Herkesin, her gün yeni dersler aldığı ve ezberini bozmak zorunda kaldığı bir dönemden geçiyoruz. Yaşanmakta olan küresel krizin gerçek boyutlarını kavrayamayanlar ve bu krizin bizi fazla etkilemeyeceğini, “Türkiye’yi teğet geçeceğini” söyleyenler şimdi ne düşünüyor, doğrusu bilmiyorum. Ancak dünyadaki algılamaya baktığımız zaman, küresel ekonominin bir kırılma noktasına geldiği ve bu noktadan kriz öncesi dünyaya geri dönülmeyeceği izleniminin giderek yaygınlaştığını görüyoruz.
Bu ortamda herkesin kendi davranış biçimini gözden geçirmesi, yeni koşullara ayak uydurmanın ve krizi en az hasarla atlatmanın yollarını araması gerekiyor. Hükümetlerin ülkelerindeki ekonomik birimlerin krizi aşmasına yardımcı olacak önlemleri alması kuşkusuz önemli ama firma sahiplerine, işletme yöneticilerine ve onlara danışmanlık hizmeti verenlere de çok önemli roller düşüyor bu arayışta.
Yenilikçiliğin önemi
İstanbul Sanayi Odası Kalite ve Teknoloji İhtisas Grubu’nun (KATEK) bu amaçla gerçekleştirdiği “Kriz, Sanayi ve Teknoloji Çalıştayı”nda, krizin Türkiye’deki KOBİ’ler (Küçük ve Orta Boy İşletmeler) üzerindeki etkilerini hafifletmek ve krizi en az zararla aşmak için neler yapılabileceği tartışılmış.
Çalıştay’ın moderatörlüğünü yapan Ali Akurgal’ın kaleme aldığı sonuç bildirgesi ilginç saptamalar içeriyor. Bildirgede, “1990’lı yıllardaki krizde kaliteyi öğrendik, 2000’li yılların başındaki krizde verimliliği öğrendik, bu kriz sonrasında da inovasyonu öğreneceğiz” deniyor ve alınması gereken önlemler sıralanıyor.
Bu arada, Türkiye’deki KOBİ’lerin ve “yadsınamayacak oranda entelektüel sermayeye sahip olduğu” belirtilerek, yenilikçiliğin önemli unsuru olan bu kilit elemanların kriz nedeniyle kaybedilmesinin işletmelere kalıcı zarar vereceği vurgulanıyor.
Ne yapmalı?
Bu temel saptamanın uzantısında, firmalara ya da işletmelere yönelik somut öneriler arasında şunlar dikkati çekiyor.
-Faaliyetlerine geçici olarak ara vermek zorunda kalabilecek olan firmaların, entelektüel birikime sahip elemanlarını geçici olarak başka firmalara ödünç vermeleri
- İşletmelerin bazı makine ve tesislerini başka işletmelerle ortaklaşa kullanarak kullanım kapasitesini artırmaları ve bu yolla maliyetlerini düşürmeleri
- Benzer şekilde firmaların ortak tedarik zincirleri ve dağıtım ağlarını kullanarak maliyetlerini düşürmeleri
- Kriz ortamında mali dayanma gücü yetersiz kalan firmaların, başka sektörlerde faaliyet gösteren ve mali gücü olan firmalarla birleşmeleri
- Firmaların, teknolojiyi kullanarak başkalarının yapamadığı işleri yapabilir duruma gelmeleri ve böylece yeni pazar payı kapmaları
- Kriz ortamında işletme bünyesinde teknolojik atılım yapmak mümkün değilse firmaların dışındaki alanlarda, örneğin yeni dağıtım kanalları ve yeni pazarlar bulma konusunda arayışlara yönelmeleri.