Amerikalı ünlü televizyon sunucusu Jon Stewart, ilk yönetmenlik denemesinde İran’da geçen gerçek bir hikayeden yola çıkıyor ama...
İranlı gazeteci Maziar Bahari’nin yazdığı anı kitabından yola çıkan The Daily Show’un sunucusu Jon Stewart, “Rosewater”la ilk kez yönetmen koltuğuna oturuyor ve hazin bir öyküyü didaktik bir üslupla anlatıyor.
Filmde, Londra’da yaşayan İranlı gazeteci Bahari, Mahmut Ahmedinejad ve muhalif Mir Hüseyin Musavi’nin karşı karşıya geldiği 2009 cumhurbaşkanlığı seçimini izlemek üzere İran’a dönüyor. Seçimlerde hile yapıldığı iddiasıyla sokağa dökülen Musavi taraftarlarını da takip eden, Meksikalı aktör Gael Garcia Bernal’in canlandırdığı Bahari, casus olduğu gerekçesiyle tutuklanıyor.
Didaktik bir üslup
Uzun bir süre hapishanede tutulan ve işkenceye maruz kalan Bahari, hapisteyken muhalif ablasının ve Haluk Bilginer’in canlandırdığı babasının anıları ve fikirleriyle ayakta kalmaya çalışıyor.
Stewart elindeki malzemenin dramatikliğini detaylara, öyküye ve oyunculuklara dikkat ederek vermek yerine didaktik, kör gözüm parmağına bir üslubu tercih ediyor. Film, İran’da o dönemde yaşananların geniş bir resmini vermiyor; bunun yerine Bahari’nin hapishanede Leonard Cohen eşliğinde dans etmesi gibi aşırı anlarla dolu. Bir Amerikan yapımı olarak film İran’daki demokrasi ve hukuk dışı uygulamalara odaklansa bile gösterdiği ülkenin şartlarını iyi yansıtmaya çalışma gibi bir borcu var ve öyküsünün haklılığını arkasına alarak gösterilmesi gereken dikkati sergilemiyor.
“Rosewater”
Yön.: Jon Stewart
Oyn.: Gael Garcia Bernal (Maziar Bahari), Kim Bodnia (Javadi), Haluk Bilginer
(Baba Akbar), Shohreh Aghdashloo (Moloojoon) Sen.: Jon Stewart
Gör.: Bobby Bukowski
Müz.: Howard Shore
10 yıl süren hukuk mücadelesi
SImon CurtIs’in yeni filmi “Altınlı Kadın / Woman in Gold”, başrolünü Helen Mirren’ın üstlendiği, diğer önemli rollerde ise Ryan Reynolds, Daniel Brühl ve Katie Holmes’ın yer aldığı bir yapım. Film, Los Angeles’ta yaşayan Yahudi Maria Altmann’ın hukuk mücadelesi üzerine. 10 yıl süren davada Altmann, Gustav Klimt’in bir tablosunun ailesine ait olduğunu Avusturya hükümetine kanıtlamaya çalışıyor. Nazilerin çaldığı sanat eserleri konusunun gündemde olduğu bir dönemde çekilen ve gerçek bir hikayeye dayanan film, yarışma dışı gösterildiği Berlin Film Festivali’nde olumlu eleştiriler alamadı.
Haftanın diğer filmleri
- Başrolünde Josh Hartnett’in bulunduğu “Son Savaş: Aşk / The Lovers”, 18’inci yüzyıl ve günümüzde geçen iki aşk hikayesini konu alıyor. Zaman yolculuğu ve romantizmi birleştiren filmin yönetmeni ise tecrübeli bir isim, Roland Joffe.
- “Daire / The Loft” lüks bir çatı katını evlilik dışı ilişkileri için paylaşan beş erkeğin, bu dairede ölü bir kadını bulmasıyla birbirine girmesi hakkında. 2008 yapımı gerilim türündeki Hollanda filminin yeniden çevrimi olan yapımda yönetmen değişmiyor: Erik Van Looy. Oyuncu kadrosunda ise Karl Urban ve James Marsden bulunuyor.
- Danimarka filmi “Hayvan Düşü / Nar Dyrene Drommer” korku türünde. Jonas Alexander Arnby’nin yönettiği film, vücudunda değişiklikler olmaya başlayan 16 yaşında bir genç kızla ilgili.
- Gösterime girecek diğer iki korku filminden biri Gregory Levasseur’un yönettiği, Amerikan yapımı “Piramitin Laneti / The Pyramid”. Film, Mısır’da arkeolojik kazı yapan bir ekibe musallat olan bir lanet üzerine. Belçika yapımı “Ölüm Kampı / Cub” ise bir kamptaki çocukların yaşadıkları dehşeti anlatıyor.
- Haftanın üç yerlisinden ilki İbrahim Biçer’in yönettiği “Kaçış 1950”. Bulgaristan’dan Türkiye’ye kaçan üç gencin hikayesini anlatıyor. Başrollerde Atilla Saral, Zeynep Gülmez ve İlker Gürsoy var. Ozan Uzunoğlu’nun “Sonsuz Bir Aşk”ı kanser hastası bir gencin hikayesi. İsmail Hacıoğlu, Ferhat Gündoğdu ve Özlem Tekin oynuyor. “Aşk Olsun” romantik bir yapım. Neslihan Yıldız Alak ile Murat Serezli’nin yönettiği filmde İlker Aksum, Sedef Avcı ve Kenan Ece var.