Lost” ve “Alias” dizilerinin yaratıcılarından J.J. Abrams, Hollywood’un parlak yönetmenlerinden. Yeni filmi “Super 8”, 13-14 yaşlarındaki Joe’nun annesini bir fabrika kazasında kaybetmesiyle açılıyor. Şerif yardımcısı babasıyla bu yeni duruma alışmaya çalışan Joe, en yakın arkadaşı Charles’ın “super 8”le (8 mm. formatında) çektiği zombi filminde makyaj işlerini yaparak yas sürecinde oyalanıyor. Bir gün tren garındaki bir çekim esnasında büyük bir tren kazasına şahit oluyorlar. Şaibeli görünen kazanın ardından kasabada garip şeyler olmaya başlıyor.
Beyazperdede ise başarılı bilimkurgu “Star Trek” (2009) ve eli yüzü düzgün aksiyon “Mission: Impossible III” (2006) filmlerini yöneten Abrams, sinema meraklılarının yakıştırmayı pek sevdiği “yeni Steven Spielberg” etiketinin taşıyıcılarından biri. Abrams, Hollywood’un bir cilvesi sonucu yeni projesi “Super 8”i Spielberg’ün yapımcılığında gerçekleştirdi. Spielberg’ün klasiklerinden “E.T.” ve “Üçüncü Türden Yakınlaşmalar / Close Encounters of the Third Kind”a birçok açıdan benzeyen “Super 8”, bu halef-selef yakıştırmasını güçlendirecektir şüphesiz.
Doğru düzgün çizilmiş karakterler1979 yılında geçen film, o dönemin bilimkurgu sinemasına ama en çok da Spielberg bilimkurgularına bir saygı duruşu gibi. Bir bilimkurgu hikayesini doğru düzgün çizilmiş karakterler, duygusal anlar ve karakter dramlarıyla güçlendirmek, Abrams’ın Spielberg’den örnek aldığı özellikler. “Super 8” bu formülü kusursuz uyguluyor.
Bu durumun, filmi örnek aldığı bilimkurgu klasikleri düzeyine eriştirdiğini söyleyemesek de duygusal anlamda bağ kurulabilecek bir bilimkurgu hikayesi, 1970’lerde de 2000’lerde de aynı derecede zevkli. Özellikle büyük bütçeli, bol aksiyonlu, özel efekte boğulmuş filmlerin hakimiyetindeki günümüz ticari sinemasında...
“Super 8”Yön.: J.J. Abrams
Oyn.: Joel Courtney (Joe Lamb), Ryan Lee (Cary), Zach Mills (Preston), Riley Griffiths (Charles), Kyle Chandler (Jackson Lamb), Ron Eldard (Louis Dainard) Sen.: J.J. Abrams Gör.: Larry Fong
Müz.: Michael Giacchino
“Öfkeli Çılgınlık Karamsar Çile”
1960’larda Çukurova
Hatice Yakar’ın ilk uzun metrajlı filmi “Öfkeli Çılgınlık Karamsar Çile”de aralarında Asiye Dinçsoy,
Barış Koçak, Hatice Yalçın ve Zeynep Öncü’nün de olduğu oyuncular rol alıyor. 1960’larda Çukurova’da geçen film doğurmak üzere bir kadın, define peşindeki insanlar, aç bir çoban gibi karakterlerin ortak korkuları üzerinden ilerleyen bir öykü anlatıyor.
“Mutlu Azınlık”
Altın Aslan adayı
Antony Cordier’nin yönettiği “Mutlu Azınlık / Happy Few”, geçen yıl 67. Venedik Film Festivali’nde Altın Aslan için yarışmıştı. Film eş değiştirmeye karar veren iki çift arasında yaşanan olayları konu alıyor. Filmde başrolleri Marina Fois, Elodie Bouchez, Roschdy Zem ve Nicolas Duvauchelle paylaşıyor.
“Mutluyum, Devam Et”Küçük dertler büyük serzenişlerHow I Met Your Mother” dizisinde Ted’i canlandıran Josh Radnor’ın ilk yönetmenlik denemesi “Mutluyum, Devam Et / Happythankyoumoreplease” adını taşıyor. Radnor ayrıca filmin Sam adlı ana karakterini de canlandırıyor.
New York’ta geçen film, başarısız yazar Sam ile arkadaş çevresini ele alıyor. Sam metroda bulduğu bir çocuğu yanına alır ve onu polise götürmeyi erteler. Arkadaşı Annie, hastalık yüzünden saçları olmadığı için güven sorunları yaşıyor. Sam’in arkadaş çevresinden bir çift ise Los Angeles’a taşınma ihtimali dolayısıyla ilişkilerini gözden geçiriyorlar.
Oldukça naif bir çizgide ilerleyen öyküde, saçma sapan sorunlar çok önemliymiş gibi ciddiye alındıkça film asap bozucu bir hal alıyor. Amerikan bağımsızı ile Hollywood romantik komedisi arasında bir yerlerde duran film, sıradan bir karakter dramı.
“Tehlikeli Yol”
Irak’ın yeniden inşa süreci
Sinemanın vicdanını temsil eden yönetmenlerin başında gelen Ken Loach’un geçen yıl Cannes’da Altın Palmiye için yarışan yeni filmi “Tehlikeli Yol / Route Irish”, Irak savaşıyla ilgili. “ABD askerleri kahramanlıklar yaptı”, “ABD’li askerler boşu boşuna öldü galiba”, “Savaş ABD için bağımlılıktır” gibi cümlelerden öteye gidemeyen filmlerin ardından nihayet Irak savaşını konu alan sağlam metinli bir film var karşımızda.
Ken Loach meseleye ağırlıklı olarak savaştan sonraki inşa dönemine, yani paranın ve büyük şirketlerin devreye girdiği döneme odaklanarak yaklaşıyor. Fergus (Mark Womack), çocukluğundan beri dostu olan Frankie’nin (John Bishop) Irak’ta bir özel güvenlik firmasında çalışırken öldüğünü öğreniyor. Bu ölüme dair yapılan resmi açıklamayı inandırıcı bulmayan Fergus, olayı araştırmaya başlıyor. Oradaki halka yapılan eziyetlere, aradaki piyonlara ve büyük sermayeye dikkat çeken “Tehlikeli Yol”, Irak’la ilgili filmlerin en düşündürücü ve ortaya koyduğu tablo açısından en tatmin edici olanı.
“Demir Kapılar”
Kapalı kapılar ardında
Stephen Manuel’in yönettiği Alman yapımı gerilim filmi “Demir Kapılar / Iron Doors”ta genç bir adam kilitli kaldığı demir bir kasadan çıkmaya çalışıyor. Filmde Axel Wedekind ve Rungano Nyoni rol alıyor.
“Kayıp Hazine”
Kız okulunda şamata
İngiliz karikatürist Ronald Searle’nın çalışmalarından yola çıkan “St. Trinian’s” adlı seri 1950’lerden 1980’lere kadar beş kere sinemaya uyarlanmıştı. 2007’de “St. Trinians” adlı filmle tekrar başlayan seri Oliver Parker ile Barnaby Thompson’ın yönettiği “Kayıp Hazine / St. Trinian’s 2: The Legend of Fritton’s Gold” ile devam ediyor.
Rupert Everett, Colin Firth, David Tennant ve Talulah Riley’in rol aldığı 2009 yapımı filmde, St. Trinian adlı kız okulunun öğrencileri, kayıp bir hazinenin peşine düşüyorlar.