Fenerbahçe için Rizespor maçı bu sezon oynayacağı en önemli maçlardan. Daha önce devre arası sonrası transferler açısından iki takımı kıyaslamıştık. Rizespor ilk yarı sona erdiğinde hem futbol hem de puan açısından istenilen yerde değildi. Sezon başında almış oldukları Jach, Brabech gibi stoperler ile yollarını ayırdılar.
Takımda stoper fazlalığı vardı ama kaliteli isimlere rağmen defansta uyum sağlanamıyordu. Üstelik Kweuke'den sonra da ofansta da eksiklik halihazırda sözkonusuydu.
Önce ortasahada Samuido'ya yardımcı olacak bir oyuncu arayıp takımı hızlı öne taşıyabilecek Boldrin'i takıma kazandırdılar.
İlk transfer çok olumluydu. Ardından devre arasında Nakoulma, Awaziem, Aatıf, Azubuike ve Melnjak gibi oyuncuları aldılar. Nakoulma rakip defansın önünde forveti sürekli besleyen bir oyuncu. Burada o kadar tecrübeli ki o varsa pozisyonlar da kendiliğinden geliyor neredeyse...
Samudio ile birlikte burada çok etkili olacaktı. Oldu da...
Ardından Aatıf 'ın sol kanada yerleşmesi ile takımın ofansif etkinliği müthiş arttı. Aatıf ta eski Aatıf değil sanki... Bu da en çok Umar ve Muriqi 'e yaradı. Burada tam 6 tane hızlı ve etkili oyuncu ile oynamaya başladılar.
Ayrı
Fenerbahçe, Zenith maçında İstanbul da oynadığı gibi oynayabilse kazanabilirdi. Ancak karşılarında bu defa farklı bir Zenith buldular. Semak'ın öğrencileri uzun zamandır hiç olmadıkları kadar günündelerdi.
Bu yüzden Beşiktaş karşısında Volkan, İsla, Soldado, Dirar gibi oyuncular başta olmak üzere sahada bir takım değişiklikler vardı. Dirar zaten son haftaların en formda isimlerinden. Takım biraz ivme yakalayabilse performansı çok daha fazla artabilir.
İsla'nın ise son maçlarda ne kadar istekli oynadığını herkes görüyordu. Aynı şeyleri diğer oyuncular için de söyleyebiliriz.
Beşiktaş ise Kagawa transferi ile iyi bir çıkış yakalamış gibiydi. Burak Yılmaz 'ın gelmesi ile çok tecrübeli bir isim daha aldılar.
Maça gelirsek; Sadık Fenerbahçe için defansın en önemli oyuncularından biri oldu. Her zaman oyunun içinde. Ancak Fenerbahçe defansı yine de yerleşim hataları yapabiliyor. İlk golde Kagawa'nın kullandığı serbest vuruşta bu kadar kalabalık bir defans bu golü yememeli.
Kagawa futbolu bilerek oynuyor. Belki topun takımdan uzaklaştığı anlarda değil ama topun takımına yakınlaştığı anlarda hep sahnede...
Fenerbahçe ilk yarıda gelen ikinci golden sonra bile gayretli
Fenerbahçe; Zenith önünde kazanmak için ilk maçta oynadığı gibi oynamak zorundaydı. O maçta özellikle orta sahada rakibi durdurmuşlar, hücumda da topu iyi saklayıp önemli fırsatlar yakalamışlardı. Slimani bir gol atmıştı atmasına ama Fenerbahçe bir gol den fazlasını kaçırmıştı.
İlk maçta rakibin 2 katı kadar şut atabilmişlerdi. Hem Moses hem de Valbuena Zenith defansını fazlasıyla meşgul etmişti.
Bugünkü maçta yine değişiklikler vardı sahada... İsla,Valbuena ve Slimani yoktu.
Zenith takımı İlk maçtan çok farklı olarak maça çok etkili başladılar ve daha ilk dakikalarda gole Ozdoev ile ulaştılar. Pozisyonda başlarken Şener'in müdahelesi gelse belki de orta fırsatı bulamayacaklardı. Aynı şekilde Sadık ' ta artık ilk müdahelesinde topu uzaklaştırabilmeli...
Golden sonra yine çok adamla gelmeye başladılar. İlk maçta bunu deneyememişlerdi bile... Fenerbahçe ise hücumda boşluk ararken bile çok hareketsiz. Oysa ki bu dakikalarda oyunu açabilseler fırsatlar yakalayabilirlerdi.
Mehmet'in golü izleniş açısından da hazırlanması açısından güzeldi. Bunu bir tek maç boyunca Jailson da görebildik. Barrios ,Dzyuba ve Hernani ile hem kanatlarda hem de göbekten kolayca fırsatlar
Alanyaspor ile başlayalım. Geçtiğimiz senelerde Love, Fernandez, Emre ve Efecan'dan oluşan ilginç bir hücum organizasyonları vardı. Fernandez sol kanattan, Love içerden savunmayı bozuyor; Efecan ve Emre ye de pozisyonları bitirmek kalıyordu.
Bu sene ise Fernandez'in karşısına Campos'u da koydular. Djalma hem güçlü hem de ligi tanıyan bir oyuncu. Bu oyuncunun gelmesi de en çok Papis Cisse'ye yaradı. Trabzonspor maçında attığı goller eski Cisse'yi hatırlatır cinsten... Senegalli oyuncu şu ara çok formda...
Bir başka önemli takım ise Rizespor... Nakoulma, Boldrin , Avaziem ve Aatıf gibi oyuncuların gelmesi ile adeta yeni bir başlangıç yaptılar. Bu hafta Boldrin'in getirip Aatıf 'a bıraktığı top takımda yardımlaşmayı da gösteriyor. Aatıf yeniden önemli bir çıkış yakalamış gibi. Lige ilk geldiği günlerdeki gibi sanki...
Vedat Muriqi de bir başka formda oyuncu Rizespor 'da ... Umar, Samudio ve Azubuike ile hem orta alanda hem de ofansta çok fazla alternatifleri var.
Göztepe ise sıralamada daha da yukarılarda olması gereken bir takım. Belki kolay gol yemiyorlar ama kolay da gol atamıyorlar. Yeniden Ghilas 'ı kazanmaları bu yüzden çok önemli. İlk yarıda Yasin'den çok
Kasımpaşa Diagne,Trezeguet, Eduok üçlüsünün ofanstaki gücü ile pek çok maçı çevirmiş bir takımdı. Bugün Diagne takımda yok. Scuffet, Heintz, Hajradinovic ve Perica gibi dört geleceğe dönük transfer yaptılar. Popov, Veigneu ve Pavelka, Sadiku ikilileri bozulmadı.
Ancak Eduok'un da Diagne ile birlikte transferi olası planları bozmuş gibi. Beklemedikleri mağlubiyetler aldılar.
Trezeguet ligin ilk yarısında topla sahada girmedik alan bırakmıyordu neredeyse. Orta alanı çabuk geçen,her iki kanadı da sürekli kullanan bir takımlardı.
Galatasaray ise hafta ortasında Benfica ya kaybetti ama kaybetmesine rağmen takım fazlasıyla güçlendi.
Bunu da ligde fazlaca gösteriyorlar. Semih 'in takıma dönmesi, Marcao ve Luyindama transferleri defansı zenginleştirdi. Denayer'in ya da Maicon 'un eksikliği hiç hissedilmeyecek neredeyse...
Maça dönersek; Diagne Galatasaray'da durdurulması zor bir oyuncu. İlk dakikalarda eski takım arkadaşları tüm mesailerini ona harcıyor gibiydi.
Kasımpaşa Trezeguet ile Galatasaray kalesinde gözükmeye çalışıyordu buna karşılık. Tam maç tipik orta alan mücadelesi şeklinde geçerken almış olduğu topla serbest vuruş kazandırdı ve güzel de bir gol attı.
Golden
Konyaspor istikrarlı bir takım. Türkiye kupasını kazandıkları kadro ile şu an oynayan kadro birbirine çok yakın. Bazı oyuncular uzun yıllardır birlikte oynuyorlar ve birbirlerini de saha içinde iyi tanıyorlar.
Başta Kaleci Serkan olmak üzere, Skubic, Jönnson, Ali Turan, Milosevic, Fofana, Hadziahmetovic bu oyunculardan bazıları.
Üstelik Bajic,Vukovic,Douglas, Meha, Bourabia gibi önemli oyuncuları da transfer oldu. En son Moke'yi Ankaragücüne verdiler.
Oyun sistemleri ise oldukça ilginç. Her iki kanatta da hücuma müthiş katılım sağlayan iki oyuncuya sahipler. Skubic ve Fofana her an kendi forvetlerine dokunabilecek kadar yakınlaşabiliyorlar.
Orta alanda Milosevic bu takım içerisinde o kadar pişti ki artık arkadaşları için önemli pozisyonlar hazırlayabiliyor. Forvette Eto'yu daha önceden tercih ettikleri gibi Yatabare ve Jahovic gibi deneyimli oyuncuları buluyorlar.
Fenerbahçe ise Zenith maçında iyi bir oyun ortaya koymuştu. Dirar takıma geldiğinden beri müthiş işler yapıyor. Zayc'ı ilk defa bu maçla takıma aldılar. Takıma alıştıkça iyi işler yapacağı kesin gibi...
Maçı izleyenler arasında Alex de Souza da vardı. Takımın efsane oyuncularından. Onun varlığı takım
Fenerbahçe; Kayserispor karşısında farklı bir kadro ile oynamıştı. Dün tamamen farklı bir kadro ile oynadı. Kalede Volkan, defansta Serdar ve Roman, orta alanda Tolgay ve Mehmet ve Dirar forvette ise Soldado dün yoktu.
Defansta Sadık ve Skretel; Kayserispor maçında alınan mağlubiyeti bu defa Zenith önünde engellemeye çalışacaktı.
Orta alanda ise Valbuena; önünde Slimani öynayacağı için muhtemelen çevresinde ekürisi gibi dolaşacaktı.
Sezon başında büyük umutlarla alındığı, belki de bekleneni veremediği de doğruydu ama Slimani de bu değildi aslında. Moses ve Valbuena'nın onu beslemesi belki de bu defa farklı bir sonuç verecekti. Verdi de. Kenarlardan top alabildiğinde takımda ki hiç bir santrafordan aşağı da değil. Ve daha iyisini de yapabilir her zaman.
Zenith ise iyi bir takım. Rus milli takımının neredeyse yarısından fazlası orada. Barrios, Smolkinov, Dzyuba, Mak, Hernani önemli oyuncuları. Mücadeleyi seven, ayağa çabuk oynayan, rakibe kolay pozisyon vermeyen bir takımlar.
Maçın başlarında Moses ve Slimani'nin istekli görüntüleri paslaşmalarına da yansıdı. Moses top sürmekten ve kaleye bakmaktan hiç çekinmeyen bir oyuncu. Farkını daha gelir gelmez hissettirdi.ilk
Galatasaray son yılların en iyi kadrosunu kurmuş vaziyette. Tam on üç tane milli oyuncuları var. Muslera'nın önünde gerekirse on yabancı oyuncu oynatabilecek kadar geniş. Ayrıca hem yetenekli hem de birbirini iyi tanıyan bir kadro.
Bu kadronun tek dez dezavantajı geçen sene kaybettikleri Gomis idi. Bu sene Diagne, Mitrouglou ve Luyindama transferleri ile bu açığı kapattılar.
Trabzonspor ise hem Burak Yılmaz'ı hem de Onur'u kaybetti. Bu kayıplara rağmen yine de maça iyi başladıkları her an gerisini getirebiliyorlar. Novak, Pereria, Sosa, Rodallega, Onazi, Yusuf, Abdülkadir çok etkili oyuncular. Bekleri hücuma katılımda çok etkili.
Orta alanda güçlü bir takımlar ve ayağa paslarda belki de ligin en iyi takımlarından biri haline gelebiliyorlar. Ancak istikrarı yakalamaları da önemli.
Maça gelirsek ;
Trabzonspor 'un maçın başlarında Hugo ve Yusuf ile bulduğu pozisyon verkaçlarda takımın ne kadar etkili olduğunu gösterir gibiydi. Galatasaray ise buna karşılık Belhanda ve Diagne ile etkili olmaya çalıştı.
Trabzonspor defansı Diagne'ye karşı önlem almakta zorlanır gibiydi bu anlarda.. Galatasaray'ın orta alanda çok fırsatçı oyuncuları var. Bunlardan biri de Badou...