Şeytan çıkarma filmleriyle polisiyeyi birleştiren “Bizi Kötüden Koru”, bir rahiple işbirliği yapan bir polisin “gerçek” hikayesinden yola çıkan bir korku filmi
Bir kez daha üzerinde “gerçek olaylara dayanmaktadır” etiketi olan bir şeytan çıkarma filmiyle karşı karşıyayız. Yönetmen Scott Derrickson, 2005 tarihli “The Exorcism of Emily Rose”u da yönettiği için şeytan çıkarma konusuna yabancı değil. Ancak “Bizi Kötüden Koru / Deliver Us from Evil” ile bir önceki başarılı korkusu “Sinister”ı mumla aratan, kafası karışık bir bulamaç yaratıyor.
Polis memuru Sarchie, bazı tuhaf vakalarla karşılaşmaya başlar. Mesela kendi çocuğunu hendeğe atan kadınlar, yerleri tırmalayan adamlar, garip sesler... Bunlarla başa çıkamamaya başladığında ilk tanıştığında hiç ilgilenmediği şeytan çıkarma uzmanı, bağımlılıkları olan sıra dışı rahip Mendoza’dan yardım ister. Şeytanın karşısında duracak yeni bir ikili böylece doğmuş olur.
Tek avantajı oyuncuları
Film, karanlık atmosferi ve polisiye örgüsüyle akla “Yedi”yi getiriyor. Mendoza’da ise bu janrın başyapıtı “Şeytan”ın kalıpları aşan rahibi Damien Karras’ın silik bir suretini görmek mümkün. Bir de işin içinde nereden çıktığını anlaşılmayan bir The Doors grubu bağlantısı var ki filmde şeytanın müziği olarak etiketlenen bu gruptan ne istediler diye sormamak mümkün değil.
Film, kötülüğün Irak’tan çıkmasıyla şark korkusu; içgüdü meselesiyle seçilmiş insan; inanmayanları inandırmasıyla Hıristiyanlık savunuculuğu derken modern muhafazakarlığın bütün gerekliliklerini de ihmal etmiyor. Sonuç mu? Derrickson’ın korku sinemasında rahat bir soluk aldıran “Sinister”ını çok aratan ve “Arada ne oldu da bu oldu?” diye düşündüren bir yapım. Filmin tek avantajı Eric Bana
ve Edgar Ramirez’in beyazperde personaları. Bir de şeytan çıkarma ayininin kahramanının bir erkek olması minik bir farklılık olarak film hanesine yazılabilir.
“Bizi Kötüden Koru / Delıver Us from Evil”
Yön.: Scott Derrickson
Oyn.: Eric Bana (Sarchie), Edgar Ramirez (Mendoza), Olivia Munn (Jen), Chris Coy (Jimmy) Sen.: Scott Derrickson,
Paul Harris Boardman
Gör.: Scott Kevan
Müz.: Christopher Young
Bu kez yangın var!
Geçen yıl gösterime giren animasyon “Uçaklar”, Pixar yapımı “Arabalar”ın kardeş serisinin ilk halkasıydı. Şimdi ise bu serinin ikinci filmi “Uçaklar: Söndür ve Kurtar / Planes: Fire & Rescue” ile hikaye devam ediyor. İlk filmin tarla ilaçlamadan yarış şampiyonluğuna ulaşan ana karakteri uçak Rusty, motorundaki bir sorun nedeniyle yarış dünyasından çekiliyor. Arkadaşlarına yardımcı olmak için yangın söndürme sertifikası almaya karar veriyor. Ama eğitime gittiğinde, yangın söndürme işinin zor ama saygı uyandıran
önemini öğreniyor.
Pixar’ın zayıf ve başı sonu belli serilerinden “Arabalar”ın daha da zayıflamış hali olan “Uçaklar”, animasyon dünyasının gurur tablolarından biri değildi. İkinci yapım ilkinin de gerisinde kalan, kalıplara sırtını yaslayan, büyüklere yönelik bir tarafı olmayan bir devam filmi.
Çocuklar içinse büyük stüdyoların hemen hemen bütün projeleri gibi eğlenceli bir seyir deneyimi olabilir.
Elmore Leonard uyarlaması
“Belalı Rehine / Life of Crime”, yazdığı suç romanları sinema uyarlamalarına en çok yakışan yazarlardan Elmore Leonard’ın “The Switch” adlı bir romanından uyarlama. Daniel Schechter’ın yönettiği filmde iki suçlu (Mos Def ve John Hawkes) zengin bir adamın (Tim Robbins) karısını (Jennifer Aniston) kaçırıp
1 milyon dolar fidye istiyor. Ama boşanıp genç metresiyle (Isla Fisher) evlenme derdindeki adam, bu parayı vermeyince işler karışıyor.
Yapım, Leonard’ın filmlerindeki ilişkiler ağını, diyaloglardaki kıvraklığını ve karakter yaratma becerisini olabildiğince sadık bir şekilde sinemaya aktarıyor. 1970’lerde geçen öykü
bu dönemi hakkıyla yansıtırken, oyuncu performanslarında genellikle hakkı yenen aktör John Hawkes, bir kez daha dikkat çekiyor. “Jackie Brown” veya “Get Shorty” düzeyinde bir Leonard uyarlaması olmasa da elindeki malzemeye ihanet etmeyen, derli toplu ve iyi vakit geçirtmeyi başaran bir yapım var karşımızda. Suç komedisi olarak genellikle karanlık tarafa meyletse de final bölümüyle izleyiciyi salondan mutlu uğurluyor.
Diğer seçenekler
* Delphine de Vigan’ın yönettiği Fransa yapımı komedi “Yatak Dersleri / A coup sur”ün başrolünde Laurence Arne var. Film, tek gecelik ilişkiler yaşayan bir kadının yatakta iyi olmayı hedeflemesini anlatıyor.
* Başrolünü Hollywood’un komedi ağırlıklı kariyere sahip aktörlerinden Vince Vaughn’ın üstlendiği “Süper Baba / Delivery Man”, 2011 yapımı “Benim 533 Çocuğum Var”ın yeniden çevrimi. İki filmin yönetmeni de değişmiyor ve yeniden çevrimi de orijinal yapımda imzası bulunan Ken Scott yönetiyor. Film, bir sperm bankasına yıllar önce verdiği spermleri nedeniyle 533 çocuğu olduğu ve bu çocukların büyük bölümünün kendisinin kimliğini öğrenmek için dava açtığını öğrenen bir adamın hikayesi. Eleştirilerde, Vaughn’ın performansını beğenen ama orijinal filmi tercih eden yorumlar ağırlıkta.
* Yerli korku “Azazil: Düğüm”, Özgür Bakar’ın yönetmenliğini, üstlendiği, başrolünde Salih Memişoğlu’nun bulunduğu bir yapım. Filmde cin ve şeytan vakaları anlatılıyor.