Müzik anarşistleri!

“Yaşamın Ritmi” anarşist bir grup müzisyeni ve onların peşindeki polisi anlatıyor
Geçtiğimiz yılki Cannes Film Festivali’nin yan bölümlerinden Eleştirmenler Haftası’ndan Genç Eleştirmenler Ödülü’yle dönen, İsveç-Fransa ortak yapımı suç komedisi “Yaşamın Ritmi”, aldığı ödülün de işaret ettiği gibi taze, dinamik, eğlenceli, isyankar ve farklı bir yapım.
Ailesinin tüm fertleri klasik müzik alanında başarılı insanlar olan Amadeus’un müzik kulağı olmadığı için polis olmuştur ve müzikten hiç hoşlanmamaktadır. Sanna önderliğinde bir grup müzisyen ise müzik kalıplarına isyan eder. “Bir Şehir ve Altı Davulcu İçin Müzik” adlı bir müzik projesini hayata geçiren müzisyenler, ameliyathane, banka gibi yerleri basarak anarşist bir ruhla müzik yapmaktadır. Bu olayın peşine Amadeus düşer ve “ses teröristleri”ni durdurmaya çalışır.
Müzik ve anarşi üzerinden giden öyküsüne, dozunda bir romantizm ve fantastik öğeler de katan film, son dönemde karşımıza çıkan en özgün sinema yapımlarından biri olarak ilgiyi hak ediyor.

“Yaşamın Ritmi / Sound of Noise”
Yön.: Ola Simonsson, Johannes Stjärne Nilsson
Oyn.: Bengt Nilsson (Amadeus Warnebring), Sanna Persson (Sanna), Magnus Börjeson (Magnus), Marcus Boij (Marcus)
Sen.: Jim Birmant, Ola Simonsson, Johannes Stjärne Nilsson
Gör.: Charlotta Tengroth
Müz.: Fred Avril, Magnus Börjeson, Six Drummers


“Ultra Mega Süper Kahraman”

Bağımsız filmin süper kahramanı


Genellikle kabarık bütçeli Hollywood filmlerinin ilgi alanına giren süper kahramanlar, bu kez Avustralya yapımı bağımsız bir filmde karşımıza çıkıyor. “Ultra Mega Süper Kahraman / Griff The Invisible” adlı filme adını veren ‘süper kahraman’ gündüzleri mesai arkadaşlarının dalga geçtiği bir ofis çalışanıdır (Ryan Kwanten). Geceleri ise masumları koruyan ultra mega süper kahmaran’a dönüşür. Bir gün Melody (Maeve Dermody) ile tanışır. Genç kadın ona âşık olunca, kahramanın dengesi bozulur. “True Blood” adlı televizyon dizisindeki Jason Stackhouse karakteriyle tanınan Ryan Kwanten’i başrolünde olduğu ““Ultra Mega Süper Kahraman”, aktör Leon Ford’un ilk uzun metrajlı filmi.


“Aşkın Sessizliği”

Aşk problemleri çözer mi?

Komedi türündeki İtalya filmi “Aşkın Sessizliği / Tous Les Soleis”in ana karakteri Alessandro, karısını genç yaşta kaybetmiş, sorunlu erkek kardeşi ve ergenlik bunalımları yaşayan kızıyla birlikte yaşayan bir müzik öğretmenidir. Bir gün hayatına Florence adlı genç ve güzel bir kadın girer. Acaba bu gelişme Alessandro’nun ailevi sorunlarını çözmesinde etkili olabilecek midir?
İtalya’nın tanınmış aktörlerinden Stefano Accorsi’nin yanı sıra Neri Marcore ile Clotilde Courau’nun rol aldığı filmin yönetmeni Philippe Claudel, ilk filmi “Seni O Kadar Çok Sevdim ki... / Il y a longtemps que je t’aime” ile hak ettiği gibi övgü toplamış, ümit vaat eden bir yönetmen.

“İblis”

Yine şeytan peşinde

İspanyol yapımı “İblis / La Posesion de Emma Evans” bir şeytan çıkarma filmi. İngiliz oyuncularla İngilizce çekilen ancak İspanyolca dublajla karşımıza çıkan filmin ana karakteri Emma (Sophie Vavasseur), orta sınıf bir ailenin evde eğitim gören ergenlik çağındaki kızıdır. Bir gün, Emma’nın içine şeytan girdiğine dair işaretler görünmeye başlar. Ailesi başta buna inanmaz. Ancak tıbbi tetkiklerden bir şey çıkmayınca Emma, papaz olan dayısından yardım ister.
Filmin 1973 yapımı “Şeytan / The Exorcist”in koyduğu kurallardan uzaklaşabildiğini söylemek zor.

“Kara Büyü”



İntikam kutusu

Kara Büyü / Needle”da üniversite öğrencisi Ben Rutherford’a (Michael Dorman), babasından 18’inci yüzyılda yapılmış bir kutu miras kalır. Ben’in arkadaş grubundakiler teker teker korkunç biçimlerde ölmeye başlar. Kutunun normal bir antika değil, öç almak için yapılmış bir alet olduğu anlaşılır. John V. Soto’nun yönettiği korku, düşük bütçeli bir yapım.