Osman Gençer

Osman Gençer

ogencer58@gmail.com

Tüm Yazıları

İzmir Gazeteciler Cemiyeti, kuruluşunun 78’inci yılını kutladı geçtiğimiz gün.. Mesleki faaliyetlerini kesintisiz sürdüren bir cemiyet için bu iyi bir süre.

Peki, 78 yıl önce acaba ne oldu da Gazeteciler Cemiyeti kuruldu? Böyle bir cemiyeti kurmayı kim ya da kimler akıl etti, amaç neydi, hedef neydi?

Hazır yeni yaşı kutlama dönemi iken, sorunun yanıtını bilmeyenler için bugün bazı tarihi bilgileri özetleyerek tekrar aktarmak istiyorum.

★★★

Aslında mesele Türk Basın Birliği (TBB) ile başlıyor. 1938’de çıkarılan Basın Birliği Kanunu ile 1939’da kurulan TBB, gazetecilerin mesleğe ilişkin bilgi ve görgülerini artırmak yolunda büyük başarı sağladı.

Haberin Devamı

1945 yılında çok partili döneme geçildiğinde, basın da çok seslilik kazandı. 1946 seçimlerinin tartışmalı geçmesi ve seçim sonuçlarında şaibe doğması üzerine toplumda baş gösteren gerginlik, basına da yansıdı.

TBB’nin Demokrat Parti’ye fazla yakınlaşmış olması huzursuzluk yaratıyordu. Çalkantılı gelişmeler neticesinde de TBB kapatıldı.

Kapatma sonunda ise, her ilde gazetecilerin bir çatı altında örgütlenmelerine doğru giden süreç başlamış oldu.

★★★

İşte.. İzmir Gazeteciler Cemiyeti de, 1946 yılında bu çatı arayışlarının bir sonucu olarak ortaya çıktı.

10 Haziran 1946’da İstanbul ve Ankara gazeteciler cemiyetlerinin açılmasının ardından, 28 Temmuz 1946’da İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) kuruldu.

İGC, demokrasinin çok seslilik kuralını işletebilmek, halkın doğru, tarafsız, gerçek haber alabilmesini sağlayabilmek üzere mesleki bir dayanışma çatısı olarak hayata geçti. 34 gazetecinin katıldığı ilk genel kurulda, Yeni Asır Gazetesi’nin sahibi ve başyazarı Ali Şevket Bilgin başkanlığa seçildi.

★★★

O günlerden bu günlere tam 78 yıl geçti.

Ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti şimdi 830 üyesiyle Türk basınının saygın kurumlarından birisi olarak varlığını sürdürüyor.

Aradan uzun seneler geçmiş olmasına, pek çok olay yaşanmasına rağmen, İGC kuruluşunun 1. yılında neyse 78’inci yılında da aynı duruşunu koruyor.

Bence en önemli nokta burasıdır.

Ağır sıkıntılara maruz kalınsa da, kimi zaman ağır bedeller ödense de, kuruluş çizgisinden asla vazgeçilmedi.

Haberin Devamı

★★★

Bizim cemiyetimiz gerçekten de böyledir.

Hasan Tahsin’in yaktığı bağımsızlık meşalesini her zaman onurla taşır, Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün izinden ve devrimlerinden zerre taviz vermeden geleceğe doğru tüm gücüyle koşar.

Daha nice 78’ler sana İGC...