“Bugün Aslında Dündü”nün bilimkurgu versiyonu diye tarif edilebilecek filmde Tom Cruise’un canlandırdığı karakter sürekli aynı güne uyanıyor ve deneyimleriyle mükemmel bir asker olmayı öğreniyor
Bill Murray’nin başrolünde olduğu Harold Ramis filmi “Bugün Aslında Dündü”de bezgin, bencil bir adam sürekli aynı güne uyanmaya başlıyor; etrafına ve kendisine daha yararlı birine dönüşüyordu. “Bourne” serisinin ilk filminin yönetmeni Doug Liman’ın yönettiği bilimkurgu “Yarının Sınırında / Edge of Tomorrow”da ise Tom Cruise’un canlandırdığı reklamcı Cage, uzaylılarla yaşanan amansız savaşta her öldüğünde aynı güne yeniden başladığını keşfediyor. Ama onun sürekli ölerek yeniden başladığı günde öğrendikleri mükemmel bir askere dönüşmek ve kahramanlık olarak özetlenebilir.
Doug Liman bilimsel açıklamalarla pek de mantıklı olmayan senaryoyu çoğu Hollywood işi yapımda olduğu gibi filmin ritmi arasında göze çarpmayacak hale getiriyor. Ancak filmin tekrara dayanan ritminin özellikle ortalarda sarktığını söylemek de mümkün. Cage’in savaşmak istemeyen bir reklamcıdan uzaylıları öldüren bir askere dönüşmesi ise Tom Cruise’a uzun süredir üstlendiği aksiyon adamı karakterlerinden bir diğerini canlandırma imkanı verirken film savaş yanlısı mesajıyla da “Bugün Aslında Dündü”nün iyi niyetinin tam ters tarafında yer alıyor.
Oyalayıcı bir yapım
Cruise rolünde alışıldık performanslarından birini sergilerken, ona başrolde eşlik eden Emily Blunt, kariyerinde tercih etmediği aksiyonda tecrübeli rol arkadaşı Cruise’un yanında geri planda kalmıyor ama genç oyuncunun dram ve komedide daha başarılı olduğunu söyleyebiliriz.
Film, yazın ilk büyük bütçeli ticari sinema örneği olarak bilimkurgu sevenleri seyir süresince oyalasa da akılda kalıcı bir yapım olarak tanımlanamaz.
“Yarının Sınırında / Edge of Tomorrow”
Yön.: Doug Liman
Oyn.: Tom Cruise (Cage), Emily Blunt (Rita), Brendan Gleeson (Brigham), Bill Paxton (Farell) Sen.: Christopher McQuarrie, Jez Butterworth, John-Henry Butterworth Gör.: Dion Beebe Müz.: Christophe Beck
Hapishanede bir baba-oğul
İngiliz yapımı “Yüksek Risk / Starred Up” çok önemli örnekleri olan hapishanede geçen filmler arasında bir fark yaratmayı başarıyor. Ergenlik çağındaki, şiddet eğilimleri gösteren suçlu Eric Love (Jack O’Connell), yetişkinler için bir hapishaneye transfer oluyor. Burada hem suçlular arasındaki hiyerarşide yüksek
bir yerde bulunan babası Neville’le (Ben Mendelsohn) yeniden karşılaşıyor hem de hapishanede şiddet eğilimli suçlular için verilen terapiye katılıyor. “Young Adam”ın da aralarında olduğu filmlerle tanınan David Mackenzie’nin yönettiği film,
baba-oğul ilişkisini işlemede etkili olurken, terapi seansı bölümleriyle benzer
filmlerin önüne geçiyor. Filmin aktörlük performansları da üst düzeyde.
Western komedisi
“FamIly Guy” dizisiyle yıldızı parlayan ve sinemaya geçtiği “Ted” ile iyi bir başlangıç yapan Seth MacFarlane, yönetmenliğini ve başrolünü üstlendiği “Yeni Başlayanlar İçin Vahşi Batı /
A Million Ways to Die in the West”le western dekorunda geçen bir
komediyle takipçilerinin karşısında. MacFarlane’nin canlandırdığı Albert, Vahşi Batı’nın maço dünyasına uyum sağlayamamaktadır. Vahşi Batı’nın en azılı tetikçisinin karısı Anna (Charlize Theron) ile yakınlaşması Albert’ın başına bela almasına neden olacaktır.
MacFarlane western türü, ilişkiler, tuvalet mizahı dahil olmak üzere geniş bir skalada esprilerle donattığı filminde, dönem atmosferiyle boğuluyor ve film uzun süresinin altından kalkamıyor. n
Diğer seçenekler
- Çok sık karşılaşmaya başladığımız yerli korkuların yenisi Serkant Yaşar Kutlubay’ın yönettiği “Tamaya”. Çocuklara hitaben ise animasyon
“Oz Efsanesi: Dorothy’nin Dönüşü / Legends of Oz: Dorothy’s Return” gösterime giriyor.
- “Notting Hill” ve “Venus” filmleriyle tanınan Roger Michell’ın yönettiği “Paris’te Bir Hafta Sonu / Le Week-End”in senaristi ünlü yazar Hanif Kureishi. Film, Lindsay Duncan ve Jim Broadbent’in canlandırdığı bir çiftin balaylarından 30 yıl sonra ilişkilerini onarmak için bir kez daha Paris’e gitmesini konu alıyor. Gösterime giren diğer romantik film ise Kanada yapımı “Aşkta Yanlış Yoktur / The Right Kind of Wrong”.
- Bu hafta iddialı oyuncu kadrolarına sahip iki suç filmi gösterime giriyor. Başrollerini Forest Whitaker ile Orlando Bloom’un paylaştığı Jerome Salle imzalı “Suç Şehri / Zulu”,
Güney Afrika’da geçiyor ve cinayet soruşturmasına odaklanıyor. Diğer film “Kardeşim İçin / Out of Furnace”ta ise Christian Bale ve Casey Affleck başrollerde. Scott Cooper’ın yönettiği filmde, kaybolan kardeşinin intikamını almaya çalışan bir abinin hikayesini izleyeceğiz.
DVD
HAFTANIN YENİLERİ
“EN SOLITIARE / AKINTIYA KARŞI”
Türkiye’de gösterime girmeyen Fransız yapımı film, yat yarışına katılan bir adamı konu alan bir dram.
“NOT FADE AWAY /
SEN GİTMEDEN ÖNCE”
“Sopranos” dizisinin yaratıcısı David Chase’in ilk sinema yönetmenliği, 1960’ların New Jersey’sinde geçiyor ve bir rock grubu etrafında dönüyor.