Küreselleşmenin dünya ekonomisinde muazzam bir dönüşüme yol açtığı bir gerçek. Mc. Kinsey Global Institute tarafından hazırlanan "Global Capital Markets" (Küresel Sermaye Piyasaları) 3. yıllık raporunda yer alan veriler dünyadaki toplam finansal varlıkların 2005 sonunda 140 trilyon dolarlık rekor bir büyüklüğe eriştiğini ve finansal varlık toplamının dünya GSYİH'sına oranının da % 316'ya yükseldiğini ortaya koyuyor. Bu oranın son 25 yıldaki gelişimi şöyle: 1980 - % 1001990 - % 2001995 - % 2292000 - % 2932005 - % 316 Rapora göre 1990 - 2005 döneminde GSYİH ile ölçülen dünya ekonomisi yılda ortalama % 3.5, dünya ticareti % 5.8, dünyadaki finansal varlık stoku % 8.7, sınır ötesi sermaye hareketleri ise % 10.7 büyümüş. Dünyada Finansal Varlıklar / GSYİH Tüm bu veriler finansal sistemdeki gelişmenin ve özellikle de uluslararası sermaye hareketlerinin artan önemini gösteriyor. Öte yandan dünya ekonomisinin üretim ayağında da önemli bir dönüşümün yaşandığını ve başta Çin olmak üzere yeni sanayi güçlerinin dünya üretimindeki paylarının arttığını biliyoruz.Küreselleşmenin tetiklediği bu büyük dönüşüm, milyarlarca insanın ekonomik durumunu değiştirdi. Bu süreçte yoksulluktan kurtulma ve zenginleşme yolunda adım atanların yanı sıra ekonomik durumu bozulanların da çoğaldığı görüldü. Küresel boyutta zenginleşmeyle birlikte eşitsizlik de arttı ve buna karşı tepkiler, kapitalist sisteme yönelik eleştiriler de yaygınlaştı. Küreselleşme süreci dünya ekonomisindeki büyümeyi hızlandırırken dünyadaki sınırlı kaynakların önemini ve değerini de artırdı. Enerji ve temel madde kaynaklarına sahip olan ülkeler bundan yararlanma fırsatını yakaladı. Dönüşümün iki yüzü Şimdi bugün gelinen noktada küreselleşmeye ve onun ardındaki itici güç olarak görülen küresel sermayeye karşı tepkilerin giderek güçlendiğini görüyoruz. Son döneme damgasını vuran gelişmeleri şöyle bir anımsayalım: Latin Amerika'da ABD ve küreselleşme karşıtı akımlar güç kazanıyor ve halk onların temsilcilerini iktidara taşıyor. Venezüella'da yeniden seçilen Hugo Chavez devletin büyük ağırlık taşıyacağı bir ekonomik yapıya geçme kararını açıkladı. Tayland'da askeri yönetim uluslararası sermaye hareketlerine kısıtlama getirdi ve yabancı sermayeye tanınan ayrıcalıkları gözden geçirmeye karar verdi. Çin'de yabancı yatırım sermayesine tanınan ayrıcalıklar giderek azaltılıyor. Rusya ve Venezüella gibi enerji kaynaklarına sahip olan ülkeler enerji milliyetçiliğine yönelerek enerji kaynaklarını ulusal denetime almaya başladılar. Çin ve Hindistan gibi ülkelerin rekabeti ABD ve Avrupa'da küreselleşme karşıtı ve korumacı akımları güçlendirdi. Bu gelişmelerin olası etkilerini başka bir yazıda ele alacağız. oulagay@milliyet.com.tr Yaygınlaşan tepkiler