Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Geçen yıl TC Merkez Bankası Başkanlığı atamasında yaşanan süreç, Türkiye'ye dış dünyada puan kaybettiren bir komediye dönüştürülmeseydi, mayıs ve haziran aylarında yaşanan dalganın bize maliyeti daha düşük olabilirdi. Belki de dünyanın en yüksek faizini veren ülke konumuna düşmezdik.Şimdi gene buna benzer bir süreci yaşıyoruz galiba. Küresel piyasalarda beş yıldır bozulmayan büyü bozuldu ve risklerin yeniden değerlendirileceği, fırtınalı bir döneme girildi. Türkiye'de ise Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı konusunda toto oynanıyor. Türkiye yakın tarihinin en derin ekonomik krizine, 19 şubat 2001 günü devletin tepesinde yaşanan bir kavga sonucunda sürüklendi. Krizi hazırlayan koşullar o gün oluşmadı kuşkusuz, ama devletin borcunu nasıl çevireceğinin sorgulandığı bir günde, Cumhurbaşkanı Sezer ile Başbakan Ecevit arasında yaşanan kavganın açığa çıkması krizi tetiklemeye yetti. Bu köşenin sürekli okurları, finansal piyasalarda bir fırtınanın yaklaşmakta olduğunu vurgulayan yazılardan belki bıkmış olabilirler ama bunda benim bir suçum yok. Dünyada yapılan kayda değer yorumları, değerlendirmeleri izlemeye ve kendi süzgecimden geçirerek aktarmaya çalışıyorum. Bundan böyle de ilk belirtileri yaşanmakta olan fırtınanın nedenleri, şiddeti, kapsama alanı ve Türkiye'ye etkileri konusunda yazmaya devam edeceğim herhalde.Benim bugün gelinen noktadaki değerlendirmem şu: Küresel piyasalarda dört - beş yıldır sürmekte olan risk algılaması değişiyor ve farklı bir yatırım iklimi oluşuyor. Fırtınaya elverişli bir iklim bu. ABD ekonomisinin büyüme hızı ve bunun dünya ekonomisine yansımaları gibi, küresel ekonomideki temel değişkenlerin yönü kuşkusuz önemli ama bunun ötesinde, küresel finans sisteminin yeni yapısı ve Çin gibi yeni oyuncuların olası davranışları bambaşka riskleri gündeme getiriyor.Yüksek faizle büyük miktarda dış kaynak çeken Türkiye'nin, bu "iklim değişikliği"nden en fazla etkilenebilecek ülkelerden biri olduğunu ise IMF Başkanı Rodrigo Rato bile söyledi. Bu durumda bizim bu gelişmeleri hafife alma lüksümüz yok. Fırtınanın şiddeti Adları Türkiye ile birlikte anılan ülkelerin çoğu son dönemde dış dengelerinde ciddi boyutlarda fazla vermeye, muazzam döviz rezervleri biriktirmeye, sermaye ihraç etmeye başladı. Yani olası bir küresel fırtınaya karşı hazırlıklı durumdalar. Türkiye ise rekor düzeyde dış açık veren ve büyümesini dış kaynak girişiyle sürdürebilen bir ülke.Şimdi bu ortamda cumhurbaşkanlığı seçimine siyasi gerilimi tırmandırabilecek bir anlayışla yaklaşılması, iş âlemini tedirgin etmenin ötesinde, Türkiye'nin fırtınalı denizde pusulasız bir gemi gibi sürüklenmesi tehlikesini de gündeme getirebilir. Bu oyunu sürdürenler bu tehlikenin farkında mı acaba? oulagay@milliyet.com.tr Gerilimin zamanı mı?