Nil Kural

Nil Kural

nil.kural@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Yönetmen Peter Jackson, “Yüzüklerin Efendisi” üçlemesinden sonra “Hobbit” üçlemesini de tamamlıyor. İzleyici, kaçış sinemasının en başarılı serisine veda ediyor. 12 yıldır aralıklarla
Orta Dünya’daydık ve şimdi buradayız

Hikayeyi biraz başa sararsak, pek tanınmamış yönetmen Peter Jackson’ın izleyiciye sunduğu Orta Dünya destanı 2001’de gösterime giren J. R. R. Tolkien uyarlaması “Yüzüklerin Efendisi: Yüzük Kardeşliği”yle başlamıştı. Şimdi ise tek
kitabın üç filme bölünmesiyle devam eden “Hobbit” üçlemesinin son filmi “Hobbit:
Beş Ordunun Savaşı / The Hobbit: The Battle Of The Five Armies” ile ticari sinemanın sunduğu gelmiş geçmiş en güçlü kaçış filmleri serisinin; Jackson’ın Tolkien uyarlamalarının sonuna geldik. “Uyarlamaya devam ederler” dediğinizi duyar gibiyiz ama Jackson diğer Tolkien kitaplarının uyarlama haklarının ailede olduğunu ve Orta Dünya’ya veda ettiğimizi söylüyor.
“Hobbit: Beş Ordunun Savaşı”nda cücelerin krallığı Yalnız Dağ’ı ve buradaki hazinelerini işgal etmiş ejderha Smaug,
Göl Kasabası’nda öldürülüyor. Ancak hazineden mücevher isteyen elfler, haklarını isteyen perişan haldeki Göl Kasabası insanları ve hazinelerini paylaşmak istemeyen ejderha hastalığına tutulmuş cücelerin kralı Thorin Meşekalkan savaşa girmek üzeredir. “Yüzüklerin Efendisi”nde de karşımıza çıkacak kötülük lordu Sauron da yükselmektedir ve ork ordularının Yalnız Dağ’da gözü vardır.

Savaş bölümü etkileyici
“Hobbit” gibi kısa bir kitabı başka Tolkien hikayelerinden eklemelerle üçe bölme kararı, “Hobbit” üçlemesinin son filminide etkiliyor ve karşımıza uzayan planlar, arka hikayeler çıkıyor. Ancak Jackson, filme adını veren savaş bölümünde hem heyecanı hem de dramatik etkiyi yakalıyor. Bilbo rehberimiz olarak ilgi çekiciliğini korurken, Thorin’in güçle ve servetle imtihanı “Hobbit” üçlemesinin en çekici bölümlerinden birini oluşturuyor. Kötülük yükseldiğinde iyilerin taraf seçip savaşmak zorunda kaldığı üzerine ilerleyen hikayeyle Orta Dünya’ya “Hobbit” üçlemesinin en başarılı filmiyle veda ediyoruz.

Haberin Devamı

“Hobbit: Beş Ordunun Savaşı/ The Hobbıt: The Battle Of The Fıve Armıes”
Yön.: Peter Jackson
Oyn.: Martin Freeman (Bilbo Baggins), Lee Pace (Thranduil), Evangeline Lilly (Tauriel), Richard Armitage (Thorin Meşekalkan), Luke Evans (Bard), Orlando Bloom (Legolas), Ian McKellen (Gandalf) Sen.: Fran Walsh, Philippa Boyens, Peter Jackson, Guillermo del Toro
Gör.: Andrew Lesnie
Müz.: Howard Shore

Haberin Devamı

Olivier Assayas’tan harika bir yapım

Fransız sinemasının önde gelen isimlerinden Olivier Assayas’ın yönettiği “Sils Maria ve Perde / Clouds of Sils Maria”, bu yıl yarıştığı Cannes Film Festivali’nden ödülle dönemedi ama yarışmanın seyretmesi zevkli yapımlarındandı. Üstelik Assayas’ın son dönemdeki en iyi filmiydi. Filmde, Juliette Binoche’un canlandırdığı aktris Maria Enders’e 20 yıl önce oynadığı bir oyundaki rol teklif edilir ama bu kez 20 yıl önceki baştan çıkaran genç kadını değil, intihara sürüklenen olgun kadını canlandıracaktır. Asistanıyla (Kristen Stewart) bu role çalışmaya başlar. Film, “All About Eve”den Ingmar Bergman’a referanslarla sinema takipçilerine sürekli göz kırpıyor. Ayrıca zamanın geçişi, oyunculuğun doğası, kadınlar arası güç dengeleri, zeka oyunları gibi temalar arasında akıllıca diyaloglarla süratle dolaşıyor. Özetle “Sils Maria ve Perde”, gözden kaçırılmaması gereken bir üstkurmaca.

Haberin Devamı

Diğerleri
* Eric Toledano ve Olivier Nakache’nin yönettiği Fransız filmi “Hayatımın Şansı / Samba”nın konusu sınır dışı edilmek üzere bir göçmen ile üst düzey bir yönetici arasındaki yakınlaşma. Başrollerde Fransız gişe şampiyonu “Can Dostum”la yıldızı parlayan Omar Sy ve Lars Von Trier filmleri arasında böyle bir filmle nefes almak istemişe benzeyen Charlotte Gainsbourg var.
* Geçen yılın yerli komedilerinden “Vay Başıma Gelenler”in devam filmi “Vay Başıma Gelenler 2.5”, ilk filmi seven izleyicilere hitap ediyor. Semra Dündar’ın yönettiği
filmin başrolünü Yıldırım Memişoğlu üstleniyor.
* Kenan Korkmaz’ın yönettiği dram “Gittiler: Sair ve Meçhul” ile Dilek Çolak’ın kadın şiddetini konu alan filmi “Rüzgarla Bir”, haftanın diğer yerli film seçenekleri...
* Hugh Grant’in başrolünde olduğu romantik komedilerle tanınan Marc Lawrence, “Çapkın Profesör / The Rewrite”la bir kez daha Hugh Grant’le çalışıyor. Romantik komedi türündeki filmde Grant, başrolü Marisa Tomei’yle paylaşıyor. Film kariyeri tepetaklak giden Oscar’lı bir senaristin bir üniversitede verdiği dersle aşkı ve başarıyı yeniden bulmasıyla ilgili.
* “Karda Bir Beyaz Kuş / White Bird in a Blizzard”ı Amerikan bağımsız sinemasının sürprizlerle dolu isimlerinden Gregg Araki yönetti. Oyunculuklardan senaryoya ellerden kayıp gittiğini hissettiğiniz film, annesi ortadan kaybolan bir genç kızın büyüme hikayesi olarak özetlenebilir. Başrolde “Uyumsuz” ve “Aynı Yıldızın Altında” ile neslinin idol isimlerinden birine dönüşen Shailene Woodley var.

DVD

HAFTANIN YENİSİ

“BÜKREŞ’E GECE ÇÖKTÜĞÜNDE YA DA METABOLİZMA/ WHEN EVENING FALLS ON BUCHAREST OR METABOLISM”
Romanya sinemasının önemli temsilcilerinden Corneliu Porumboiu’nun övgüler alan bu filmi Türkiye’de gösterime
girme şansını bulamamıştı.