm ama o açıklamaların tamamında Hamas, İsrail’den fazla kınanıyordu.
Aynı İnsan Hakları İzleme Örgütü, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Irak’ın kuzeyinde 13 ay devam eden 2017-2018 yılları arasındaki operasyonda 7 sivilin ölmüş, bir sivilin de yaralanmış olabileceğini açıklayıp, Türkiye savaş hukukunu ihlal etmiş olabilir diye basın toplantıları düzenlemişti.
Sonradan meselenin iddia ettikleri gibi olmadığı da anlaşıldı ama konumuz bu değil.
ABD, Afganistan’da 71 bin sivilin ölümüne neden oldu, cılız bir iki ses çıktı.
İsrail, Gazze’de taş üstünde taş bırakmıyor, İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün sitesinin birinci sayfasında İsrail bombardımanı değil, Gazze’ye uygulanan ambargoyu ve Hamas’ı eleştiren iki habere yer ayrılmış.
İsrail’in Gazze’ye attığı bombaların hem aynısı hem de daha etkilisi Türkiye’nin de elinde var.
Buna karşın Türkiye, Hendek Operasyonları sırasında siviller zarar görmesin diye ev ev operasyon yaptı, 793 şehit verdi. Irak ve Suriye’de tek bir okulu, ibadethaneyi, hastaneyi vurmadı.
Aksine terör örgütünün “hastane vurdular” propagandasını saatler içerisinde boşa çıkardı.
İsrail sayesinde İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün sınırlarını öğrenmiş olduk ve hiç şaşırmadık.
Bize düşen ölüme alışmak oldu…
Kimse Rusya-Ukrayna savaşından söz etmiyor son 20 gündür.
Oysa orada her gün insanlar ölmeye devam ediyor.
O cephedeki ölümlere alıştı insanlık.
Şimdi farklı bir cephedeki ölümleri tartışıyoruz.
Üstelik Rusya-Ukrayna savaşından çok daha fazla sivil ölüyor bu yeni savaşta.
Üstelik bu savaşın köpürtülebilir yanlarından birisi Müslüman-Yahudi savaşı paketi.
Oysa yaşanan bir din savaşı değil, bir devletin, tıpkı bir örgüt gibi davranması ve terör yöntemlerine başvurması.
Ölümü, ölümleri, kanıksamak oldu bu çağdan payımıza düşen.
Karanlık çağı geçmişte arıyorduk meğer yanılmışız…
Dolar çok ama yakıt yok…
Türkiye, Gazze’deki sivillere yardım için doktorlarını, sahra hastanesini, her türlü yardım malzemesini gönderdi.
Türk Kızılay’ı Gazze’deki hastanelerin yakıt ihtiyacını karşılamak için 600 bin dolar ödedi.
Azerbaycan Devleti de yakıt dahil acil ihtiyaçlar için 1 milyon 600 bin dolar para yolladı.
Doktor var, ilaç var, elektrik var, su var ama Gazzelilere ulaşmıyor.
Kasaya girmiş en az
2 milyon 200 bin dolar para var ama yakıt hastanelere ulaşmıyor.
Aynı anda Gazze’de prematüre 130 bebek kuvözde hayata tutunmaya çalışıyor.
O çocukların Filistinli olmaktan ve Gazze’de doğmaktan başka ne günahı var?
2023 dünyası en azından o masum bebekleri tıbbi destek alacakları bir ortama taşıyamıyor mu?
İnsanlık hiç bu kadar acz içinde olmamıştı.
