1996’da yaşanan gerçek bir faciadan yola çıkan “Everest” bir grup dağcının fırtınaya yakalandığı olayı, 20’den fazla karakterle anlatıyor
Hollywood’a İzlanda’dan transfer olan yönetmen Baltazar Kormakur, bu yılki Venedik Film Festivali’nin açılışını yapan filmi “Everest”te 1996’da yaşanan bir faciadan yola çıkıyor. 20’ye yakın karakteri konu alan filmde, profesyonel dağcılar macera meraklısı dağcıları Everest’in zirvesine çıkarmayı bir ticaret haline getiriyor. Bunu yapan ekiplerden Rob Hall önderliğindeki ve diğerleri ticari bir rekabet de içinde. Dağcılar zirveye ulaşmaya çalışırken yakalandıkları bir fırtına birçok insanın hayatını kaybetmesiyle sonuçlanıyor.
Oyuncular üzerine düşeni yapıyor
Filmde macera merakının, güvenliğin tehdit altında olduğu bir ticarete dönüştüğünü ima eden yerler en ilginç bölümler. 8 bin metrede rakip firmaların müşterilerinin bir yerden bir yere geçmek için sırada bekledikleri sahne gibi... Ancak Kormakur, 20 karakteri izleyici olarak umursamamızı sağlamak bir yana onları tanıtmayı bile başaramıyor. Dolayısıyla karakterlerin hayatta kalıp kalmamasının heyecanı tam anlamıyla hissedilmiyor. Evde merakla bekleyen aileler gibi kısımlarsa filmin karlar arasında yakaladığı macera temposunu düşürüyor. Oyunculuklarda herkes üzerine düşeni yapsa da işçi sınıfından sıradan bir insanın dünyanın en yüksek zirvesine çıkabileceğini kanıtlamaya çalışan Doug’ı canlandıran müthiş aktör John Hawkes filmin en iyi performansını sergiliyor. Filmin gerçekleri biraz da çarpıtarak facianın faturasını Nepal’dan yerli rehberlere kesmesi de Hollywood’un alttan alta hissedilen yabancı düşmanlığının izlerini barındırıyor. Kapitalizm aklanırken, Nepal yerlileri alenen suçlanıyor. Bütün bunlara rağmen dağ maceralarını seven izleyiciler, A listesinden aktörlerin katkılarıyla izlenebilir bir film bulabilirler.
“Everest”
Yön.: Baltasar Kormakur Oyn.: Jason Clarke (Rob Hall), John Hawkes (Doug Hansen), Jake Gyllenhaal (Scott Fischer), Emily Watson (Helen Wilton), Sam Worthington (Guy Cotter), Keira Knightley (Jan Arnold) Sen.: William Nicholson, Simon Beaufoy Gör.: Salvatore Totino
Müz.: Dario Marianelli
Tarih 13 dakikayla değişebilirdi
2004 yapımı Adolf Hitler’e odaklanan “Çöküş / Der Untergang”ın yönetmeni Oliver Hirschbiegel, “Hitler’e Suikast/ Elser” ile bir kez daha aynı dönem Almanya’sını ziyaret ediyor. Ama bu kez Hitler, ana karakter değil, bir suikast planının hedefi. Gerçek bir hikayeden yola çıkan filmde, Georg Elser (Christian Friedel) adlı sıradan bir adam 1939’da Nazi iktidarına duyduğu nefret nedeniyle Hitler’e suikast planı yapıyor. Film, Elser’in Nazi karanlığı çökmeden önceki mutlu hayatından yola çıkıp suikast girişimi, Hitler’i öldürmeyi 13 dakikayla ıskalaması ve sorgu sürecine uzanıyor. Sıradan bir adamın bireysel girişimi, takibi ilginç bir hikaye olsa da Elser’in aşk hayatına çokça vakit ayıran film, Hitler’i öldürmeye karar vermesine giden yolu ise üstünkörü ve yetersiz işliyor. Elser’in komünist parti üyesi olmasıyla ve ideolojik olarak nerede durduğuyla ilgilenmeyen film, bireysel bir nefret hikayesi anlatmasıyla da inandırıcı olamıyor, eksik kalıyor.
Haftanın diğerleri
Serinin ikinci halkası
- Genç yetişkinlere hitap eden serilerden “Labirent / Maze Runner”ın ikinci filmi “Labirent: Alev Deneyleri / Maze Runner: The Scorch Trials”, ilk film gibi Wes Ball’ın yönetmenliğinde izleyici karşısına çıkıyor. Filmde Thomas (Dylan O’Brien) önderliğinde Labirent’ten kaçan grup yeni topraklarda hayatta kalma savaşı veriyor.
BİR Ajan öyküsü
- “Enemy” ve “Prisoners” filmlerinin Kanadalı yönetmeni Denis Villeneuve, bu yıl Cannes’da yarışan filmi “Sicario”yla prodüksiyon ve oyuncu kadrosuna bakılırsa iddiasını artırıyor. Başrollerini Emily Blunt ve Benicio Del Toro’nun paylaştığı film, Meksika sınırında uyuşturucu kartelleri üzerine çalışan bir FBI ajanına (Blunt) odaklanıyor.
üç yerli film
- Gösterime girecek üç yerli filmden biri Ömer Uğur’un “Guruldayan Kalpler”i. Geçen yılki Antalya Film Festivali’nde yarışan film, dürüst bir adamın çağdaş bir sanatçının yanında çalışmaya başlamasından yola çıkarak kültür çatışmasından mizah üretiyor. Başrollerini Necip Memili ve Devin Özgür Çınar’ın paylaştığı film, eli yüzü düzgün bir komedi. Diğer yerli filmler, Burak Kuka’nın yönettiği “Can Tertip” ve Burak Aksak’ın imzasını taşıyan “Kara Bela”.
DVD
HAFTANIN YENİSİ
“Ex MachIna”
Türkiye’de vizyona girmeyen İngiliz bilimkurgusu “Ex Machina”, geçen sezonun ilgi toplayan filmleri arasındaydı.