Nuray Mert

Nuray Mert

nuray.mert@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dünyaya ‘siyasal’ bakan biriyim. Zaman içinde, köşe yazısı yazmak da benim için bu açıdan önemli hale geldi. O nedenle, yıllar önce, beni bu yönde ilk cesaretlendiren ve destekleyen kişi olan sevgili dostum Kürşat Bumin’e ve köşe yazmaya ikna eden İsmet Berkan’a bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Son altı ay süresince, akademik çalışmalarımın öne geçmesi de dahil olmak üzere, çeşitli nedenler ile, köşe yazmak benim için ikincil bir iş haline gelmişti.
Türkiye’de ve dünyada siyasetin seyrinin, bu ülkede yaşayan hepimizin geleceği açısından fazlasıyla önemli hale geldiği bir zamanda, aynı şekilde devam edemeyeceğimi düşünmeye başladım. Bu çerçevede, yazı hayatıma Milliyet gazetesinde devam etmenin daha uygun olacağına karar verdim. Burada yazmaya başlarken, ‘iş başvurum’a olumlu cevap veren Milliyet yönetimi ve beni bu konuda destekleyen sevgili arkadaşım Mehmet Tezkan’a, bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.
Siyaset dediğimiz şey, ‘nasıl bir toplum’ ve ‘nasıl bir dünya’da yaşamak istediğimize ilişkin düşüncelerimiz ve hayallerimizin peşinden koşmaktan ibaret. Siyasetten uzak durur, yani bize göre, ‘İyi’, ‘doğru’ ve ‘mümkün’ün peşinden koşmazsak, hayatımızı başkalarının iyisi ve doğrusu ve bu yöndeki çabalarına teslim etmiş oluruz.
Bazılarımız, içinde yaşadığı toplum ve dünyada olan biteni daha yakından, bazılarımız daha uzaktan izliyor. Herkesin aynı yoğunlukla siyaset takip etmesini ve şu veya bu şekilde siyasal süreçler içinde yer almasını bekleyemeyiz. Ancak, inanın, siyasetten uzak durmanın, evleneceğiniz insanın seçimini başkalarına bırakmaktan farkı yok.
Siyasetten uzak duranlarımız, bu gerçeği, siyasal toplumsal kriz dönemlerinde daha iyi hissediyor olmalı. Böyle dönemlerde, hepimiz etrafımızda olan bitene daha fazla tepki veriyor hale geliyoruz. Bu durum, genel olarak ‘aşırı politikleşme’ olarak tabir edilir. Ben bu tabiri pek sevmem, bence durumu izah etmek için, ‘panik içinde politik savrulmalar’ demek daha doğru olur.
Son dönemlerde, Türkiye’nin içinde bulunduğu sürecin toplumsal ortamda bu yönde seyrettiğini, siyasal tartışma ve çatışmalara bu seyrin yön verdiğini düşünüyorum. Bu koşullar altında, siyaseti daha yakından izlemek ve bunu yaparken daha serinkanlı olmak gerektiğine inanıyorum.
Köşe yazarlarının işi, çabası, umudu, kendi tanıklıklarını ve kendilerinin iyi, doğru, mümkün olduğunu düşündüklerini sizlerle paylaşmaktan ibaret. En azından ben bugüne kadar, bunu yapmaya çalıştım, köşe yazmayı kendime böyle izah ettim. Bu günden itibaren, bu çabayı, bu gazetede sürdürmeye çalışacağım.