Hollywood’un parlak çocuğu Quentin Tarantino alternatif tarih yaratarak çektiği filmlere bir yenisini ekledi. “Zincirsiz”de beyaz efendilerinden intikam alan bir köleyle izleyici karşısına çıkıyor
Hollywood’un ‘dâhi çocuğu’ Quentin Tarantino, bir önceki filmi “Soysuzlar Çetesi/ Inglourious Basterds”da 2. Dünya Savaşı’nda geçen bir hikaye yaratıp Yahudilere Nazilerden kanlı bir intikam aldırmıştı. Şimdi “Zincirsiz / Django Unchained”de aynı formülü, iç savaş öncesi Amerika’sında kölelerin efendilerinden intikam alması şeklinde uyguluyor. Sinema tarihinde seçtiği referans noktası spagetti Western’ler.
Tarantino’nun “Soysuzlar Çetesi” ile sinema dünyasına tanıttığı, Avusturyalı aktör Christoph Waltz, bu kez kölelikten nefret eden, eski dişçi yeni kafatası avcısı Alman King Schultz rolünde. Schultz, peşinde olduğu adamları tanıdığı için Django (Jamie Foxx) adında bir köleyi satın alıp ondan yardım istiyor. Kış boyunca birlikte çalışmalarının karşılığında Django’ya karısı Broomhilda’yı (Kerry Washington) kurtarma konusunda yardım etmeyi teklif ediyor. Broomhilda’yı bulmak için toprak sahibi, zengin Calvin Candie’nin (Leonardo DiCaprio) evine gidiyorlar.
Spagetti Western’ler izleğini takip eden “Zincirsiz”, zeki diyaloglar, yaptığı farklı farklı kanlı finaller, ani şiddet patlamaları, müzik seçimindeki başarısı ve beklenmedik mizahla tipik Tarantino filmleri özelliklerini sergiliyor. Ama bunların çok daha iyi uygulanmış hallerini önceki Tarantino filmlerinde de gördüğümüz için “Zincirsiz”in şaşırttığını söylemek mümkün değil. Üç saate yakın uzun seyir süresiyle filmden alınan zevk, Tarantino’nun Tarantino’luklarından ne derece sıkıldığınıza veya sıkılmadığınıza bağlı.
Şu sıralar yeni gözdesi olan kurmaca tarih yazma konusunda bir sonraki adımı Kızılderililerin kolonistlerden intikam alması mı olacak bilinmez ama ‘zulüm edilenin intikamı’ fikrinin “Soysuzlar Çetesi”nin ardından pek orijinal bir yanı olduğu iddia edilemez. Tarantino, filminin köleliğin utanç verici tarihini yerdiğini iddia etse de, “Zincirsiz”in hiç istemeyeceği şekilde sağcı silah lobisi tarafından sahiplenilmesi manidar ama şaşırtıcı değil. Tarantino’nun politik zemini her şeyin içini boşaltmak üzerine kurulu olduğu şüphesiz sağ kanat tarafından sahiplenilecek kadar kaygan.
“Zincirsiz / Django UnchaIned”
Yön.: Quentin Tarantino
Oyn.: Jamie Foxx (Django), Christoph Waltz (Dr. King Schultz), Leonardo DiCaprio (Calvin Candie), Kerry Washington (Broomhilda), Samuel L. Jackson (Stephen)
Sen.: Quentin Tarantino
Gör.: Robert Richardson
“Çatlak Film”
İddialı kadro
Kalabalık yönetmen ve oyuncu kadrosuna sahip “Movie 43 / Çatlak Film”, 12 kısa filmden oluşan bir komedi. Elizabeth Banks, Brett Ratner, Steven Brill’in de içinde olduğu yönetmen kadrosunda şimdiye dek sadece oyunculuk kariyeri olan isimler de var. Filmin oyuncu kadrosu da bir o kadar dikkat çekici. Kate Winslet, Elizabeth Banks, Halle Berry, Gerard Butler, Anna Faris, Naomi Watts ve Richard Gere rol alan isimler arasında. Filmden bir Hollywood yapımcısı çeşitli, çılgın hikaye örgüleri üretiyor ve izlediğimiz kısa filmler bu örgüleri yansıtıyor. Filmin, yurt dışındaki eleştirmenler tarafından yerden yere vurulduğunu da belirtelim.
“Hükümet Kadın”
1950’lerde kadın başkan
1960 darbesinden birkaç yıl öncesinde başlayan “Hükümet Kadın”, başrolünde Demet Akbağ’ı izlediğimiz bir komedi. Mardin Midyat’ın sevilen belediye başkanı (Ercan Kesal) ölünce
8 çocuklu karısı Xate (Demet Akbağ), belediye başkanı olur. Okuma yazması olmayan Xate’nin önceliği su getirmektir. Ama okuma yazma bilmediği için başta kararlarını yedi oğlunun etkisinde verir. Zamanla bu durum değişecektir. Bu arada koltukta gözü olan Faruk (Sermiyan Midyat) Xate’yi Ankara’ya şikayet edip durmaktadır.
Akbağ’ın yanı sıra aralarında Mahir İpek, Cezmi Baskın, Rıza Akın ve Bülent Çolak’ın da olduğu isimlerin yer aldığı filmin senaryosu ve yönetimi Sermiyan Midyat’a ait. Filmdeki ana karakter, kadın belediye başkanı da zaten Midyat’ın babaannesi ve film gerçek bir hikayeden yola çıkıyor.
Bir önceki filmi kültürler çatışması komedi “Ay Lav Yu”yu izleyenler “Hükümet Kadın”dan da yumuşak, kimsenin kalbini kırmamaya özen gösteren bir mizah anlayışı bekleneceğini tahmin edebilirler ve tahminlerinde haklı çıkacaklar. Ama bu mizahın, iddialı oyuncu kadrosuna rağmen iyi zamanlamalarla ve isabetli esprilerle yapıldığından söz etmek güç. Filmin sık sık vermeye çalıştığı sosyal mesajlar da ritmi ciddi şekilde zedeliyor. Dinler, etnik kökenler konusunda özenli olmaya çalışan komedinin finalinde ciddi bir politik tespitte bulunması ve her şeyin kötü gitmesinin sorumlusunu bulması ise filmin kalanındaki hoşgörüyle uyumsuz. Karakter geliştirme konusunda da zayıf kalan film, yapım ve çekim kalitesi olarak bekleneni verdiği söylenebilir.
“Hansel ve Gretel: Cadı Avcıları”
Masal, aksiyon malzemesi oluyor
“Hansel ve Gretel: Cadı Avcıları / Hansel and Gretel Witch Hunters”, bilindik masalı bir başlangıç olarak kullanıp masala yepyeni bir devam hikayesi ekliyor.
Hansel (Jeremy Renner) ve Gretel (Gemma Arterton), çocukken onları şekerden eve kapatan cadıyı öldürdükten sonra cadı avcılığını iş edinirler. Cadıların zulmünden çeken kasabalara çağrılan kardeşler, nefret ettikleri cadıları vahşice öldürmek suretiyle para kazanırlar. Çocukların kaçırıldığı Augsburg adlı kasabaya gelen Hansel ve Gretel, cadıların çok büyük bir katliam peşinde olduğunu fark ederler. Film, bu çocuk masalını korkunç cadıların kanlı şekillerde can vermesi için bahane olarak kullanıyor. Her satırından özensizlik akan çiğ diyaloglar, silahlar ve kan seviyesiyle, Norveçli yönetmen Tommy Wirkola’nın yönettiği film, ticari sinemanın en alt seviyelerinden birine tekabül ediyor.