Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dünyadaki milyonlarca kişi gibi onlar da Irak'ın devrik Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in infazıyla ilgili görüntüleri izlemişti. İnternetle haşır neşir olan dünyadaki milyonlarca genç gibi onlar da, cep telefonuyla çekilmiş olan internetteki görüntüleri de izlemiş ve İngiliz Daily Telegraph gazetesinin "pornografik" diye nitelediği o infaz rezaletini onlar da görmüştü.Ertesi sabah, yaşı 90'lara dayanan, baba dostu bir emekli profesör aradı ve Saddam'ın infazını izlerken duyduğu derin tepkiyi benimle paylaşmak istedi. Benim gibi Saddam'a hiç sempati duymamış olan yaşlı muhatabımın sorduğu soru işe şuydu: "Saddam gitti ama bu Bush belasından nasıl kurtulacağız acaba?" Yılbaşı gecesi birlikte olduğumuz yakın dostlar ve onların 11, 14 ve 16 yaşlarındaki çocuklarıyla yemek yerken, sofradaki herkesin 2006 yılındaki en iyi ve en kötü anılarını söylemesi istendiğinde, en hazır cevap olan 11 yaşındaki oğlan "benim için yılın en kötü olayı Saddam'ın idamıydı" cevabını yapıştırdı. Biri ağabeyi olan diğer iki oğlan da hemen onu onayladı. Saddam'ın infazıyla ilgili görüntüler, yediden yetmişe, insanlıktan nasibini almış hemen herkesin tepkisini çekerken ve bunun izleri bizim yılbaşı soframıza da yansırken, komşumuz Bulgaristan'da ve Romanya'da farklı bir coşkuyla kutlanmaktaydı yılbaşı. Her iki ülke de 2007 yılı başlarken Avrupa Birliği'ne (AB) tam üye olmanın sevincini yaşıyor ve AB'ye kabul edilmenin kendilerine açacağı yeni ufukların umuduyla yeni yıla giriyordu.Bulgaristan ve Romanya'nın demokratik ve özgür Avrupa'nın bir parçası haline gelmesinin hayal bile edilemeyeceği bir tarihte, 1963 yılında imzalanan Ankara Anlaşması ile, o zamanki adıyla Avrupa Ekonomik Topluluğu'na (AET) katılma yolunda somut bir adım atan Türkiye ise AB kapısında ucuz oyunlarla oyalanmaktaydı hâlâ. Bu süreci kırk küsur yıldır izlemekte olan benim gibi biri için, Bulgaristan ve Romanya'nın bile Türkiye'nin önüne geçmesi kolay kabul edilecek bir olay değildi.Onlar AB üyeliğini kutlarken Türkiye'nin, havaalanında kesilen deve sayesinde "dünyada 2006'nın ilginç olayları" listesine girmesi de yılbaşı burukluğunu tamamlayan hoşluklardan biriydi. Bulgaristan - Romanya Sanayi devriminden beri dünyaya hükmetme, dünyayı yönlendirme ayrıcalığını elinde bulunduran Batı'nın bugün gelinen noktadaki çapsızlığını ve aymazlığını belki sıkça vurguluyorum bu köşede ama bana öyle geliyor ki bu durumu hesaba katmadan önümüzü görmemiz ve geleceğe bakmamız olanaksız.Irak'taki ve Ortadoğu'daki çatışmaların çok daha yaygın hale gelip gelmeyeceği, Türkiye - AB ile ilişkilerinin geleceği, küresel ısınmaya karşı ciddi önlemlerin alınıp alınmayacağı, dünya ekonomisinin ve finans sisteminin büyük çalkantılar yaşanmadan gelişmeye devam edip edemeyeceği hep Batı'nın aklını başına toplayıp, gerçekten küresel boyutta düşünebilmesine bağlı. ABD ve Avrupa bunu başaramazsa korkarım daha çok buruk yılbaşılar yaşarız. oulagay@milliyet.com.tr Batı'nın aymazlığı