Yumurta dondurma, kadının yumurtalığından elde edilen yumurtanın (oosit) dondurularak ileride kullanılmak amacıyla saklanması işlemidir. Yumurta rezervi, kadının yumurtalıklarında bulunan yumurtaların miktarını ve kalitesini ifade eder. Yumurta rezervi azalan kadınlarda kendiliğinden ya da tedaviyle gebe kalma şansı azalır. Yumurta dondurma yöntemiyle yumurtalarını saklayan bir kadın kendini hazır hissettiği zaman çocuk sahibi olma şansını yakalayabilmektedir. Yumurta dondurma, son dönemde özellikle kariyer nedeniyle çocuk sahibi olmayı erteleye genç kadınlar için de bir şans yaratmaktadır.
KİMLER YUMURTALARINI DONDURABİLİR?
Ülkemizde yapılan düzenleme sonrasında tıbbi gereklilik halinde kadınlara yumurta dondurma hakkı verilmiştir. Son düzenleme ile Sağlık Bakanlığı, yumurta rezervi düşük olan tüm kadınlara “yumurtalarını dondurma hakkı” sağlıyor. Bu konuda yetkilendirilmiş kurumlarca alınan heyet raporu sonrası yumurta rezervi düşük olan bekar her kadın yumurtalarını dondurup istediği zaman anne olma şansını elde edebilir.
Kadınlarda yumurta dondurma için gerekli tıbbi zorunluluk
Mutlu bir cinsel yaşama açılan kapı… Belki de hiç yaşamadığınız orgazm duygusunu bu aşı ile yaşayabilirsiniz. Cinsel istek azlığı ve uyarılma problemi olan kadınlarda oldukça olumlu sonuçlar veren yeni tedavi yöntemi.
Orgazm, cinsel birliktelikte yoğun cinsel haz ve uyarılma sonucu varılan en tepe noktadır. İlişkide duygusal olarak çıkılan bu en tepe noktada genital bölgede saniyelik ritmik kasılmalar ile orgazm gerçekleşir. Sonrasında cinsel haz ve rahatlama meydana gelir.
‘O Shot’ yani ‘Orgazm Aşısı’, klitoral komplekse ve vajina ön duvarındaki duyarlı noktalara kişinin kendi kanı santrifüj edildikten sonra hazırlanmış PRP’nin (Plateletten Zengin Plazma) özel bir yöntemle uygulanmasıdır. Tamamen doğal olup kişinin kendi hücreleri ile iyileşme sağlanır. Vajina ve klitoris için PRP uygulamasının, anorgazmi, cinsel isteksizlik ve disparoni (ağrılı cinsel ilişki) hastalarının tedavisi amacıyla kullanılabileceği ilk kez ABD’li hekim Dr. Charles Runels tarafından iddia edilmiştir. Daha sonra bu uygulama kendisi tarafından Orgazm Aşısı ile tescil edilmiştir.
PRP
Bildiğimiz gibi yumurtalık rezervi yaşla birlikte azalmaktadır. Doğumda kız çocukları 2 milyon yumurta ile doğmaktadır. .Ergenliğe kadar bu sayı giderek azalır ve 500.000 e kadar düşer. Ergenlikle birlikte kadınlarda yumurtlama süreci başlar ve her ay seçilen 10-15 yumurtanın içinden 1-2 tanesi ile yumurtlama olurken geri kalan yumurtaların gelişimi sonlanır. Özellikle 35 yaşından sonra hızlı bir yumurta tüketimi olmaya başlar. Menopoza yakın dönemde artık yumurtalıkta çok az yumurta kalmıştır ve bu yumurtaların da bitmesiyle menopoz süreci de başlamış olur.
Yumurtalık rezervi dediğimiz tanım işte bu yumurtalıklardaki yumurta sayısını ve kalitesini tariflemektedir. Bu değer bize kadının gebelik şansı hakkında bir fikir verir. Fakat kesin gebelik ihtimalini göstermez. Yumurtalık rezervi bize yumurtalıkta gelişen ve gelişmeyen tüm yumurtaların sayısını oluşturur. Ancak bizim yumurtalık rezervi olarak değerlendirdiğimiz aslında fonksiyonel yumurtalık rezervidir. Çünkü ultrasonda sadece gelişmekte olan yumurtaları görebiliriz..
Yumurtalık rezervi testleri neden yapılır?
-Gebelik isteği var ve
Gebelik her kadın için özel olmakla birlikte hayat döngüsü içerisinde önemli bir süreci de içermektedir. Kendi bedeninde yeni bir canlı hayat bulurken bu gelişimle birlikte bedenide ona göre şekillenmektedir. Bebeğin ve anne bedeninin bu sürece sağlıklı uyumu için gebelik planlamadan önce hazırlıklar yapmak oldukça faydalı olacaktır.
Gebelikte yapılan takip kadar gebelik öncesi muayene ve danışma da önemlidir.Hamilelik planlamadan önce ilk yapılacak şey 3 ay öncesinde jinekolojik muayene olmanızdır. Jinekolojik muayene sırasında rahim ağzı kanser tarama testi dediğimiz smear testinin alınması, ultrasonografi ile rahim ve yumurtalıklarda myom veya kist gibi gebe kalmaya engel olacak bir durumun var olup olmadığı tespit edilir. Jinekolojik öyküde ise daha önce rahim ve yumurtalıklarla ilgili geçirilmiş bir operasyonun varlığı, ayrıca bilinen veya bilinmeyen bir hastalığın gebeliği ne oranda etkileyeceğinin ortaya konulması amaçlanır. Ayrıca varsa önceki gebelik hikayesinin sorgulanması planlanan gebeliğin nasıl seyredeceği hakkında önemli ipuçları verebilir. Düşük tehlikesi, gebelik tansiyonu ve şekeri, erken doğum gibi problemlerin yaşanması bir sonraki gebelikte de
Anne sütünün hem anneye hem de bebeğine oldukça yararı mevcuttur. Her bebeğin ihtiyacına göre özel olarak üretilir. Bebeğinizin doğum haftasına ve kilosuna göre sindirim sisteminin kabul edebileceği yağ ve protein miktarına bağlı olarak üretilir. Anne sütü, tüm dünya bebekleri için üretilmiş en mükemmel besin takviyesidir.
Göğüsleriniz hamilelik döneminden başlayarak doğuma kadar süt üretimi için hazırlanır. Emzirmenin ilk günlerinde üretilen süte kolostrum denilir. Bu özel süt sarımsı ila turuncu rengindedir kalın ve yapışkanlıdır. Kolostrum, bebeğinizin enfeksiyonlara karşı korunması için yenidoğanın ilk günlerinde ihtiyaç duyduğu tüm besin maddeleri ve sıvıları sağlar. Mümkünse bebeğinizin vücuduna alacağı ilk besin kolostrum olmalıdır.
Anne sütü, bağışıklık sistemini güçlendiren maddeler içerir. Anne sütü ile büyümüş bebeklerde enfeksiyon hastalıkları daha nadir görülürken, beyin gelişimine de son derece olumlu etkileri mevcuttur. Çocukluk çağı ishalleri, alerjiler, solunum yolu rahatsızlıkları anne sütü sayesinde önlenebilir. İlerleyen yaşlarda görülen kanser türleri, kemik erimesi gibi ciddi hastalıklar, bebekliğinde anne sütü almış kişilerde daha
İnfertilite yani çocuk sahibi olamama tüm dünyada önemli bir sağlık sorunu olup, çiftlerin yaklaşık %15 ini etkilemektedir. Polikistik over sendromu ve çikolata kistleri çocuk sahibi olamamanın kadındaki en önemli nedenlerindendir. Polikistik over sendromu, yumurtlama problemleri, obezite ve insülin direnci ile karakterizedir.
Ülkemizde yaygın bir sağlık problemi olarak görülen vitamin D eksikliği, değişik yapılan araştırmalara göre ortalama olarak %50-90 arasında toplumda eksikliğine rastlanılmaktadır. D Vitamini, kolestrol yapısında bir hormon olup, temel olarak %80-90 güneşışığı maruziyetinden sonra deride sentezlenmekte, çok az bir kısmı ise diet yoluyla alınmaktadır. Diet yoluyla da en çok balık yağları ile birlikte alınmaktadır..En iyi bilinen görevi kemik sağlığı ve mineralizasyonunu sağlamasıdır. Kas-iskeket sistemindeki etkilerinden ayrı eksikliği durumunda kansere, otoimmmün hastalıklara, allerji, kalpdamar sistemi hastalıklarına ve diabete yol açtığı gösterilmiştir..
Kadın ve erkek üreme sistemi üzerine de önemli etkilerinin mevcut olduğu saptanmıştır. Kadınlarda östrojen hormon yapımını desteklemektedir. Erkeklerde de vitamin
Ağrı, insanlık tarihi kadar eski bir kavram olup, kendini oluşturan uyarandan kaçmak için kişide uyanıklığa yol açan hoş olmayan bir duygu olarak tarif edilir. Göreceli bir kavram olup, kişiden kişiye farklılık gösterebilmektedir. Cinsiyet, ırk, din, dil, sosyokültürel çevre gibi birçok faktör ağrı eşiğini, dolayısıyla da ağrılı uyarana tepkiyi değiştirmektedir.
Doğum ağrısı kendine has özellikleriyle fizyolojik ve psikolojik yönleri olan bir ağrıdır. Fizyolojik faktörlere örnek; yaş, doğum sayısı, gebenin fiziksel durumu, doğum yolu ve bebeğin ölçüsü sayılabilir. Doğumda ağrının daha fazla olacağının göstergeleri; ilk doğumunu yapacak olmak, anne yaşının genç olması, suni sancı verilmesi, bebeğin büyüklüğü, adet sancısı öyküsünün olmasıdır. Psikolojik faktörlere örnek ise doğum korkusudur. Doğumun ağrılı olması genel olarak kabul görse bile kontrol edilebilecek bir ağrıdır. Doğum esnasında çoğu gebenin yaşadığı korku ve anksiyete ağrıya toleransı azaltarak ağrının daha şiddetli algılanmasına sebep olur. Burada önemli olan doğum ağrısı bilinçli bir şekilde yönetilirse ağrının şiddetinin daha az algılanabileceğidir. Bilinçli ağrı yönetimi içinse zihinsel ve bedensel
GENİTAL BÖLGE ESTETİĞİ
Genital bölge estetiği, her geçen gün dünyada yaygınlaşmakta olup, hem kozmetik hem de medikal nedenlerle yapılmaktadır. Kozmetik neden ile yapılan ameliyat kadının kendine olan özgüvenini artırmakta, cinsel hayatındaki sıkıntıları gidermektedir. Medikal nedenler ise kadının hayat kalitesini bozduğu için önerilmektedir. Günümüzde en sık uyguladığımız operasyonlar, dış genital bölgenin görünümünü değiştiren perinoplasti, vajinayı daraltmaya yönelik vajinoplasti, iç dudakları küçültülmeye yönelik labioplasti ameliyatlarıdır. Jinekologlar tarafından çok sık yapılan operasyonlardan olup, vajina ve perine bölgesinin en sık yapılan estetik ameliyatlarıdır.
Medikal olarak düşük riskli bir ameliyatlardır. Hijyen ve iyileşme süresi açısından adet döneminin hemen bitiminde yapılmalıdır. En fazla bir saat sürmektedir, genellikle genel anestezi altında ameliyathane ortamında yapılmaktadır. Bir hafta sonra dikişler iyileşmeye başlamakta olup, en fazla 3 hafta sonunda tamamen iyileşme gerçekleşir. Kendiliğinden eriyen dikişler kullanılmaktadır. İyileşme sürecinde hijyene dikkat edildiği sürece herhangi bir problem yaşanmamaktadır. Ameliyat sonrası ağrı hafif