Olcay Gülgün Karaoğlu

Olcay Gülgün Karaoğlu

Tüm Yazıları

Dün, yani 29 Temmuz 2015 tarihinde muhteşem bir aydınlanma yaşadık!

Olağanüstü hal nedeniyle meclis toplanıyor; olağanüstü hal nedeni ise ülkede bir anda patlayan terör!

Parti sözcüleri terörü lanetliyor, rakamlar falan veriyorlar... Çözüm olarak “Terör araştırma komisyonu kuralım” oylamasına geçiliyor ve fakat “Kurmayalım yaa, ne gerek var!” diyenler çoğunlukta!

Arkadaş; iki dakka önce teröre saydıran sen değil miydin ki şimdi elini niye “Hayır” diye kaldırıyorsun?

Anlamak mümkün değil!

Gerçi, maden ocaklarına yaşam odaları yapılması konusunda “Hayır” a kalkan elleri de anlayamamıştım da, Soma faciası nedeniyle anlamış bulunmuştum!

Haberin Devamı

(Rakamsal olarak 301 diye kayıtlara geçse de gerçekte kaç cana mal olduğundan tam haberdar olamadığımız işçi kardeşlerimiz vasıtasıyla öğrenmiştik maden ocaklarının sahiplerinin kimler olduğunu, ocakların nasıl kontrol edildiklerini, falan...)

Şimdi de terörü lanetleyip, akabinde “Hayır” diye ellerini kaldıranları gördüğümde “Dejavu bu vallaha” derken aydınlandım bir anda!

Mantık olarak neden bir insan maden işçisi için yaşam odaları yapılması isteyemez derken maden sahiplerinin kanka olduğunu öğrenince “Haa, gereksiz masraf çıkmasın şimdi” diye düşünmüşler deme durumunda kaldım ya, bunda da bir mantık vardır herhalde...

Vardır... Vardır yaa... Bakmayın ben anlayamıyorum en başında... (Şeyy, ehemm, fazla mı mütevazı davrandım?)

******

Dünün bir diğer tarihi yanı daha vardı; geldiğimiz ileri demokratik yeni Türkiye’yi Bülent Arınç bir kalemde özetledi. Yer TBMM, Bülent Arınç’ın şu an itibariyle hangi titr ile mecliste olmasını tam anlayamasak da, ileri Türkiye’de olur böyle şeyler diyerek kanıksanan bu gibi durumlara fazla dalmadan tarihi özete geçelim:

Bülent Bey terörü lanetleyen konuşmasını yaparken bir milletvekili sesi müdahale etti. Sesin sahibi bir kadın olduğundan Bülent Bey öncelikle “Hanımefendi” diye hitap etti... İleri demokrasideki kibarlığa bakar mısınız!

(Bağzı okurlardan da benzer mailler geliyor; pek kibarlar; hanımefendi diye başlayıp sövüp-sayıyorlar, yazının sonuna da “saygılar” konduruyor bağzıları, bağzıları da ettikleri bedduanın sonuna nokta koymakla yetiniyorlar.)

Haberin Devamı

Neyse, Bülent Bey’in "Hanımefendi” sinden sonra gelen “Sus! Bir kadın olarak sus!" tamlaması mı desem, tamamlaması mı desem, valla ben zaten sizli başlayan özne sonrası sen dili ile yazılan hakaretlerin hangi okulda öğretildiklerini çözemedim desem...

Neyse... Çözemediğimiz ne varsa özetliyor birileri; “Bir kadın olarak sus!” diyen zihniyetin Rabia’ya ağlayıp da kendi vatandaşından bir kıza, kadına ağlayamamasının nedeni de ortaya çıkmış oluyor!

“Kadın”; bir biblodur arkadaş! Sesi, soluğu çıkmaz! Evinin içinde tutarsın, ister seversin, ister döversin!

İstediğinde malzeme yaparsın “Benim başörtülü bacılarım” diye, istersen “Çıplaklar, ahlaksız, ayyaşlar” dersin!

Sonra, paşa paşa kadınlardan oy istersin; oyy anam, oyy bacım...

Anaların, bacıların evlerine ateşler düşüyor ey adam! Oy isterken ellerini öptüğün kadınlar anan yaşındalar!

Teröre “Hayır” de, kadını aşağıla, sonra da ağla...

Haberin Devamı

******

İleri demoktarikleşmiş Türkiye’nin hali budur işte!

******

Bir de, İzmir gibi atasına sahip olan bir yerin ilçesi olan Menemen’de “Kemal Atatürk Parkı” nın tabelasıyla oynamış birileri; “Ke” yi silmişler, kendilerince “mal Atatürk” yaparak ferahlamışlar!

Nasıl bir ferahlamaysa artık; yakında hepinizi askere çağırırlar, “Yaylalar yaylalar” diyemeden kendinizi siper önlerinde bulduğunuzda kuytu bir yer bulmak istersiniz de... Valla, gazı yediniz bi kere, kuytu yerler VIP’lere özel!

Ne diyelim, mal olmak çok kolay da, Kemal Atatürk olmak zor; ne isteyenleri oldu, son dönem başbakanlık yapıp cumhurbaşkanı falan olanlar...

Ihhh!...

İstemekle olsaydı hayaller hep gerçek olurdu!

Bak; mesela, başkan olsaydı, herşey güllük-gülistanlık olacakmış!

Duyan tarafsız biri der ki: Ahanda kaosun gerçek sebebi!

Neyse...

Düşmanları savurup da ülkeyi kurtaran Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile yarışmaya kalkmak için fazlasıyla zeka, vizyon, akıl, birikim, sanat ve ruh gerekir mirim!

Bir de ego denen ahmaklıktan arınmış olmak!

https://twitter.com/Gulgunkaraoglu

gulgun_2006@hotmail.com