Osman Gençer

Osman Gençer

ogencer58@gmail.com

Tüm Yazıları

Kusuruma bakmasınlar, tabii o da bir tercihtir ama, yine de yaşadıkları yerin değil de başka kentin, başka yerlerin futbol takımını tutanların, onların taraftarı olanların zihniyetlerini bir türlü kavrayamıyorum.

Örneğin, bir İzmirli’nin İzmir kulübü yerine İstanbul kulübünün fanatiği olmasındaki denklemi çözemiyorum.

★★★

Semtindeki futbol kulübünün havasını, suyunu solumuş birinin, onun yerine belki hiç görmediği, kapısından içeri bile hiç girmediği, tamamen yabancı bir kulübe sevgi beslemesini anlayamıyorum.

Haberin Devamı

Ancak, böyle on binlerce, hatta milyonlarca kişi olduğuna göre, problem onlarda değil bendedir diye düşünüyorum.

★★★

Bana yıllardır hangi futbol takımını tuttuğumu sorarlar.

Ben de hep aynı cevabı veririm:

“İzmirspor..”

★★★

Fakat, soruyu soranın yüzünden anlarım ki, cevabımla tatmin olmaz.

Çünkü onun beklentisi, Galatasaray’dır, Fenerbahçe’dir, Beşiktaş’tır.

Dayanamaz, sormaya devam eder:

“Yani, başka bir takım yok mu, hani Fener gibi, Cim Bom gibi filan?”

Ben de şöyle derim:

“Hayır yok. Kendi semtimin, kendi şehrimin takımı varken, niye hiçbir bağım bulunmayan başka bir takımı tutayım ki?”

★★★

Son zamanlarda ise, bu sistematik sorularına yüzlerini buruşturarak bir ilave de getiriyorlar.

Bu yazıyı da o nedenle kaleme alıyorum.

“İyi ama İzmirspor artık amatör kümede..”

★★★

Bakın dostlar, bakın arkadaşlar..

★★★

Benim için kulüp sevgisi hareketli ya da geçici değil, kalıcıdır.

İster dünya liginde olsun, ister süper ligde, ister amatör ligde farketmez, sevgimi etkilemez.

Çünkü kalbi bağlılığım takımın oynadığı ligle ilgili değil, kulübün varlığıyla ilgilidir.

O yüzden ligden düştü ya da şampiyon oldu diye ölçütüm yoktur.

Tek ölçüm, İzmirspor’un özüdür, ruhudur, mevcudiyetidir.

“Şimşekler” sevdasıdır.

★★★

Bu durumuma ister gericilik, ister tutuculuk, ister başka bir şey deyin.

Sonuç benim açımdan değişmez.

Ancak, kendi şehir kulüplerinin dışında başka şehirlerin kulüplerine tutkulu olanlara da laf söylemek haddim değil tabii ki..

En başta da vurguladığım gibi, onlarınki de farklı bir tercihtir.

Ben sadece o tercihin nasıl oluştuğunu ve bünyelerini nasıl sardığını anlayamıyorum, o kadar..