Genç yetişkinlere hitap eden kitap serisinin sinema uyarlaması “Labirent: Ölümcül Kaçış”, labirentten çıkış arayan Thomas ve bir grup erkeği merkeze alıyor
Genç yetişkin edebiyatının çok satanları, “Alacakaranlık” veya “Açlık Oyunları”nın başarısını tekrarlamak için birer birer sinemaya uyarlanıyor. Bu kez James Dashner’ın dörtlemesinin ilk kitabından uyarlanan, Wes Ball’un “Labirent: Ölümcül Kaçış” var karşımızda.
“Teen Wolf” dizisiyle tanınan Dylan O’Brian’ın canlandırdığı Thomas,
serinin ana karakteri. Thomas kendisini yeniyetme erkeklerin hapsolduğu bir kayranda buluyor. Topluluğun en güçlülerine koşucular deniyor ve koşucular gündüzleri içinde bulundukları labirenti keşfetseler de çıkış bulamıyorlar.
Thomas grubun ümidi oluyor.
“Sineklerin Tanrısı”nı akla getiriyor ama...
Filmin işlediği erkek topluluğu dinamikleri ve dengeleri elbette en başta akla William Golding’in klasik eseri “Sineklerin Tanrısı”nı getiriyor. Ama “Labirent”teki distopik hava, canavarlar, seçilmiş kişi meselesi göz önüne alınırsa karşımızdaki “Sineklerin Tanrısı” gibi bir mikro toplum analizinden uzak. Filmin isyanı, sınırları zorlamayı ve tek kahramanın yapamadığını grup olarak yapmayı öven metni, “Alacakaranlık” ve “Divergent”ın muhafazakar metinlerine benzemiyor. “Labirent: Ölümcül Kaçış”, gişede başarılı olmaya en yakın yeni gençlik serisi ve gizemlerini ilerleyen halkalara saklayan derli toplu bir ticari sinema örneği.
“Labirent: Ölümcül Kaçış / The Maze Runner”
Yön.: Wes Ball
Oyn.: Dylan O’Brien (Thomas), Aml Ameen (Alby), Ki Hong Lee (Minho), Blake Cooper (Chuck), Thomas Brodie-Sangster (Newt), Kaya Scodelario (Teresa) Sen.: Noah Oppenheim, Grant Pierce Myers, T.S. Nowlin
(James Dashner’ın kitabından)
Gör.: Enrique Chediak
Müz.: John Paesano
Grace Kelly hakkında hiçbir şey
BU yılki Cannes Film Festivali’nin açılışını yapan “Monako Prensesi Grace / Grace of Monaco”, Grace Kelly’nin Monako Prensi Rainier’la evliliğinin ilk yıllarına odaklanıyor. Nicole Kidman’ın Kelly’i canlandırdığı filmin yönetmenliğini ise “Kaldırım Serçesi” (2007) ile tanınan Olivier Dahan üstleniyor. Film, Monako’nun Fransa’yla yaşadığı küçük bir gerilimi yeni bir dünya savaşı ciddiyetiyle işlerken, Grace Kelly’nin hayatının rolü prensesliği üstlenmesi, asilzadeden alınan zarafet dersleriyle ele alınıyor. Seçilen dönemin isabetsizliği, başvurulan pembe dizi numaraları ve Kelly’nin derinliğinin yanından bile geçememesi derken filmin elle tutulacak bir yanı kalmıyor.
Müzik belgeseli böyle olur!
Dünyanın gelmiş geçmiş en karizmatik müzisyenlerinden Nick Cave’i konu alan “Dünyada 20.000 Gün / 20,000 Days on Earth” müzisyenin aile yaşamı, saplantıları, müzik ve sahne performansıyla ilgili fikirleri ve geçmişine uzanan derin bir portesini çiziyor. Üstelik yönetmenler Iain Forsyth ve Jane Pollard sadece bir bilgi veya konuşanlar geçidi sunmuyor. Psikolog koltuklarından stüdyolara, arkadaş sofralarına, arşiv fotoğraflarına uzanan film yenilikçi bir sinema dili kullanıyor. Nick Cave sevenler için eşsiz bir film olan “Dünyada 20.000 Gün”, müzik belgeselleri arasında devrimci bir anlatıya sahip bir başyapıt.
Gitmek ya da kalmak
Yeni neslin en parlak ismi Chloë Grace Moretz’in başrolünü üstlendiği “Eğer Yaşarsam / If I Stay”, genç yetişkin romanı uyarlaması. Moretz’in canlandırdığı Mia Hall, ailesiyle bir trafik kazası geçirir ve komaya girer.
Bu koma sırasında beden dışı deneyim yaşayan Mia, bu esnada hayatta kalıp kalmayacağına karar verir.
Dört yerli film
Dört yerli filmin gösterime girdiği vizyon takviminde Günhan Emrah Sönmez’in yönettiği, başrollerini ise Azra Akın ve Kadir Özdal’ın üstlendiği “Çilek”, kasabanın güzel kızı Çilek ve ona âşık Kaan’ın hikayesini anlatıyor. Diğer yerli film Faik Ahmet Akıncı’nın imzasını taşıyan “Tersine” ise toplumdaki kadın ve erkek rollerinin değişmesi üzerinden ilerliyor. Üçüncü yerli film de “Böcek”. 1999’da çektiği “Fasülye”nin ardından uzun yıllardır televizyon sektöründe çalışan Bora Tekay’ın sinemaya dönüş filmi. Barış Erçetin’in filmi “Kanunsuzlar” ise içeriği bilinmeyen bir paket taşıyan iki arkadaş üzerinden ilerliyor, başrollerini Bülent Çolak ve Orhan Eşkin’in paylaşıyor.
HAFTANIN YENİSİ
“Locke”
Tek mekanda, tek bir karakter üzerinden ilerleyen ve Tom Hardy’nin aktörlüğü konusunda hayranlık uyandıran “Locke” yılın en başarılı bağımsızlarından biri.