Özay Şendir

Özay Şendir

ozay.sendir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Dün, tüm dünyanın sonucunu beklediği bir telefon konuşması yapıldı. Konuşma diyorum ama aslında güç satrancı masasının başında karşılıklı hamleler gerçekleştirildi. Masada oturanlardan biri  ABD Başkanı Trump diğeri Rusya Devlet Başkanı Putin. Bu iki ismin ilk bakışta benzer yanları ve eylemleri var. 

İsrail ateşkesi bozdu diye verdik son katliamın haberini. 

Ateşkes savaşan ordular, gruplar arasında olur, sivil halkla bir ordu arasında ateşkes olmaz oysa ki... 

Yeni dünya düzeni bu ama maalesef. 

Güç, ahlak, kural, vicdan gibi medeniyetin ve insanlığın tüm kazanımlarını yok ediyor. 

Haberin Devamı

Bu güç satrancı masasının başında iki karakter var. 

Biri ABD Başkanı Trump, diğeri Rusya Devlet Başkanı Putin. 

Bu iki ismin ilk bakışta benzer yanları ve eylemleri var. 

Her iki lider de ülkelerinin kaybettiği gücü geri kazanmak istiyor. 

Putin, Sovyetler Birliği’nin dağılmasını 20’nci yüzyılın en büyük jeopolitik felaketi olarak nitelemişti. 

Putin mi kazanır Trump mı

Trump, 2. döneminde de ABD’yi yeniden büyük yapma sloganını kullanıyor. 

İkisi de amaçlarına ulaşmak için güç kullanmaktan kaçınmıyor. 

Putin, Ukrayna’da askeri güç kullanırken, Trump, Kanada’yı topraklarına katmak için ekonomik gücünü kullanıyor. 

İki isim de kin tutma ve narsist davranışlar sergileme konusunda benzer kapasiteye sahip. 

Bugünden bakınca, iki ismin arasındaki satranç oyununda durum eşitmiş gibi gözüküyor. 

***

Fakat biraz daha derinlemesine baktığımızda tablo tamamen değişiyor. 

Mesela Trump, manipüle edilebilen bir portre, Putin tam aksine manipüle etme yeteneğine sahip. 

Trump, güç ve şöhret aşığı bir profil, Putin için öncelik her zaman güvende olmak. 

ABD Başkanı gürültücü, öngörülemez, kamuoyu önünde polemiklere girmeyi seviyor. 

Rusya Devlet Başkanı, bugüne kadar başkalarıyla asla siyasi tartışmalara girmedi. 

Trump bulunduğu her yerde, yaptığı her açıklamada ilgi odağı olmayı istiyor, Putin tam aksine, sessiz ve derinden gitmeyi tercih ediyor. 

ABD Başkanı, sert adammış gibi görünmeye çalışıyor, Rusya Devlet Başkanı, sert yanını mümkün olduğunca saklamaya çalışıyor. 

Haberin Devamı

***

Trump, klasik Amerikan tarzı, gürültücü ve kaba bir yapıya sahip, zekasına çok güvendiği için bilgiyi çok önemsemiyor. 

Putin, gizli servis günlerinin alışkanlığıyla zekasını bilgi ve bilgiyle kurduğu stratejiye göre işletiyor. 

Trump, klasik ABD zengini ailenin, şımartılmış, savaşa gitmeme ve vergi oyunlarıyla para kazanmanın yolunu bulmuş oğlu, 

Putin, sokak çocuğu, sahada mücadele geçmişi ona bazen gölgede kalmanın kariyer için en iyi yöntem olduğunu öğretmiş. 

Trump’ın Beyaz Saray şovunun kadrosu kalabalık, çocukların, damatlarla gelinlerin de rolleri var. 

Putin’in Kremlin’deki oyunu tek kişilik, bilim insanı iki kızı yıllar sonra ortaya çıktı, torunlarının yaşlarını bilen kimse yok. 

Trump, mesajlarını kaba yöntemlerle vermeyi seviyor, mesela uluslararası bir toplantıda dönemin Almanya Başbakanı Merkel’in elini sıkmadı. 

Putin daha kurnaz, baş başa görüşmede Merkel’in elini sıkıyor ama  köpekten çok korkan Almanya Başbakanı ile toplantısına labrador cinsi köpeğinin de katılmasını sağlayarak karşısındakini yine huzursuz edebiliyor. 

Haberin Devamı

*** 

Trump aldığı her nefeste, attığı her adımda, amaca giden her yolu mübah gördüğünü haykırıyor. 

Putin nasıl gözüktüğüyle değil sadece amaca ulaşmakla ilgileniyor. 

Şaşırtıcı değil, Trump işleri bozulduğunda The Apprentice adlı reality şovun sunucusu olmuştu, 

Putin, Sovyetler Birliği dağıldığında silik bir bürokrat görüntüsü vererek iktidara tırmandı. 

Trump, bireysel güce inanan, kendine aşık bir adam, bu yüzden yanındakileri göklere de çıkarabilir yerin dibine de geçirebilir. 

Putin daha ekipçi, sadakati her zaman ödüllendiriyor. 

***

Trump’ın hayatı boyunca okuduğu kitapların sayısı Putin’in bir ayda okudukları kadar çok değildir. 

Ne fark eder diyeceksiniz, fark, strateji kurma konusunda ortaya çıkıyor ve aralarında dağlar değil sıradağlar kadar fark var. 

Trump egosunun kurbanı, Beyaz Saray’da konuk ettiği herkesin kendisi için kurduğu övgü cümlelerinin samimi olduğunu zannediyor. 

Putin, egosunu yöneten adam, övgü cümlelerine değil ardından gelecek talebe bakıyor. 

Tüm bunları yazıp sonra da satranç maçının sonucu belli, Putin rahatlıkla bu maçı kazanır demek doğru bir tercih olmayacaktır. 

Trump, oyunu kazanmak için tüm tuşlara aynı anda basabilecek, sıkıştığında bugün dışladığı Avrupa’yı Rusya’ya karşı mücadelede “en muhteşem” müttefiki ilan edebilecek, hileyi de oyunun bir parçası gören bir yapıya sahip. 

Oyunu kimin kazanıp kazanmayacağı bizim açımızdan önemli değil zira oyunu kim kazanırsa kazansın, gücün tüm insani ve medeni değerlerden daha geçerli olacağını bildiğimiz bir zaman diliminde yaşıyoruz.