Robert Duvall’in oyunculuğuyla güç kattığı film, ölmeden önce cenaze törenini düzenlemek
isteyen bir adamın hikayesini anlatıyor
Herkesten uzak ve tek başına bir yaşam süren huysuz ihtiyar Felix Bush, kendi cenazesini hayattayken düzenlemeye karar veriyor. Bu iş için Frank Quinn’in işlettiği ve genç Buddy’in çalıştığı
cenaze evini görevlendiriyor, bir tomar para karşılığında... Kasaba halkının hakkında korkunç hikayeler anlattığı Bush, “cenaze partisi”’ne onun hakkında anlatacak bir hikayesi olan herkesin gelebileceğini ilan ediyor.
1930’ların sonlarında Tennessee’de geçen “Büyük Sır”ı izlerken, daha en baştan kasabalının hakkında felaket şeyler söylediği Felix Bush’a sempati duyuyor ve onun hikayesini merak ediyorsunuz.
Ağır havayı Bill Murray dağıtıyor
Filmin senaryosu da tam da bu yüzden düzgün işliyor. İnsanların bilmedikleri, kendilerinden uzak duran kişilerden korktuğunun sinema hafızamızdaki en güçlü temsillerinden biri “Bülbülü Öldürmek/To Kill A Mockingbird”deki (1962) Boo Radley karakteri şüphesiz. Kaderin cilvesine bakın ki, bu klasik filmde de onu Robert Duvall canlandırır.
Efsanevi aktörün, neredeyse 50 yıl daha yaşlı “bir tür” Boo Radley canlandırdığı “Büyük Sır”ın en güçlü yönü Duvall’in performansı... Ters ve gizemli Felix’in kasvet ve hüzünle doldurduğu filmin bu ağır havasını dağıtmak ise Bill Murray ve onun canlandırdığı Frank Quinn karakterine kalıyor. Oyunculuklara büyük bir alan açılan filmde, ilk uzun metrajında bu isimleri bir araya getirme gibi bir başarı sergileyen Aaron Schneider, klasik hikaye anlatımına uygun bir yönetmenlik sergiliyor. “Büyük Sır”, Türkçe adının işaret ettiği üzere Felix’in büyük sırrını merakla beklediğiniz, sırf Duvall’in performansı için izlenebilecek, güçlü bir dram.
“Büyük Sır / Get Low”
Yön.: Aaron Schneider
Oyn.: Robert Duvall (Felix Bush), Sissy Spacek (Mattie Darrow), Bill Murray (Frank Quinn), Lucas Black (Buddy)
Sen.: Chris Provenzano, C. Gaby Mitchell
Gör.: David Boyd
Müz.: Jan A.P. Kaczmarek
Altın Lale ödüllü Belçika filmi
Belçika filmi “Çölde Kutup Ayısı / De helaasheid der dingen”, Belçikalı yazar Dimitri Verhulst’un aynı adlı romanından uyarlama. Felix Van Groeningen’in yönettiği ve Kenneth Vanbaeden, Valentijn Dhaenens ve Wouter Hendrickx’in rol aldığı filmde, bir kasabada babası ve üç amcasıyla birlikte yaşayan Gunther’in büyüme öyküsü anlatılıyor. Geçen yıl İstanbul Film Festivali’nde “Şeylerin Boktanlığı” adıyla gösterilen ve Uluslararası Yarışma’da En İyi Film ödülü Altın Lale kazanan komedi türündeki film, yurtdışında da eleştirmenlerin dikkatini çekmiş filmlerden biri.
Ayı Yogi yaşam alanını koruyor
Ünlü çizgi film karakterlerinden Ayı Yogi’yi beyazperdeye taşıyan “Ayı Yogi / Yogi Bear”, 2008 yapımı “Journey to the Center of the Earth”ü yöneten Eric Brevig’in imzasını taşıyor. Satılma tehlikesi altında olan Jellystone Park’ına belgesel çekmek için gelen bir belgeselci, bu parkta yaşayan Ayı Yogi ve Boo Boo ile tanışıyor. Yogi, Boo Boo ve belgeselci parkı kurtarmak için güçlerini birleştiriyor.
3D ve Türkçe dublajlı olarak da vizyona giren filmin Türkçe seslendirme kadrosunda Itri Koşar, Yekta Kopan ve Ziya Kürküt’ün de aralarında olduğu isimler bulunuyor.
“Babamın ruhu ağacın içinde”
Krzysztof Kieslowski ve Bertrand Tavernier gibi çok önemli yönetmenlerin asistanlığını yaptıktan sonra 2003’te “Since Otar Left” ile ilk uzun metrajını çeken Julie Bertucelli, ilk filminde kendisine konu olarak kayıp ve yası seçmişti. Bu konuya olan ilgisi anlaşılan geçmemiş. Zira ikinci filmi, Cannes Film Festivali kapatan “Ağaç / Larbre” de baştan sonra yas sürecini kurcalıyor.
Avustralya’da dört çocuğu ve kocasıyla yaşayan Dawn’ın (Charlotte Gainsbourg) kocası aniden ölüyor. Dawn’ın küçük kızı Simone (Morgana Davies), babasının ruhunu bahçelerindeki dev ağacın içinde olduğunu ve onunla konuştuğunu söylüyor. Dawn da zaman içerisinde bu teselliye tutunmaya başlıyor.
Bertucelli, kızgınlık, reddetme vs. gibi yas süreçlerinden uzak durarak, gidenin boşluğunu durdurmak üzerine basit bir fikirden yola çıkıyor. Ama filmde bu fikri düzgün bir şekilde geliştiyor. Bu ilgiyi hak eden filmde yönetmenin en büyük başarılarından biri de, Simone’nu canlandıran çocuk oyuncu Davies’den aldığı inanılmaz performans...
“Ağaç / Larbre”
Yön: Julie Bertucelli
Oyn: Charlotte Gainsbourg (Dawn O’Neil), Morgana Davies (Simone O’Neil), Marton Csokas (George Elrick) Sen.: Elizabeth J. Mars
Kutsal Damacana’ya Transilvanya’dan konuk
Yerli komedi serisi “Kutsal Damacana”nın üçüncü filmi “Kutsal Damacana: Dracoola”da adından da anlaşılabileceği gibi seriye Kont Drakula’yı da katılıyor. Bir cami avlusunda, burada bulduğu kuş yemleriyle beslenerek büyüyen Sebo, zengin bir işadamının yanında çalışıyor ve işadamının kızı Demet’i seviyor. Bir gün kaldığı yere ziyaretçi olarak Kont Dracula geliyor.
Serinin ikinci filmi “Kutsal Damacana 2: İt Men”i de yöneten Korhan Bozkurt’un yönetmen olarak karşımıza çıktığı filmde Ersin Korkut, Şahin Irmak ve Özge Ulusoy rol alıyor.
“Milli gururumuz” Şahin K. başrolde
Cenk Özakıncı’nın ilk uzun metrajlı filmi “Günah Keçisi”nde, Şahin K., Nuri Alço, Coşkun Göğen ve Turgay Tanülkü rol alıyor. Filmde Şahin K., Almanya’daki zengin yaşamını terk edip Bodrum’a yerleşmeye karar veriyor ve daha sonra görüşmediği oğlu Caner’i bulmaya çalışıyor.