Türkiye, bazılarının iddia ettiği gibi, Kaddafi’nin ‘utangaç müttefiki’ değil, ama ortalık yine utanmaz müdahaleciden geçilmiyor.
Uzağa gitmeye gerek yok, daha dün, Afganistan’da olanlardan sonra, Irak’ta olanlardan sonra hâlâ ‘liberal müdahalecilik’ten rahatlıkla söz edilebiliyor!
Kimse, Kaddafi’nin zulmünün ardına saklanıp, düpedüz emperyalist müdahaleye gerekçe çıkarmaya çalışmasın! Ve kimse, mevcut iktidarın her tasarrufunu açığa çıkarmak için veya Türkiye’yi bu müdahalenin arkasında hizalamak için, Türkiye’nin çekinceleri doğrultusunda mevcut Libya politikasını, ‘tutarsızlıkla’, ‘bocalamakla’ yaftalamaya kalkmasın!
Türkiye’nin Libya politikası elbette tartışılmaz değil ama, o halde doğru dürüst tartışılsın! Başbakan’ın Mısır’da gösterdiği tavırdan farklı tavır sergilediğini ileri sürenler, haklı olabilirler ama bugün Libya’ya müdahale edenlerin, bırakın düne kadar Kaddafi’nin baş müttefikleri olmasını, Bahreyn’de tam tersine davrandığı gerçeğine aynı şekilde işaret etmek kaydıyla!
Hele, mevcut iktidarın Ortadoğu’da soyunduğu iddialı politikayı en hararetle destekleyenlerden bazılarının, Türkiye’ye son derece tartışılır bir emperyal müdahalenin kuyruğuna takılmayı öğütlemesi akıl alır gibi değil! Mevcut dış politika çizgisinin fazla iddialı olduğu ve son olaylar çerçevesinde büyük ölçüde ‘açığa’ çıktığı söylenebilir. Ancak, Türkiye’yi Katar ve BAE’nin çizgisine davet etmek, bırakın iddialı bir Ortadoğu politikasını, Türkiye ölçeğinde bir ülkenin düşürüleceği durum mudur? Bu türden bir çizgi, Türkiye’yi Süveyş krizinde saldırganları desteklediği günlere döndürür. Bunu görmek bu kadar zor mu, bunu kabullenmek mümkün mü?
Bu takım, Irak işgali öncesinde müdahale destekçiliği yaptıktan sonra, olup bitenden hiç mi ders çıkarmaz? Dahası, Ortadoğu’da Türkiye’ye karşı sempatinin yükselmesinin, en önemli nedenlerinden birinin Irak tezkeresinin reddedilmesi olduğunu bilmez?
Bu arada, en ateşli tezkere taraftarlarından bazıları, şimdilerde, en ateşli müdahale karşıtları haline gelmiş. Çok güzel, ama bunların da, olan bitenden ders çıkardığı için mi, yoksa koşulsuz iktidar destekçiliği hevesiyle mi bu tavrı gösterdiği belli değil. Zira, Irak işgalinden önce de Afganistan örneği vardı. Afganistan müdahalesi sonrasında onca sivil insan ölmüştü. Bir köy ahalisi düğün yaparken ‘yanlışlıkla’ bombalar altında can vermişti! Tüm bu olanlara kulak veren çok azdı!
Diğer taraftan, hal böyle diye, kimse de, makul bir dengede seyreden Türkiye dış politikasını ‘Türk-Rus İmparatorluğu’nun ‘ortak tepkisi’ diye zırva bir zemine yerleştirmeye kalkmasın! Ortadoğu halklarının ihtiyacı olan en son şey, şu veya bu emperyal davanın cenderesine sokulmak! Türkiye’ye en son yakışan tavır böyle bir hevesle anılmak!
Son olarak, CHP’nin başta iktidarın mevcut tavrına destek vermesi ardından ‘Türkiye figüran bile olamadı’ eleştirisi hiç anlamlı değil. Gelecekte ne olur bilemem ama, şu ana kadar Türkiye’nin izlediği dış politika tam da bu! Yani figüran olmayı reddetmek!