80’ler ruhunun ve mizahının bir arada olduğu, Marvel çizgi romanlarının sinema uyarlaması “Galaksinin Koruyucuları”, yeni bir seri olacak
Marvel çizgi romanlarının yeni sinema uyarlaması “Galaksinin Koruyucuları / Guardians of the Galaxy”, kaybedenlerden oluşan bir ekibi uzayın derinliklerinde geçen bir mücadelenin içine yerleştiriyor. 1980 bilimkurguları havasının ve mizahının bir araya geldiği film, ana akım bir eğlencelik.
Birkaç yıl yapım cehenneminde kalan filmde, dünyadan kaçırılmış ve galakside hırsızlık yapan Amerikalı Peter Quill, çok önemli bir nesneyi çalıyor. Bunun üzerine azılı kötü Ronan peşine düşüyor. Ondan kaçmaya çalışırken garip ve hepsi onun kadar kaybeden ekip arkadaşlarıyla bir araya geliyor.
Uyarlamalarda taze soluk
Kökenleri 1960 sonlarına dayanan ancak 2008’de yayımlanmaya başlayan bir çizgi roman serisinden uyarlanan “Galaksinin Koruyucuları”, “Iron Man”in de aralarında olduğu Marvel serilerinin mizahını koruyup bunu pek başarılı olmayan ama takım ruhuyla bir şeyler yapabilen anti-kahramanlarla birleştiriyor. Filmin ana kahramanları arasında konuşan ve ırkçılığa uğramaktan mustarip bir rakun ve kas gücü olarak kullanılan bir ağacın da olması anti-kahraman tanımının genişliğine örnek olabilir.
1980’ler bilimkurgularının atmosferini, günümüz özel efekt teknolojisinin imkanlarıyla birleştiren film, çizgi roman uyarlamaları arasında abartılacak bir yöne sahip değil ama taze bir soluk olmayı başarıyor. Benzer dev bütçeli filmlerin yazları yaşadıkları hezimetleri yaşamayacağa benzeyen filmin devamının geleceği geçtiğimiz hafta açıklandı. Film, Hollywood filmlerinde sıkça rastlanan bir alt metne sahip: Uluslar bir arada olabilir ama
11 Eylül sonrası paranoya denilebilecek dini fanatiklerden korkmakta fayda var.
“Galaksinin Koruyucuları / Guardıans of the Galaxy”
Yön.: James Gunn
Oyn.: Chris Pratt (Peter Quill), Zoe Saldana (Gamora), Dave Bautista (Drax), Vin Diesel (Groot, seslendirme), Bradley Cooper (Rocket, seslendirme)
Sen.: James Gunn, Nicole Perlman Gör.: Ben Davis
Müz.: Tyler Bates
Marcel’le randevu
Fransız animasyonunun “Belleville’de Randevu” ile çıkış yakalayan ismi Sylvain Chomet, Jacques Tati’ye saygı duruşu “Sihirbaz”la da yerini sağlamlaştırdı. İlk kez gerçek oyuncularla paylaştığı yeni filmi “Attila Marcel”de ise 30 yaşlarındaki, ailesini kaybettiği 2 yaşından beri konuşmayan karakter Paul’ü Guillaume Gouix canlandırıyor. Film, iki tuhaf teyzesiyle yaşayan Paul’ün ailesinin hayatta olmasını öğrenmesiyle devam ediyor.
Bildiğiniz Zach Braff
Uzun soluklu ve popüler “Scrubs” dizisiyle parlayan aktör Zach Braff, ilk yönetmenlik denemesi “Garden State”le iyi bir soundtrack, hassas ve komik adam tiplemesi ve Amerikan bağımsız sinemasının olmazsa olmazı kasabasına hayal kırıklıklarıyla dönüp aşkı, aileyi bulan adam hikayesiyle bir neslin kalbini fethetmişti. Şimdi “Keşke Burada Olsam / Wish I Was Here” adlı ikinci yönetmenlik denemesiyle kariyeri boyunca canlandırdığı karakterin bir benzerinin (adı Aidan Bloom) 30’lu yaşlarını izliyoruz. Karısı Sarah (Kate Hudson) ve babasının baskısıyla bir Yahudi okuluna giden iki çocuğuyla yaşayan Aidan, başarısız bir aktör ve ailenin maddi sorumluluklarını üstlenmiyor. Filmde, “ölüm döşeğindeki babamla, krize girmiş evliliğimle ve tuhaf erkek kardeşimle nasıl başa çıksam” gibi sorunları çözmeye çalışıyor.
Braff, hafif bir komedi ile acı tatlı ve hüzünlü arasında bölünmüş filminde televizyon filmleri seviyesinde seyrediyor. Film, benzer aile dramlarına alışık sinema meraklılarına değil, Braff’in iflah olmaz hayranlarına hitap ediyor. Braff’in kitlesel fonlama sitelerinde bu filme bütçe bulma çabaları, “Paran mı yok, bağlantın mı?” eleştirilerine neden olmuştu.
Mevsimlik işçilerin dramı
Çukurova’daki mevsimlik işçileri anlatan kurmaca film “Toprağa Uzanan Eller”, Ömer Can’ın yönettiği bir yapım. Mevsimlik işçi olarak çalışan bir ailenin sekiz yaşındaki çocuğu Toprak’ın (Ali Bilen), başlık parası için sözlenen 15 yaşında ablasına bir masal anlatması üzerinden ilerliyor. Melih Selçuk ve Nail Kırmızıgül’ün de rol aldığı film,
32. İstanbul Film Festivali’nin Yeni Türkiye Sineması bölümünde izleyiciyle buluşmuştu.
DVD
HAFTANIN YENİSİ
“BİNLERCE KEZ İYİ GECELER / A THOUSAND TIMES GOODNIGHT”
Başrolünde Juliette Binoche’un bir savaş fotoğrafçısını canlandırdığı Erik Poppe imzalı film, Norveç sinema ödülleri Amanda’da pek çok adaylık almış bir dram.