Hollywood’un yeniden çevrim rüzgârına alışmayan kalmadı ama “Muhteşem Yedili”, sinemanın en zorlu yeniden çevrimlerinden biri. Ne de olsa öncülleri sinemanın gelmiş geçmiş en önemli başyapıtlarından Akira Kurosawa imzalı “Yedi Samuray” (1954) ve yeniden çevrimle aynı adı taşıyan John Sturges’ın yönettiği 1960 tarihli klasik western. “Training Day / İlk Gün”ün aralarında olduğu filmlerin yönetmeni Antoine Fuqua’nın bu iki yapıtla baş etmesi güç. Nitekim en yeni “Muhteşem Yedili”, oyuncu kadrosunun ışıltısını arkasına alan, rahat izlenen, eli yüzü düzgün ancak sinemadan çıktıktan sonra hatırlanmayacak bir western olmanın ötesine geçemiyor.
1870’lerde İç Savaş sonrasında geçen filmde bir maden ağasının zulmünü gören kasaba, topraklarını bu zorbaya teslim etmek istemez. Silahşor Chisolm’a onunla mücadele etmesi için bütün maddi varlıklarını teslim ederler. Chisolm, bunu dokunaklı bulur ve altı silahşor daha toplar. Bu yedili kasabayı canları pahasına korumaya gayret ederler.
Zorbalara karşı durmak ve adalet için ayağa kalkan yedi kişinin hikayesinde bugün de dokunaklı olan bir şeyler var. Ama bu aynı hikayeyi yeniden çekmek için yeterli bir neden değil. Fuqua’nın belki bu yeniden çevrimdeki kararından en isabetlisi yedi silahşorde etnik farklılıklara yer vermesi. Ancak kuralları çok belli bir tür olan westerni yeni nesillerle buluşturmak için John Hillcoat’un “Kanlı Teklif”te veya Andrew Dominik’in “Korkak Robert Ford’un Jesse James Suikastı”nda yaptığı gibi sinema dili olarak daha yenilikçi seçimlere ihtiyaç var. “Muhteşem Yedili” ise klasik western kalıplarını sıkı sıkıya takip ediyor ve iyi zanaatkarlığın yeterli olmadığını hissettiriyor.
“The MagnIfIcent Seven / Muhteşem Yedili”
Yön.: Antoine Fuqua Oyn.: Denzel Washington (Chisolm), Chris Pratt (Josh Faraday), Ethan Hawke (Goodnight Robicheaux), Vincent D’Onofrio (Jack Horne), Lee Byung-hun (Billy Rocks), Manuel Garcia-Rulfo (Vasquez), Martin Sensmeier (Red Harvest) Sen.: Richard Wenk,
Nic Pizzolatto Gör.: Mauro Fiore Müz.: Simon Franglen, James Horner
Yerli filmler ağırlığını koydu
1
Bu hafta gösterime giren sekiz yerli filmle, sezonda Türkiye sineması ağırlığı hissedilmeye başladı. Bu sekiz film arasında festivallerde dikkat çeken iki film bulunuyor. “Çoğunluk”la Türkiye sinemasının son yıllardaki en başarılı filmlerinden birine imza atan Seren Yüce, ikinci filmi “Rüzgârda Salınan Nilüfer”de de orta sınıfı merkeze alıyor. Başrollerini Songül Öden ve Tolga Tekin’in paylaştığı film, onların canlandırdığı çift üzerinden bu sınıfın açmazlarını, yaşadıkları boşluğu sade ve etkili bir şekilde gösteriyor. Film, bu yılki İstanbul Film Festivali’nde yarışmıştı. Aynı yarışmada yer alan ve Jüri Özel Ödülü kazanan “Rauf”, Barış Kaya ile Soner Caner’in ilk filmi. Dünya prömiyerini Berlin Film Festivali’nde yapan film, Doğu’daki çatışma ortamına
9 yaşında çocuğun gözünden bakan bir dram.
Reklam filmi yönetmeni Emir Khalilzadeh’in 2015 yapımı “Çılgın Kamp”tan sonraki yeni komedi filmi “Müthiş Bir Film” adını taşıyor. Başrollerini Gürgen Öz, Murat Eken ve Cemal Hünal’ın paylaştığı yapım, bir Yeşilçam filmi çekmeye çalışan iki arkadaşın hikâyesi etrafında dönüyor. Komedi türündeki diğer bir film Ali Erşen’in yönettiği, başrollerini Metin Zakoğlu ve Mehmet Kurt’un paylaştığı “Saftirikler”. Film, Adana’da dört mahalle arkadaşına odaklanıyor.
“Türkan” ve “Hırsız Polis”in aralarında olduğu televizyon dizilerinin yönetmeni Türkan Derya’nın sinema filmi “Çok Uzak Fazla Yakın”, başrollerini Burcu Biricik, Özgür Çoban ve Alican Yücesoy’un paylaştığı romantik bir film. Film, üniversitede başlayan bir aşkı takip ediyor. Yeşilçam’ın avantür filmlerin tecrübeli ismi Yılmaz Atadeniz’in yönettiği “İkimize Bir Dünya”, başrollerinde Erkan Meriç, Yağmur Aydan ve Köksal Engür’ün yer aldığı bir dram. Burak Donay’ın yönettiği ‘Ot’ ise Anadolu’da bir köyde çocuklarını okutmak için didinen bir adamı konu alıyor ve filmde Erkay Yavuz ve Erol Koçan oynuyor. Haftanın tek yerli korkusu ise Hürdoğan Güvendiren’in ilk yönetmenlik denemesi “Gece Seansı”. Merve Engin ve Birken Engin’in rol aldığı film, evden kaçış oyunları meraklısı iki arkadaşın başlarına gelen dehşetengiz olaylarla ilgili.
Haftanın diğerleri
- 1999’da buluntu film furyasını başlatan “The Blair Witch Project”in devam filmi “Blair Witch / Blair Cadısı”yla fenomen yeniden canlandırılmaya çalışılıyor. “You’re Next” ve “The Guest” gibi korkularla tanınan Adam Wingard’ın yönettiği film, bir kez daha ormanlarda doğaüstü bir fenomeni araştıran bir grup genci, buluntu alt türünün kurallarıyla anlatıyor. Filmin öncülünün popülerliğini yakalayıp yakalayamayacağı merak konusu.
- Nicholas Stoller ile Doug Sweetland’ın yönettiği, dağıtım yapan leyleklerin dünyasında geçen ABD yapımı animasyon “Storks / Leylekler”in Türkçe seslendirme kadrosunda Harun Can, Melissa Melis Toklu ve Ali Çorapçı bulunuyor.