Vaftiz babası, arkadaş, patron...

Bu hafta gösterime giren “Casuslar Köprüsü”nde birlikte çalışan Tom Hanks ve Steven Spielberg, yalnızca yaratıcı bir işbirliğinden ibaret değil. İzleyicilerin çok sevdiği bu işbirliğinin sırrı, çok katmanlı ilişkilerinde saklı olabilir

Hollywood’un kendi alanlarının tepesinde yer alan iki ismi Steven Spielberg ve Tom Hanks. Bu hafta gösterime giren “Casuslar Köprüsü”nde dördüncü kez yönetmen ve aktör olarak birlikte çalışan ikilinin işbirlikleri verimli, buna şüphe yok. Ama onlar sadece mesai arkadaşı değil: Komşu olmalarının yanı sıra birlikte çalışmadan önce Hanks, Spielberg’ün çocuklarından birinin vaftiz babası olacak kadar yakın arkadaşıydı. Ama konu filmler olunca Hanks, Spielberg’e hâlâ “patron” diyor.

Bizim perdenin önüne oturup yaratıcı sonuçlarına tanık olduğumuz bu işbirliği 1998’de
“Er Ryan’ı Kurtarmak”la başladı. Bir zaman yolculuğu yaparsak, ikisi de 1998’de zaten zirvedeydi. Spielberg, “Jaws”, “E.T.”, “Üçüncü Türden Yakınlaşmalar”, “Jurassic Park” ve “Indiana Jones” serisinin ilk üç filmi gibi gişe canavarlarını geride bırakmıştı, hanesinde sinemanın klasikleri yazılıydı.

Mükemmel ikili: Tom Hanks (solda) ve Steven Spielberg.

Tom Hanks ise 1994’te “Philadelphia” ile ilk, bir yıl sonra “Forrest Gump”la ikinci Oscar’ını almıştı, bir Hollywood aktörü için daha iyisini hayal etmek güç. “Er Ryan’ı Kurtarmak”ta ikisi de kariyerlerinin doruklarındayken bir araya geldiler ve Hollywood’un en sevilen ikililerinden biri doğdu. Bu filmi 2002’de “Sıkıysa Yakala” ve 2004’te “Terminal”deki işbirlikleri takip etti.

Spielberg’ün aradığı Amerikan kahramanı için biçilmiş kaftan

Spielberg’ün bilimkurgu dışı filmlerde başrolü Hanks’e emanet etmesi anlaşılır. Hollywood’un Altın Çağ’ının aktörlerinden William Holden’ın günümüzdeki karşılığı olarak tanımlanabilecek Hanks, izleyicinin görür görmez güvenini ve sempatisini kazanan bir yüze ve jestlere, oyuncu olarak ise ekonomik bir üsluba sahip. Dolayısıyla Spielberg’ün aradığı onurlu ve sıradan Amerikan kahramanı için biçilmiş kaftan. Baba figürleri için de... Spielberg tarzı ana akım, izleyicinin kahramanla duygusal anlamda özdeşleşmesi formülüne dayalı filmlerde Hanks’i görmek bu işi kolaylaştırıyor, orası kesin.

Hanks’i ilk işbirlikleri, II. Dünya Savaşı filmi “Er Ryan’ı Kurtarmak”ta öğretmenken asker olan Yüzbaşı Miller rolünde izledik. Savaştan oğlunuzun eve dönmesini isteseniz siz de Hank’e güvenirsiniz. Hanks’in canlandırdığı sıradan adam zorluklarla sınanıp fedakarlıklar yaptı, bu ikilinin sihri gişede büyük başarı elde etti. Hanks, Oscar adayı oldu. Filmse aralarında En İyi Yönetmen’in de olduğu beş dalda Oscar kazandı.

Ardından gelen ortaklıkları “Sıkıysa Yakala”da Hanks, Leonardo DiCaprio’nun canlandırdığı sevimli dolandırıcının peşindeki FBI ajanı rolünde beklenenin aksine bir düşman değil, yaramaz oğluyla uğraşan bir baba havasındaydı. Bu hareketli ve Spielberg filmografisinde hakkı yenen filmde izleyiciyi sürükleyen DiCaprio olsa da Hanks’in bir denge figürü olarak katkısı büyüktü.

Farklı işlerde de bir araya gelebildiklerini herkese gösterdiler

Spielberg ve Hanks’in birlikte çalıştığı en az zayıf film ise New York’ta JFK Havaalanı’nda mahsur kalan bir göçmeni konu edinen “Terminal” oldu. Hanks aksanlı rolünde izleyiciyi duygu durumuna ortak etmeyi başarıyordu başarmasına ama film Spielberg’ün kariyerinin küçük adımlarından biriydi.

Şimdilik son filmleri “Casuslar Köprüsü”nde Hanks, yakalanan bir Sovyet ajanını mahkemede savunma işini ciddiye alan onurlu bir avukatı canlandırıyor. Hanks bir kez daha Spielberg’ün onu büründürmeyi çok sevdiği onurlu Amerikan kahramanı. Filmdeki şekilde tarif edersek darbelerden sonra kalkıp ayakta dik durabilen bir avukatın başardıklarına, bazen sadece bu kadarının yeterli olduğuna izleyiciyi inandırma görevi Hanks’in. Dolayısıyla Steven Spielberg’ün tercihinin bir kez daha Hanks olması şaşırtıcı değil.

Birlikte yapımcılığını üstlendikleri iki televizyon dizisi 2001 tarihli “Band of Brothers” ve 2010 yapımı “Pasific” ise sinemadaki farklı işlerde de bir araya gelebildiklerini gösteriyor. “Casuslar Köprüsü”nün son işbirlikleri olduğunu ise hiç sanmıyoruz. Spielberg “Sekiz-on film daha birlikte çalışırız” diyor:

“Tek bir beyni paylaşıyoruz.”