Masalsı bir taşra tasviri
Emin Alper’in yönettiği “Kız Kardeşler”, masalsı bir atmosfere sahip bir film ve taşradaki yaşama mizahla dram arasında gidip gelerek bakıyor
İlk filmi “Tepenin Ardı”yla kapalı erkek toplumunu, “Abluka”da siyasi gerilim ve sıkışmışlığı işleyen ve Türkiye’ye dair kesitler sunan Emin Alper, yeni filmi “Kız Kardeşler”de kadınları merkeze alıyor. Masalsı bir atmosfere sahip film, taşradaki yaşama mizahla dram arasında gidip gelerek bakıyor ve Alper’in yeni neslin en parlak yönetmenleri arasındaki yerini vurguluyor.
Film, besleme olarak evlatlık verilen üç kız kardeşin, köydeki baba evinde yeniden bir araya gelme sürecini işliyor. Kadınların zor durumunu ve sınıfsal gerilimleri alttan alta başarıyla ortaya koyan film, karakterlerine ölçülü bir mesafe alıyor ve döngüsel bir çıkışsızlık hissini vurguluyor.
Bu yıl Berlin Film Festivali’nde Ana Yarışma bölümünde yer alan film, İstanbul Film Festivali’nin ulusal yarışmasından En İyi Film, En İyi Yönetmen ve En İyi Kadın Oyuncu (Cemre Ebuzziya, Ece Yüksel, Helin Kandemir) dahil birçok ödül kazandı. Alper’in ışık ve mekan seçimleriyle yarattığı güçlü ve zamansız atmosferin, taşrayı dönüştürdüğü film, yılın en dikkat çekici Türkiye yapımlarından biri.
Altın Ayı ödüllü film
“Eş Anlamlılar / Synonymes” daha önce Hollywood tarafından yeniden çevrilen “The Kindergarten Teacher”ın yönetmeni Nadav Lapid’in imzasını taşıyor. Fransa İsrail yapımı film, bu yıl Berlin Film Festivali’nden büyük ödül Altın Ayı’yı kazandı. Yönetmenin hayatından izler taşıyan film, İsrail kimliğinden sıyrılmak için Paris’e gelen ve dilini konuşmayı reddeden Yoav’ın (Tom Mercier) hikayesini konu alıyor. Lapid’in Fransızca öğrenmeye çalışan ve dil üzerinden kimliğe bakan fikri her ne kadar ilginç olsa da, filmin geri dönüşler ve bazı karakterlerinin işlediğini söylemek güç. Film, bütün notalarına ısrarla basmasıyla didaktikliğe uzanıyor ve beden-dil konusunda yakaladığı doğru tonu derinleştiremiyor.
Elektrik üzerinden mücadele
Harvey Weinstein’in cinsel taciz davaları nedeniyle vizyon tarihi iki yıla yakın ertelenen 2017 yapımı “Elektrik Savaşları / The Current War”, Thomas Edison ve George Westinghouse arasındaki elektrik sistemleri üzerinden ilerleyen mücadeleye odaklanıyor. Alfonso Gomez-Rejon’un yönettiği filmde başrollerde Benedict Cumberbatch, Edison; Michael Shannon ise Westinghouse olarak yer alıyor. Film etkileyici oyuncu kadrosuna rağmen hikayesini yeterince iyi işleyemediği yönünde eleştiriler aldı.
