Yunanistan Başbakanı Miçotakis, 26 Şubat’ta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı arayıp doğum gününü kutlamıştı.
Çarşamba günü de Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunanistan Başbakanı Miçotakis’i arayıp, doğum gününü kutladı.
Karşılıklı diplomatik nezaket adımlarının sokak yansımasıysa farklı oldu.
Yunanistan’da kimi televizyon kanalları, yayınlarını keserek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın telefonunu flaş haber olarak duyurdular.
Sadece bu değil, dün sabah Yunanistan gazetelerinde Miçotakis’in Nisan Ayı’nda Türkiye’ye yapması beklenen ziyarete dair kullanılan dil de bir anda pozitife döndü, beklenti yükseldi.
Atina-Ankara arasında kurulan her diyalog yanlış bilgilendirmeleri ortadan kaldırmak açısından büyük önem taşıyor.
Bu durumu açıklayan harika bir örnek var elimde:
Türk-Yunan Medya ve Akademi Forumu’nun Atina’daki toplantıları sırasında Kathimerini Genel Yayın Yönetmeni Alexis Papachelas ile bir öğle yemeğinde buluşmuş, Milliyet ile Kathimerini arasında iş birliği yollarını konuşmuştuk.
Yunanistan’daki bir gazete için, Türkiye’den bir gazeteyle, hele ki Milliyet gibi ülke menfaatleri konusunda hassasiyeti belli olan bir gazeteyle iş birliği yapma kararı kolay verilecek bir karar değil. O konuşmada her iki ülkenin kamuoyunda hissedilen güvensizlik konularını da ele almıştık.
Haliyle Dedeağaç’taki ABD üssü konusunun Türkiye’de Yunanistan üzerinden ABD’nin Türkiye’yi kuşatma planı olarak algılandığını söylemiştim.
Alexis de konuyu kendisinin de araştırdığını aslında orada bir üs olmadığını söylemiş, Milliyet’teki yayımlanan ilk yazısında dile getirdiğim hassasiyeti öğrenmenin kendisi için önemli olduğunu belirtmişti.
O buluşma ve sonrasında başarılı sınavlardan geçen iş birliği sürecinde gözümü Dedeağaç’tan hiç ayırmadım, Alexis’in kurduğu cümleyi orada bir ABD üssü yok açıklamasını aklımın bir köşesinde tuttum.
Sonuç mu, dün Dedeağaç’taki ABD aktarım merkezinin 2023 yılı rakamlarına ulaştım:
2023’te Dedeağaç’a yedi ABD gemisi gelmiş, 296 asker, 4.800 araç ve 19 helikopter teslim etmiş. Gelen silahlar ve personel Romanya, Bulgaristan ve NATO’nun Doğu Avrupa üyelerine yollanmış. ABD, Dedeağaç Limanı’nı kullanarak Türkiye’nin çatışma durumlarında boğazları kapatma adımını bu yolla bypass etmiş.
Eğer o buluşma yani diyalog olmasaydı, güvendiğim bir meslektaşımdan “Orada askeri üs yok” cümlesini duymasaydım, Dedeağaç’ı bu kadar dikkatle takip etmeyebilirdim.
İlişkilere kötümser bakmayı tercih edenler daha büyük bir seferberlik durumunda Evros bölgesindeki Yanoulis askeri kampının ABD askerlerinin konuşlandırılmasına açık olduğunu söyleyebilirler, doğru, Yunanistan-ABD askeri anlaşmasının 2021’de yapılan güncellemesinde böyle bir madde var ama şu an öyle bir durum yok.
Ne kadar çok diyalog kurarsak, birbirimizi o kadar çok dinleyecek ve anlayacağız.
Mesela, Türkiye için tehdit olan ülkeler araştırmasında Yunanistan’ın 6. Sırada çıkmasını Atina’ya ancak diyalogla anlatabiliriz.
Pasok’un konumu ve Özgür Özel’e çağrı
Yunanistan iç siyasetinde Türkiye konusu bir diplomasi değil oy kazanma aracı.
Bu trene binenlerden birisi de Yunanistan’ın köklü partilerinden biri olan PASOK.
PASOK, söylemi sol ama Türkiye’ye karşı tutumu her zaman milliyetçi çizgide olan bir parti.
Bu noktada CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e bir çağrıda bulunmak istiyorum.
Özel, New York’taki Sosyalist Enternasyonal toplantısında, Kıbrıs Rum Kesimi’nden AKEL’den gelen “İşgal” sözüne tepki göstermiş ve toplantıyı terk etmişti. CHP Genel Başkanı, çarşamba günü de Avrupa Parlamentosu Sosyalistler ve Demokratlar Grubu’nda konuştu, Türkiye’nin, AB’nin birçok yeni üyesinden daha köklü bir demokratik geleneğe dayandığını söyledi.
CHP, Yunanistan kamuoyunda, özellikle de PASOK da karşılığı olan bir parti.
Kılıçdaroğlu’nun genel başkan olduğu dönemde delegelerin parti yönetimine almadığı ama Kemal Bey’in, yetki verdiği dış politika danışmanları Atina’ya başta Ege olmak üzere çeşitli konularda son derece karışık ve daha kötüsü Türkiye’yi suçlayan sinyaller yollamışlardı.
Bu iş öyle bir noktaya vardı ki, Yunanistan’da CHP’nin olası bir iktidarında karasularının 12 mile çıkması da dahil olmak üzere Yunanistan’ın tüm tezlerinin kabul edileceği havası oluştu.
Bunu düzeltmek ve PASOK’a ve hatta daha solda yer alan Syriza’ya meselenin bir Erdoğan değil Türkiye duruşu olduğunu anlatmak gerek.
Bu sayede Başbakan Miçotakis’in Türkiye ile iyi ilişkiler kurma çabası iç siyaset malzemesi olmaktan çıkar, muhalefet de Yunanistan’ın gerçek sorunları, ekonomiye yönelebilir.
Üç aşırı sağ partinin oy oranlarını arttırdığı bir dönemde aşırı sağı taklit etmek sonuçta PASOK ya da Syriza’ya oy kazandırmaz.
Diplomasinin şansları...
Diyalogu geliştirme konusunda iki ülkenin de şanslı olduğu bir zaman dilimindeyiz.
Dışişleri bakanları arasında güven ilişkisi hali hazırda kurulmuş durumda.
Atina’daki Türk Büyükelçiliği ve Yunanistan’ın Ankara Büyükelçiliği tek çıkar yolun diyalog olduğunu biliyor, önemli bir süreç işletiyorlar.
Yunanistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu, Türk vatandaşlarının vize talepleri başta olmak üzere diyalog açısından son derece önemli işler yapıyor.
En önemlisi Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın araya başka ülkeleri sokmadan ilerleme konusundaki duruşunu kavraması ve bu yönde ilerleme kararlılığı.
Türkiye-AB ilişkilerinin yeni bir boyuta alması muhtemel bir zaman diliminde, birlikte kazanmak adına önemli bir virajdayız...