Nil Kural

Nil Kural

nil.kural@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Üç dalda Oscar adayı olan “Brooklyn”, 1950’lerde İrlanda’dan ABD’ye göç eden genç bir kadının ayakta kalmaya çalışma hikayesine odaklanıyor

Ellilerde geçen göçmen genç bir kadının öyküsü “Brooklyn”, hüzünle sarmalanmış bir yaşama tutunma hikayesi. Aynı zamanda da sunduğu derin kadın karakteriyle izleyiciyi kendisine bağlamakta zorlanmıyor. “Intermission”ın yönetmeni John Crowley, film senaryolarında kadın karakter yaratımında ustalaşan roman yazarı Nick Hornby ve genç neslin en iyi oyuncularından Saoirse Ronan’ın işbirliği “Brooklyn”, bu yıl En İyi Film, En İyi Kadın Oyuncu ve En İyi Uyarlama Senaryo dallarında Oscar adayı olmuştu.

Haberin Devamı

Dönemin ruhunu yakalıyor

İrlanda’da küçük bir yerde hayat kurmakta zorlanan Eilis, ablası Rose’un teşvikiyle New York’a göç eder ve Brookyln’e yerleşir. Burada başta memleketine ve ailesine hasret duysa da zamanla muhasebe kursu ve hayatına giren İtalyan kökenli Tony’nin aşkıyla ABD’ye alışır. Aldığı beklenmedik bir haber, İrlanda’ya dönmesine ve burada da bir hayatı olabileceğini anlamasına neden olacaktır. Eilis’in geleceği İrlanda’da mı yoksa ABD’de midir sorusu belirir.

Filmde siyah-beyaz değil, gri tonlarla resmedilen Eilis ayaklarının üzerinde duran bir kadın portresi sunuyor. Seçimleri, hayatın akışının getirdiği duygu değişimlerini Ronan başarılı senaryonun yardımıyla mükemmel şekilde izleyiciye geçiriyor. Filmin yönetmenliği ise dönemin ruhunu yakalayabilen ve seyir zevkini ayakta tutabilen akıcılıkta.“Brooklyn” derinlikli ve klişelerden arınmış kadın karakteriyle takdiri hak ederken, göçmenliği merkeze alarak günümüzle alakalı olmayı da başarıyor. Eilis’in şartları günümüzün göçmenlerinin şartlarından katbekat iyi olsa da...

“Brooklyn”

Yön.: John Crowley
Oyn.: Saoirse Ronan (Eilis), Jim Broadbent (Peder Flood), Domhnall Gleeson (Jim Farrell), Emory Cohen (Tony) Sen.: Nick Hornby (Colm Toibin’in romanından uyarlama) Gör.: Yves Belanger Müz.: Michael Brook

Ya Tanrı Brüksel’deyse?

Jaco Van Dormael’in ses getiren filmi “Yeni Ahit / Le Tout Nouveau Testament”, yaratıcı bir fikre dayanan bir taşlama. Tanrı, Brüksel’de yaşayan ve insanlara eziyet etmekten hoşlanan biridir. Evden kaçıp öldürülmüş oğlu İsa’nın ardından kızı Ea da babasına başkaldırır ve kendi havarilerini bularak yeni bir kutsal kitap yazmaya karar verir.

Haberin Devamı

Film, eğlenceli fikri ve kara mizahını aralarında Catherine Deneuve, François Damiens ve Yolande Moreau’nun da olduğu bir oyuncu kadrosuyla destekliyor. Ama bulunan taşlama fikri, bütün filme uzanan bir tempoyu ayakta tutamıyor. Film bir noktadan sonra malzemesini tüketiyor. Buna rağmen bir insanlık eleştirisi olarak ve çıkış fikrinin mükemmelliği için seyredilmeyi hak ediyor.

Haftanın diğerleri

- Haftanın yerli filmlerinden biri oyuncu kadrosunda ABD’li aktörler Michael Madsen ve Stephen Baldwin’i gördüğümüz yerli korku “Magi”. Film Hasan Karacadağ’ın imzasını taşıyor. Erdoğan Koç’un yönettiği “Kadere Tutsak” bir dram... İsmet Eraydın’ın imzasını taşıyan, Wilma Elles ve Selahattin Çakır’ın rol aldığı “Emicem Hospital” ise komedi türünde.

Haberin Devamı

- İngiliz yönetmen James Watkins’in yönettiği “Baskın Günü / Bastille Day”, başrollerini Idris Elba ve Richard Madden’ın paylaştığı bir aksiyon. Konusu eski bir CIA ajanının bir terör saldırısını önleme çabası.

- Başrollerini Sam Rockwell ve Anna Kendrick’in paylaştığı “Bay Doğru / Mr. Right”, hayatının erkeğinin bir suikastçı olduğunu fark eden bir kadını merkeze alıyor. Hollywood işi komedi filmi “Özel bir Gün / Mother’s Day” ticari komedilerin önde gelen yönetmenlerinden Garry Marshall’ın imzasını taşıyor. Jennifer Aniston ve Julia Roberts’ın oynadıkları film, Anneler Günü için bir araya gelen bir aileye odaklanıyor.

- “Ayı” ve “Gülün Adı”nın da aralarında olduğu filmlerin yönetmeni Jean-Jacques Annaud’nun yönettiği “Kurdun Uyanışı / Wolf Totem”, Çin’deki Kültür Devrimi sırasında geçiyor.

-Bilgisayar oyunu uyarlaması animasyon “Ratchet & Clank” da bu hafta gösterime giriyor.

DVD

HAFTANIN YENİSİ

Yunan sinemasının efsane yönetmeni Theodoros Angelopoulos’un yönettiği, başrolünü
ise İtalya’nın yıldızı Marcello Mastroianni’nin üstlendiği film, sinema tarihinde bir klasik izlemek isteyenler için.