Boks dramı “Son Şans”ta hayattaki her şeyini kaybeden ve geri kazanmaya çalışan çaresiz bir boksörü klişeler eşliğinde izliyoruz
Hollywood boksu işleyen dramlarda daha ne yapılabilir diye sormuyor. Türde “Şampiyon” (1979) gibi “mendilleri hazırlayın” filmleri, “Kızgın Boğa” gibi bir başyapıt ve “Rocky” serisinin azim öyküleri yetmemiş olmalı ki şimdi “Son Şans / Southpaw”karşımızda ve boksu konu alan dramların bütün klişelerini bünyesinde topluyor.
Jake Gyllenhall’un canlandırdığı Bill Hope, yetimhanede büyümüş bir hafif sıklet şampiyonu. Onu taciz eden bir genç boksörün karıştığı arbedede eşi ölünce, filmde yaklaşık 10 dakikalık seyir süresinde evini, lisansını, parasını, itibarını yani her şeyini kaybediyor.
Ekip özen göstermemiş
Hope dünyanın en hızlı kaybedeni; kızının velayetini de alamayınca, mütevazı bir spor salonunda efsane bir antrenör buluyor. İntikam maçına hazırlanıyor, tabii kızını geri alma savaşına da...
Film klişelere o kadar sırtını yaslamış ki her gelişmeyi, her diyaloğu tahmin etmek mümkün. Sinema izleyicisinin boks konulu dramlara olan düşkünlüğü, “Son Şans”ın ekibini “Şampiyon”un baba-evlat ilişkisini, “Kızgın Boğa”nın kendine zarar verme ve öfke krizlerini ve de “Rocky”nin yükselme ve azim bölümlerini alıp harmanlamaya itmiş olmalı. Film bir noktada sporun menajerlik, anlaşmalar gibi arka planına girip en azından işin endüstri yönüne bakacak gibi oluyor. Ama bu durum da “Hadi düşene bir tekme de sen vur menajer” mesajından öteye geçmiyor.
“Son Şans”ta senarist Sutter ve yönetmen Antoine Fuqua başta olmak üzere ekip fazla özen göstermemiş görünürken, filme varını yoğunu veren isim Jake Gyllenhaal oluyor.
“SoN ŞANS / SoUTHPAW”
Yön.:Antoine Fuqua
Oyn.:Jake Gyllenhaal (Billy Hope), Rachel McAdams (Maureen Hope), Forest Whitaker (Tick Wills), Oona Laurence (Leila Hope)
Sen.:Kurt Sutter
Gör.:Mauro Fiore
Müz.:James Horner
Organik turptan gerilim!
SaverIoCostanzo’nun yönettiği “Aç Kalpler / Hungry Hearts”, geçen yıl Venedik’te Alba Rohrwacher ve Adam Driver’a En İyi Kadın Oyuncu ve En İyi Erkek Oyuncu Ödülleri’ni kazandırmıştı. New York’ta geçen film, New York’lu mühendis bir adam ve İtalyan bir diplomatın tuhaf bir tanışmayla başlayan aşkının, bebeklerinin doğmasının ardından sarpa sarmasını konu alıyor.
Çiftin arasının bozulmasının nedeni, kadın karakterin önce hamilelikte protein yememesi, bebek doğunca da filme göre “zıvanadan çıkıp” sağlıklı olsun diye vegan beslediği bebeğini açlıktan ölme noktasına getirmesi. Film gitgide kadın karakteri balık gözü objektifli çekimler eşliğinde bir manyağa dönüştürüyor. Evin çatısında organik bir serada turp toplama sahnesini gerilim unsuru olarak kullanacak kadar tuhaflaşan, açıkça erkeklerin yanında duran bir yapım.
DVD
HAFTANIN YENİSİ
“BÜYÜK USTA / GRANDMASTER”
Wong Kar-Wai’nin dövüş filmi “Büyük Usta”, yönetmenin estetik sinemasının en başarılı örneği olmasa da kayda değer yeni bir ürünü.
Geri dönüyorlar
Hollywoodçıkışlı süper kahraman filmi bolluğu “Fantastik Dörtlü / Fantastic Four”ile devam ediyor. İlk iki filmi pek beğenilmeyen serinin yeni halkası “Fantastik Dörtlü”, yeni bir ekiple yoluna devam ediyor. Josh Trank’in yönettiği, başrollerini ise “Whiplash”in yıldızı Miles Teller’ın yanı sıra Michael B. Jordan, Kate Mara ve Jamie Bell’in paylaştığı film, değişik güçlere sahip dört kahramanın dünyayı kötülerden kurtarma gayreti üzerine. Sinema izleyicisi için bir türlü cazibe merkezi haline gelemeyen dörtlünün imajı bu filmle değişecek mi, bekleyip göreceğiz.
Haftanın diğerleri
-David Campbell’ın yönettiği Avustralya korkusu “Vahşet Geçidi / Lemon Tree Passage”, yerel bir hayalet efsanesinin peşine düşen gençlerle ilgili. Film ortalama eleştirilerle karşılandı.
-Biray Dalkıran’ın yönettiği yerli komedi “Eski Sevgiliyi Unutmanın 10 Yolu”nda Atılgan Gümüş, Orçun Kaptan ve Serhat Özcan rol alıyor. Film evlilik arifesindeki bir çifti anlatıyor.
-Çocuklara hitap eden animasyon “Kaptan Cingöz Macera Peşinde / Albert”, yaramaz bir çocuğun maceralarını konu ediniyor.