Nihat Ali Özcan

Nihat Ali Özcan

naozcan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Suudi Arabistan ve mütte-fiklerinin hava kuvvetleri Husileri bombalamaya devam ediyor. Ne var ki konvansiyonel olmayan grupların havadan bombalanmasının işe yaramayacağını artık herkes biliyor. Halen konuştuğumuz, Irak, Suriye ve Libya’da olduğu gibi. Yemen de şimdi uzun süreli bir savaşa sahne oluyor.
Savaşın uzun süreli olmasının çeşitli nedenleri var. Suudi Arabistan ve İran’ın Yemen’de “vekâleten savaş” yürütmesi. Devlet kurumlarının çöküşü. Toplumun her yönüyle bölünmesi. Yemen coğrafyası ve jeopolitiği. Son olarak, asimetrik savaş.
“Vekâleten savaş”
Yemen’de, sadece yerel unsurlar değil, Suudi Arabistan’ın başını çektiği “Sünni cephe” ile Şii İran savaşa devam ediyor. Cumhurbaşkanı Hadi’yi destekleyen Suudiler, Husileri bastırmaya çalışıyorlar. Nitekim Suudi Arabistan, 2009’da Şii isyancılara karşı hava harekâtı düzenlemekten kaçınmadı. Yakın zamanda Husileri ‘terör örgütü’ ilan etti.
Arap Birliği zirvesine katılan Yemen Cumhurbaşkanı Mansur Hadi, Husi militanlarını, “İran’ın kuklası” olarak tanımladı. İran’ın önemli liderlerinden Rafsancani ise, “Arap ülkelerin liderleri 50 yıldır birkaç milyonluk Kudüs işgalcisine karşı etkili en küçük bir girişimde bulunmadı. Ancak şu anda bölgedeki Müslüman bir ülkeye karşı birleşti” ifadesini kullandı. Bu tablo savaşın uzun ve asimetrik olacağını gösteriyor.
Yemen’de, devlet kurumlarının çöktüğü, mezhep ve aşiretlerin ön plana çıktığı bir düzenden söz ediyoruz. Öyle ki eğitim, yargı, altyapı, sağlık ve ordu teşkilatı zayıflamış ve çökmüş durumda. Dünyada sivillerin en fazla silaha sahip olduğu ülkenin iç savaşa sürüklenmesi ise sürpriz değil. Son tahlilde toplum, aşiret, mezhep ve sosyal olarak bölünmüş durumda ve bu çatışmaları uzatıyor. Yine fakirlik, genç nüfus, doğal kaynakların kıtlığı, uyuşturucu alışkanlıkları diğer nedenler.
Yemen ve jeopolitik
Yemen’in jeopolitik konumu iç savaşı uzatacak özelliklerle dolu. Suudi Arabistan ile 1458 km, Umman ile 288 km kara sınırı var. Deniz ulaşımı ise bir yandan Kızıldeniz’e, öte yandan Hint Okyanusu’na açılıyor. Bab’ül Mendep Boğazı stratejik öneme sahip. Her yıl yirmi bin gemi geçiyor. Ülkenin geniş toprakları, dağınık yerleşim yerleri, savaşı uzatacak nedenlerin başında geliyor. Böyle bir ortamda Yemen uzun yıllar iç savaşa sürüklemekte.
Yemen sadece Husilerle Sünnilere değil, Suudi Arabistan’dan kaçan El Kaide militanlarına da ev sahipliği yapıyor. Otoritenin olmadığı ülkede El Kaide önemli fırsatlar elde ediyor. Mevcut tablo diğer Batılı ülkeleri de kaygılandırıyor.
Suudi Arabistan ve müttefikleri Yemen için 40 bin kişilik bir ortak “Arap Gücü” kurma kararı aldılar. Kâğıt üzerinde iyi fikir gibi görünse de uygulamanın zor olduğunu biliyoruz. Avrupa Birliği’nin otuz yıldır uğraşıp bir türlü kuramadığı “ordu” gibi.
Suudi Arabistan Kralı Salman politik hedef olarak “Yemen’de güvenlik sağlanıncaya kadar askeri operasyonun devam edeceğini” ilan etti. Bu açıklama savaşın muğlak, uzun ve yıpratıcı olacağını gösteriyor. Özellikle de asimetrik karakteriyle. Anlaşılan, Afganistan, Irak, Libya ya da Somali’deki gibi yeni bir uzun savaş başlıyor.